Ülkemizde kazalar, felaketler hiç eksik olmuyor ne yazık ki. Bunlardan biri de Ankara’da, 13 Aralık 2018’de meydana gelen, 9 kişinin öldüğü tren kazası idi .
Bu düzeni iyi tanıyanlar, bu kazadan sonra da « kaza değil, katliam » dediler.
Kazayla ilgili Bilirkişi Raporu yaklaşık 7 ay sonra açıklandı.
Rapor da kaza değil katliam diyor.
Bu kavramı açıkça kullanmıyor ama raporun ortaya koyduğu tüm veriler bunu söylüyor.
Kaza, Ankara- Konya seferini yapan Yüksek Hızlı Tren (YHT) ile raylarda kontrol için bulunun kılavuz trenin çarpışması sonucu meydana gelmişti.
Kazayla ilgili Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca soruşturma açılmasının ardından bir bilirkişi heyeti oluşturuldu. Heyette, Eskişehir Teknik Üniversitesi Raylı Sistemler Programı öğretim üyelerinden 3 kişi bulunuyordu.
Bu heyetin hazırladığı 12 sayfalık rapor, savcılığa gönderildi. Raporda bir çok ayrıntının içinde, kazanın temel nedenleri de yer alıyor.
Bakın kaza(!) nasıl meydana gelmiş ve bakın, bundan sonra bu kazaya kim “kaza “diyebilir.
Kaza Sonuç; Sebep?
Heyetin hazırladığı rapor, sebeplere bir parça da olsa ışık tutuyor. Rapordan aktarıyoruz.
“BİRİNCİ NEDEN: HATTIN EKSİKLERİYLE AÇILMASI”
Rapor şöyle diyor:
“Yol, imalat tamamlanmadan proje kapsamı bitmeden ve gerekli zaman tanınmadan işletmeye açıldı”.
Söylenen çok açık. Hat henüz trenlerin gidip gelmesine hazır değil. Ama faşist yönetimin acilen propagandaya ihtiyacı var. kapitalist yöneticiler, faşist yöneticilerin talimatlarını yerine getiriyorlar ve büyük propagandalarla, tantanalı törenlerle hat açılıyor.
İKİNCİ NEDEN: YANLIŞ TRAFİK YÖNETİM SİSTEMİ
Bakın ne olmuş, nasıl olmuş?
Bilim ve tecrübe diyor ki, Yüksek Hızlı Trenlerin, sinyalsiz hatlarda işletilmesi mümkün değildir.
Ama AKP yönetimi işletiyor.
Rapor anlatıyor:
“Hattın erken açılmasından kaynaklı ETCS/FRTMS ile yönetilemeyeceğinden, … yeni trafik yönetim sistemi kurulmuştur. Bu sistem daha önce uygulanan bir sistem değildir. Olası riskleri bilinmemektedir ve literatürde karşılığı yoktur.”
Literatürde karşılığı yoktur ve karşılığı, 9 insanın canıdır.
ÜÇÜNCÜ NEDEN: ‘RİSK ANALİZİ YAPILMADI’
Rapor katliamın nasıl hazırlandığını anlatmaya devam ediyor:
“Hattın açılması kararı ile ilgili yapılması gereken ilk risk analizi yapılmamıştır. Eğer hattın ETCS/FRTMS olmaksızın işletmeye açılması ile ilgili bir risk analizi yapılsaydı muhtemelen açılmaması yönünde karar verilecek ve bu başlık altında sonradan yapılması gerektiği düşünülen hiçbir risk analizine gerek kalmayacaktı.”
Bu kadar açık.
DÖRDÜNCÜ NEDEN: MANEVRALARIN KAYDIRILMASI
Vahşi kapitalizm bu demektir işte. Ne iş güvenliği, ne halkın can güvenliği onların umurunda olmaz.
Raporda deniliyor ki, “6 Aralık 2018 tarihli yazı ile trenlerin Ankara batıda bulunan makasların elle tanzim edilerek, kabul ve sevk edilmesinin talep edildi ve bu onaylandı””.
“YHT manevraları doğuda yapıldığı zamanlarda doğrudan etkili en az 3-4 kişinin kusuruyla kaza olma riski varken, batıda yapılmaya başlayınca bu sayı 1-2 kişiyi düşmüştür.”
Herşey sistemsiz, plansız, tekniksiz hale getirildiği için, bir memurun yanlış bir hat vermesi bir katliama yol açıyor. Çünkü denetleyecek bir mekanizma yok.
BEŞİNCİ NEDEN; HALKIN CANINI ÖNEMSEMEYEN ÇALIŞMA VE YÖNETME TARZI
Rapordaki ayrıntılar, lhalkın canının nasıl önemsenmediğini gösteriyor.
– Sinyalsiz işletmecilik yapılan hatlarda, makasın, istasyonun hangi yoluna düzenlendiğini gösteren makas feneri olması gerekirken, Ankara- Sincan hattında makas feneri bulunmuyordu.
– Kazada ölen makinist Adem Yaşar, 6 dakika boyunca yanlış hattan gittiğini fark edemiyor..
Ve yanında olması gerdeken 2 makinist YOK!
– Makasçı Osman Yıldırım’a, işbaşı eğitimi verilmeden işbaşı yaptırıldı…
KAZA DEĞİL KATLİAM OLDUĞU KESİN;
PEKİ SORUMLU KİM?
Evet, herşey ortada.
Davada 3 tutuklu var: tren teşkil memuru (makasçı) Osman Yıldırım, hareket memuru Sinan Yavuz ve kontrolör Emin Ercan Erbey.
GERÇEK SORUMLULAR, ASIL SORUMLULAR YOK.
