Almanya’nın altı şehrinde, onbinlerce insan, Rusya-Ukrayna savaşı gerekçe gösterilerek yapılan enerji fiyatlarındaki zamları ve genel olarak hayat pahalılığını protesto ettiler.
Son bir yıl içinde, doğal gazdan elektriğe, benzinden oduna kadar, tüm enerji kaynaklarına devasa zamlar yapıldı.
Bir çok yakıttaki zam oranı, ikinci dünya savaşından bu yana yapılan en büyük zam oranlarına ulaştı.
Bu büyük zamlar karşısında Avrupa’nın hemen her tarafından gösterilen tepkiler, bugün için yetersiz ve tepkilerin hedefleri bulanık. Ancak su akar yatağını bulur. Halkın zamlara karşı tepk,ileri eninde sonunda alanlara taşacak ve doğru hedeflere yönelecektir.
ALTI ŞEHİRDE EYLEM!
Zamlara karşı eylemler, 22 Ekim’de Almanya’nın Berlin, Düsseldorf, Hannover, Stuttgart, Dresden ve Frankfurt şehirlerinde gerçekleştirildi.
Eylemlerin temel talebi, enerji zamlarının geri çekilmesi olurken, eylemlerde halkın ekonomik demokratik taleplerine ilişkin çok sayıda pankart taşındı.
Enflasyonun düşürülmesinden nükleer enerji santrallerinin kapatılmasına, yoksullar için enerji fiyat indirimleri sağlanmasına, fosil yakıtların terkedilmesine kadar bir çok talep dile getirildi.
Çeşitli sendikalar, dernekler ve kiutle örgütleri tarafından oluşturulan „Krizde Dayanışma İnisiyatifi“ tarafından örgütlenen eylemlere 25 bini aşkın kişinin katıldığı belirtildi.
Hükümet Fonları HER ZAMANKİ GİBİ Zenginlere, Tekellere!
Almanya Parlamentosu’Nda bu eylemlerden önceki gün, 21 Ekim’de “Şirketleri ve hane halklarını artan enerji fiyatlarının etkisinden korumaK” amacıyla, “200 milyar Euroluk kurtarma paketi” onaylandı.
Ama herkes biliyor ki, bu paketin 200 milyar euronun çok büyük bölümü tekellere gidecek; göstermelik küçük bir bölümü ise halka, esnafa dağıtılacaktır.
Eylemlerde bu gerçek de dile getirilerek, fonların “adaletli” dağıtılması istendi.
Fonlardan “düşük gelirli” halka daha çok pay ayrılması istendi.
Eylem çağrısını yapan sendikalardan biri olan ver.di sözcüsü Andrea Kocsis, “Halk için sosyal açıdan dengeli bir mali yardıma acilen ihtiyacımız olduğunu göstermek istiyoruz. Hükümet çok şey yapıyor ama fonları bir su kabı ile dağıtıyor. Düşük gelirli insanların zenginlerden daha fazla desteğe ihtiyacı var” dedi.
Ama bu talebin güçlü bir direniş olmadan gerçekleşme şansı yoktur.