AKP pislikte boğuluyor (2)

“burjuva kemal’in omuzuna binmiş
kemal kumandanın kordonuna
kumandan kahyanın cebine inmiş
kahya adamlarının donuna
uluyorlar

hav hav haak tü”

Erdoğan Ağar’a gitmiş

Süleyman, Sedat Peker’e

Sedat Peker Erdoğan’a…

Peker Ağar’a düşman

Ağar Süleyman’a…

Damat Erdoğan’a küsmüş,

Erdoğan Damad’a…

“Uluyorlar

hav hav haak tü”

Nazım’ın dizelerinde anlatılan, burjuva devletlerin tamamına damgasını vuran ilişkilerdir. Ayak oyunları, arkadan hançerleme, birbirini satma… Az veya fazla, açığa çıkar veya çıkmaz ama burjuva devletlerin her türlüsünde Nazım’ın dizelerinde anlattığı ilişkiler hakimdir. Biz de Nazım’ın şiirine ek yapıp,  bugün yaşananları anlatarak devam edelim yazı dizimize.

Bugün AKP’nin başında olduğu devlet Nazım’ın şiirinde bahsettiği devletin nitelik olarak katbekat gerisindedir. Yozlaşmıştır. Çürümüştür…

Susurluk, devlet içerisinde bazı odakların faaliyetlerini değil tam olarak faşist devletin kendisini ifade eder. Susurluk devlettir. Bugün Susurluk AKP faşizmi ile devam ediyor.

İşbirlikçi AKP’nin yönettiği ülkemizde bugünlerde devlet-mafya ilişkisi ya da daha doğru ifadeyle mafya devletin konuşulduğunu söylemiştik yazımızın birinci bölümünde. Kullanılıp kenara atılan mafyacı Sedat Peker’in yurt dışından yayınladığı videolar dizisi ile ortaya saçılan pisliğin boyutu, yeni sömürge devlet gerçeğini çarpıcı şekilde gözler önüne seriyor. Emperyalizmin talanından kalan pay için işbirlikçilerin birbirleri ile ettikleri kavga şiddetli seyrediyor.  

Rant, çıkar, talan paylaşımında yaşanan kavga Sedat Peker, Mehmet Ağar, Süleyman Soylu arasında geçiyormuş gibi görünse de tüm bu çatışmaların Erdoğan’ın kontrolü altında olduğu su götürmez bir gerçek.

Yaşanan çatışmanın özü özeti şu : AKP döneminin milyarderi, azeri Mansimov’un malına mülküne el koymak için dolap çevirirken bir birlerine düştüler. Mansimov çok kısa zaman içerisinde ülkenin en zengin 10 kişisi arasına girmiş bir milyarder. Bu, doymak bilmez Erdoğan ve çevresinin dikkatlerini üzerine çekmesine sebep oluyor. Sonrasında türlü türlü dalaverelerle Mansimov’a çöküyorlar . Bizzat Erdoğan ve Albayrak havarisi, halk düşmanı katil Mehmet Ağar’ı kullanarak Mansimov’un tepesine binince Mansimov da kendini koruması için Sedat Peker’e sığınıyor.  Sedat Peker ise, Mehmet Ağar ve çetesinin arkasında Erdoğan-Albayrak ailesinin olduğunu bilmediğinden Ağar’ı küçümseyerek Mansimov’u korumayı kabul ediyor. Bu kabul AKP’nin gözde mafyacısı Sedat Peker’in çöpe atılmasına sebep oluyor… Sonra Mansimov “Fetöcü” ilan ediliyor. Hakkında davalar açılıp hapse atılıyor. Sonuç itibariyle Erdoğan çetesi hedefine ulaşıyor, Mansimov ile ilgili yapmak istediklerinin hemen tamamını hayata geçiriyor.

Bunlar, bilinmeyen ilişkiler değil elbette. AKP’den önce de bu ve benzeri işlerin döndüğü bilinir. Burjuvazi kendi içlerinde,  birbirlerinin altını kazmak, sırtından hançerlemek, rakibinin pazarına piyasasına el koymak için her fırsatı değerlendirir, her türlü hukuksuzluğu, yasadışılığı mübah görür. Ancak bu işleri yürütürken pisliklerinin açığa çıkmaması için gereken önemi gösterir, her şeyi el yordamıyla yapar. Herşeye rağmen pislikleri açığa çıkarsa, sözde de olsa bazı yaptırımlar gündeme getirilir. Devletinin kitleler nezdinde “meşruluğunu” koruması açısından bu işleyiş hayati önemdedir.

Mafyacı Sedat Peker’in videolarında paylaştığı bazı bilgiler asgari devlet ciddiyeti, biraz devlet geleneği olan herhangi bir ülkede yaşansa göstermelik de olsa davalar açılır, istifalar olur. Tabii ki bu istifalar ve açılan davalar, ortaya saçılan pisliklerle yıkılan devlet itibarını yeniden inşa etmek için olur. Ama gelinen aşamada AKP bunu bile yapabilecek güçte değil.  AKP faşizminin talan ve soygun ilişkileri o kadar aşağılık ve pespayedir ki, göstermelik de olsa herhangi bir dava açılmıyor, kimse istifa etmiyor…

SOYSUZ SÜLEYMAN, SEDAT PEKER’E HABER UÇURARAK KAÇMASINI SAĞLIYOR !

