AKP iktidarı uzun zamandır işçilerin en önemli haklarından biri olan kıdem tazminatını gasp etmeye yönelik girişimleri son bulmuyor. Kıdem tazminatının gasp edilmesi o kadar büyük bir saldırı ki devletin sarı sendikaları bile bu düzenleme karşısında “Genel Grev”e gideceklerini açıklamak zorunda kaldılar. Şüphesiz işçiler için hiçbir direniş gerçekleştirmeyeceklerdir bu sarı sendikalar. Ancak genel grev sözünü etmek zorunda kalmaları bile İşçilerin haklarını gasp etmeye yönelik bu saldırıya karşı öfkelerinin ne kadar büyük olduğunu gösteriyor.
Şimdilik AKP iktidarı Kıdem tazminatı ile ilgili son düzenlemeyi yasadan geri çekti. Söz konusu düzenlemeye göre kıdem tazminatı “Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi” adı altında bir fona dönüştürülmek isteniyor. Böylelikle, işçilerden kesilen paraların Devletin yağmasına açılıyor ve işçilerin kıdem tazminatı alabilmesinin şartları daha da kısıtlanıyor, fondan alacakları miktar azaltılıyor. Yasa şimdilik geri çekildi. Meclisin Ekim ayındaki tekrar açılışında tekrar gündeme alacak AKP iktidarı.
Faşizm emekçilerin kazanılmış haklarına yönelik bu saldırıdan vazgeçme olasılığı yok. Çünkü bu yasa asıl olarak emperyalizmin dikte ettiği, işbirlikçi burjuvazinin çıkmasını dört gözle beklediği bir yasadır. Onların emrindeki AKP iktidarının bunu gerçekleştirmek dışında başka bir seçeneği yok. Şubat 2018’de IMF heyeti Türkiye’ye gelmiş AKP’sinden CHP’sine kadar düzen partileriyle görüşmüş bir rapor hazırlamıştı. Bu raporda IMF kıdem tazminatı konusunda ‘reform’ yapılması istemişti.
AKP iktidarı, emperyalizmin ve patronların istediği bu ‘reformu’ ekonomi programına koymuştu. AKP’nin 2020-2022 dönemini kapsayan Yeni Ekonomi Programı (YEP) içinde şu sözlerle yer aldı bu:
“Ekonomimizin uluslararası sermaye hareketlerindeki oynaklığa dayalı kırılganlığını azaltacak, reel sektöre Türk lirası cinsinden ucuz ve uzun vadeli kaynak sağlayacak bir Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES) sosyal tarafların mutabakatı ile kurulacak ve sermaye piyasalarını derinleştirecek kapsamlı bir reform paketi devreye sokulacaktır.” Bizim yeni kaynağımız işçilerin işçinin kıdem tazminatı diyor AKP iktidarı.
Emperyalistler ve patronlar istiyor AKP uyguluyor.
Şimdilik bu yasayı geri çekmek zorunda kalması bu gerçeği değiştirmiyor elbette tepkileri kendine bağlı sendikaları da kullanarak azaltmayı başarabildiğinde, kendince uygun şartlarda tekrar bu yasayı gündeme getirecektir.
AKP iktidarının nasıl bir yol izlediğini, nasıl bir oyun oynadığını AKP’nin kadrolu gazetecilerinden Hürriyet yazarı Abdülkadir Selvi şöyle açıklamış köşe yazısında.
“Tamamlayıcı emeklilik sistemi beraberinde kıdem tazminatı tartışmalarını getirince, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Aile ve Çalışma Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Türk-iş Genel Başkanı Ergun Atalay, TİSK Başkanı Özgür Burak Akkol, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu ve Hak-İş Genel Başkanı Mahmut Arslan’ı kabul ederek görüşmüştü. Görüşmede Bakan Zehra Zümrüt Selçuk, ayrıntılı bilgi veriyor. Türk-İş ve Hak-İş genel başkanları kıdem tazminatının ‘kırmızı çizgi’leri olduğunu belirtiyorlar. Düzenleme için konjonktürün doğru olmadığının söylenmesi üzerine ‘Onu siyasete bırakın’ diyor. Sistem üzerinde uzun süredir çalışıldığını ifade ediyor. ‘Ülke için faydalı olacağına inanıyoruz’ diye konuşuyor. İşveren temsilcileri ‘İş kanunları uzlaşma ile çıkar. Kabul etmemiz için müzakereye hazırız. Hükûmet masada olsun, anlaşalım’ diyorlar.
Erdoğan tarafları tek tek dinledikten sonra ‘Bizim sosyal politikalar kurulu var. Onları da dinleyeyim’ diyor. Heyet ayrılırken Cumhurbaşkanı mutabakatın sağlanmasının önemli olduğunun altını bir kez daha çiziyor. Ardından ‘Sosyal taraflar anlaşamayacak, yine fatura bana kalacak’ diye espri yapıyor.”
AKP’nin bu ısmarlama yazısında da görülüyor ki AKP bu yasanın emperyalistlerin ve patronların istekleri doğrultusunda yapıldığı gerçeğinin üstünü örtmeye çalışarak işçilerin öfkesini dindirmeye çalışıyor. Güya İşçiler de patronlar da bu yasayı istemiyor, kendi aralarında anlaşamıyor ama tarafsız olan Erdoğan elini taşın altına koyarak yasayı çıkartıyor. Gerçekte kabak her zaman işçilerin başında patlıyor. Faturayı ödeyenler İşçiler oluyor. Emperyalistler, IMF, AKP ve işbirlikçi burjuvazi hatta sarı sendikalar bir yanda, işçiler diğer yanda duruyor bu kavgada. “Müzakere” görüntüsüyle bu gerçek gizlenmeye çalışılıyor.