Alman hükümetinin açıkladığı resmi rakamlara göre, Almanya’da 2019 yılının ilk altı ayında, mültecilere yönelik 609 saldırı gerçekleştirildi.
Her güne üçten fazla saldırı düşüyor. Polis kayıtlarında “siyasi kaynaklı sağcı suçlar” kategorisinde değerlendirilen bu saldırılar, ırkçı hakaretlerden yaralamaya kadar uzanıyor.
609 saldırıda, 7’si çocuk, 102 kişi yaralandı.
Yani saldırılar, öyle sözlü sataşmalarla, hakaretlerle sınırlı olmayıp, bir çok durumda fiziki şiddete dönüşmüş durumda.
Alman hükümeti, bu rakamları, sol partinin (Die Linke) ırkçı saldırılara ilişkin verdiği soru önergesini cevaplarken açıkladı.
Irkçıların en çok hedef aldığı yerlerin başında da mülteci kurumları geliyor. Altı ay içinde, mültecilerin kaldığı 60 mülteci yurduna ve 42 mültecilere yardım organizasyonuna saldırılar düzenlendigi belirtiliyor.
BU RAKAMLARI NASIL DEĞERLENDİRMELİ?
Gerek resmi kurumlar tarafından, gerekse de çeşitli demokratik kurumlar tarafından özellikle son zamanlarda IRKÇI SALDIRILARA ilişkin sık sık bu tür istatistikler yayınlanıyor. Bu yoğunluk, bir yandan saldırıların artışı ve yoğunluğunun sonucudur. Ancak bu raporların çoğu, “tesbitçilik”le sınırlıdır.
NEDEN sorusunun cevabı yoktur.
NASIL sorusunun cevabı yoktur.
Daha önemlisi, bu kadar saldırı olmasına rağmen, mesela ALMAN POLİSİ NE YAPIYOR? Bunun cevabı yoktur. Bu kadar şiddet içeren ırkçı saldırı olmasına karşın, neden hapishanelerde ırkçı saldırılardan dolayı
tutuklu yoktur, bunun da cevabı yoktur.
Gerçek Haber Ajansı olarak bu tür raporların haberlerini yayınlarken, özellikle işte bunlara dikkat çekmeye çalışıyoruz.
Saldırılar artıyor. Bu açık ve kesin. Reslmi raporlar, rakamlar olmadan da bu açıkça görülüyor. Resmi açıklamalar, bunları teyid ediyor.
Bunun ötesinde açıkça görülen şudur ki; Alman devleti, polisiyle, yargısıyla, burjuva basınıyla, ırkçılığı himaye etmeye devam ediyor.
