Halen Tutsak bulunan, Ölüm Orucu Gazisi, Halkın Avukatı Aytaç Ünsal’ın seçimlerle ilgili yazısıdır. Bu yazı 14 Mayıs’ta kaleme alınmıştır:
20. kere koyuyorlar seçim sandığını önümüze. Yine halka cennetler vaat ediliyor. Sanki ilk kez söyleniyormuş gibi yine “en kritik seçim” deniliyor.
Düzen solu da dahil olmak üzere, yalanlarla ve korkutarak bütün düzen güçleri halkı sandığa götürmeye çalışıyor. Faşizm AKP’ye indirgeniyor.
Bu çok büyük bir yanılgıdır. Faşizmi AKP’den ibaret göstermek ve hizbullah ve MHP’ye indirgemek, halktan gerçekleri gizlemek ve bilinçleri bulandırmaktır.
Koltuğa kim oturursa otursun, faşizm gerçeği ortada durmaktadır. Düzen siyasetindeki hiç bir parti bu gerçeği değiştiremez. Ne böyle bir istekleri, ne de böyle bir güçleri vardır.
Halkımızın yalanlara inanmadığını biliyoruz. Bugün sandığa gidecek milyonlarca insan dahi aslında bu düzeni biliyor. Halk somut örgütlenmeler göremediği için yine dönüp dolaşıp düzen siyasetinin etkisine girmektedir.
Düzen muhalefeti “Halkı devlete yabancılaştırdılar, devleti tamir edeceğiz, devleti onaracağız.” diyor. Bunun gerçek anlamı faşizmin yenilenmesi ve güçlendirilmesidir. Karşı devrimci şiddetin ve sömürünün yeniden disipline edilip örgütlenmesidir. Halkı bunun parçası yapmak, niyet ne olursa olsun suçtur.
Gerçekte yorulan, bitap düşen ve nefes almaya ihtiyaç duyan faşizmin kendisidir. Bakmayın güç gösterileri yapmalarına, direnişlerle siyasi olarak öldüler, yıprandılar. Evet halka, hepimize ağır bedeller ödettiler ama direnişlerle büyük yaralar aldılar. Bu gerçeği görmeliyiz.
Asla seçim oyununun parçası olmayacağız. Kim ne derse desin gerçeği anlatmaya devam edeceğiz. Tarih yine haklılığımızı kanıtlayacak. Haklı çıkmak değil, halkımızın acılarına son vermek istiyoruz. Canavar kendi kurduğu sandığa bir kağıt parçası atmakla yok olur mu? Anadoluda canavarları yok etmek için halk bir araya gelip seferber olur. Böyle yapmalıyız.
Düzen muhalefeti de seçilse, AKP de seçilse; halkımızı ve hepimizi bekleyen ağır saldırılardır. Madımak katliamı yaşanırken Erdal İnönü telefonlara çıkmıyordu. Çünkü hepsi faşizmin parçasıdır. Aralarındaki nüans farklarına rağmen hepsi halk düşmanıdır.
Halkımızın tutsak avukatları olarak hücrelerden haykırıyoruz: SEÇİM ÇARE DEĞİLDİR! Boş hayallerle umutlanmak, siyasal iktidar oyları çalacak diye umutsuzluğa kapılmak yanlıştır. Hayal kırıklıkları manevi yenilgiler yaratır. Seçimlerden bağımsız bir şekilde söylemeliyiz ki, umutlu günler bizi bekliyor. Buna hazırlanalım. Seçim oyalamadır. Seçimler yalandır. Gerçek ise deprem bölgesindeki halkın yaşam savaşıdır. Gerçek açlığımızdır. Gerçek S ve Y tipi tecrit hapishaneleridir.
Egemenler büyük bir çelişki içerisindedir. Geniş bir koalisyon hükümeti kurarak bu çelişkileri çözmeye çalışacaklar. Çözemezler. Yarın koltuğa kim oturursa otursun açlığımızı çözemez. S ve Y tipi tecrit hapishanelerini kapatamazlar, adaletsizliği sona erdiremezler. Yapılacak her şey göstermelik olacaktır. Bilim bunu söylüyor, tarih bunu kanıtlıyor.
Biz faşizme karşı adalet mücadelemizi büyüteceğiz. Depremde katledilen canlarımızın hesabını mutlaka soracağız. Bütün sorunlarımızı halk olarak biz çözeceğiz.
Direniş ve mücadeleyi büyütmekten başka kurtuluşumuz yoktur.