Tabloya göre Soysuz Süleyman,  Berat Albayrak ve Ağar ile olan çıkar ve makam savaşı sebebiyle Sedat Peker’i kolluyor. Öyle ki hakkında hazırlanan dosya tutuklama aşamasına gelince Sedat Peker’e haber uçurmaya kadar götürüyor işi. Ve Soysuz’un uçurduğu haber sayesinde Sedat Peker ülkeden kaçıyor. Bir uyuşturucu kaçakçısı, mafya bozuntusu, çeteci, İçişleri Bakanı’nın içerden haber uçurması sonucu yurt dışına kaçması sağlanıyor. Soysuz Süleyman normal koşullarda  yüce divanda yargılanmasını gerektiren bir suç işliyor. Ama Soma’da katledilen 301 madenciyi savundukları için halkın avukatlarına 159 yıl veren faşizmin yargısı, ayan beyan olan Soysuz Süleyman’ın işlediği suç ile ilgili tek ses çıkarmıyor.

Soysuz Süleyman, Sedat Peker ile ilişkilerinden dolayı Erdoğan ailesi ile arasının daha fazla bozulmaması için Sedat Peker hakkında “pislik” açıklaması yapmıştı. Bunun  hemen sonrasında, yine Sedat Peker çektiği  videoda ; Süleyman Soylu’nun kendisine haber yollayarak “çok baskı altındayım, kendisi ile ilgili açıklama yapacağım” dediğini iddia etti… Şu pespayeliğe bakar mısınız ? Halkın her talebine ağzında salyalarla saldıran Soylu, Sedat Peker hakkında yapacağı açıklamadan önce haber gönderiyor ki kızmasın.

Halk çocuklarını katlettiren, hapislere atarak onlarca yıl hapis almasını sağlayan pespaye İçişleri Bakanı Soysuz Süleyman, Sedat Peker’e koruma tahsis ediyor. Yetmiyor üstüne bir de koruma süresi dolunca korumanın süresini uzatıyor. Ve bu iddia da belgelenip kanıtlanıyor ! Soysuz Süleyman, Sedat Peker ne isterse veriyor yani.

En ufak bir eyleme, hakkını arayan halka, polisini kudurmuşçasına saldırtan Soysuz, aynı zamanlarda Sedat Peker’e miting yaptırıyordu. Eşek öldü ortaklık bozuldu. Dün dosttular bugün düşman. Ve AKP cenahı dün dost bugün düşman oldukları mafya artığı  hakkında yaptıkları ikiyüzlü açıklamalar ile halkı kandırmaya çalışıyor…

Sedat Peker çöpe atıldığını anlayınca, devlet mafya ilişkilerini, çıkar ilişkilerini, devleti yönetenlerin pisliklerini peyderpey anlatıyor. Parça parça herkesin ipliğini pazara çıkaracağını duyurarak kendince pazarlık yapıyor. Bu sayede çöpe atılmaktan kurtulabileceğini sanıyor. Deliğe süpürüleceğini anladıkça yayınladığı videolarda itiraf ettikleri ve iddiaları daha da ciddileşiyor. Bu arada konuşmasının aralarına serpiştirdiği akademisyenlerden özürler, Che güzellemeleri, yoksul edebiyatı ise, izleyenleri kendisine yedeklemek, bu şekilde destek kazanmak için yaptığı kaba popülizmden başka bir şey değil.   Peker bugün AKP ile anlaşsa,  dün olduğu gibi yine AKP adına halkı, aydınları tehdit etmekten geri durmaz.  

Halkın yaşadığı her türlü acının, yoksulluğun, adaletsizliğin sorumlusu AKP iktidarı ; hayduttur,  zorbadır, çapulcudur. Ahlakı yoktur. Onuru yoktur.  Emperyalizmin bir dediğini iki etmemesinin sebebi, yeni-sömürge karekterinden olduğu gibi, ayrıca Erdoğan’ın ve avaresinin tüm suçlarının emperyalistlerce bilinmesindendir.

Devlet yukarda bahsettiğimiz çarkı işleten mekanizmadır. Zulüm üreten bir makinadır. Yakıtı halkın kanıdır. Halkın, iliğini kanını emerek işler. Devletin hiçbir gücü, ne yasama, ne yargı, ne yürütme bu çarkın dışındadır. Bu çark asla halk için işlemez.  Bugün devletin başında Erdoğan-AKP iktidarı var. Eğer bu çark kırılmaz,  halka karşı işleyen bu mekanizma durdurulmazsa, yarın devletin başına kim geçerse geçsin, halkın göreceği bugün gördüklerinden farklı olmayacaktır.  

Sosyal ağlarda paylaşın