Halk arasında Gezi Direnişi olarak bilinen Haziran ayaklanması üzerinden tam 11 yıl geçti. Bu geçen süreye rağmen AKP faşizminin korkusu bir türlü azalmadı. 2013 yılının Mayıs ayında İstanbul’un Gezi Parkı’nda başlayan direniş, tüm Türkiye’ye yayıldı. Gezi Parkı’nı AVM’ye dönüştürmek için bir proje başlatılmıştı. Ancak, bu projeye karşı olan her kesimden halk, ağaçların kesilmesine ve parkın tahrip edilmesine karşı çıktı. Sonrasında AKP faşizmine karşı büyüyen tepki ve öfke ayaklanmaya dönüştü…
Daha sonra devrimcilerin sesleri sokaklarda yankılandı. Devrimcilerin ideolojik öncülüğünde direniş tüm Türkiye’ye yayılarak AKP faşizminin ve Erdoğan’ın kabusu haline geldi. “Gezi bardağı taşıran son damla” idi evet. Ve halk o bardağı dolduran devrimciler gibi direniyor, sokak sokak, cadde cadde katil polis ile çatışıyordu. Oportunizmin, reformizmin Taksim ele geçirildikten sonra tüm enerjisiyle direnişi bitirme çabaları bugün hala hatırlardadır. Bugün Gezi direnişinden bahsediliyorsa, bu direnişin prestijinden nemalanmak isteyen reformizme ve oportunizme rağmen, ve devrimcilerin direniş çizgisindeki kararlılığı sayesindedir. Direnişin üzerinden 11 yıl geçmesine rağmen Erdoğan hala o kabusu yaşıyorsa bu devrimci çizginin gücü sayesindedir. “Haziran Ayaklanması Cephedir” sözü basit bir slogandan öte, faşizmin Haziran ayaklanmasından korkusunun gerçek sebebidir. Çünkü Gezi sıradan bir direniş değildir. AKP faşizmine devrim korkusunu iliklerine kadar hissettiren bir ayaklanmadır.
Haziran Ayaklanmasına katılanlara birçok iftira atıldı, insanlar yurtlarını terk edip Avrupa’ya sürgüne çıkmak zorunda kaldı, kimileri ise hapishanelere konuldu. Ancak Haziran ayaklanmasının ateşi hala söndürülemedi.
Ayaklanma sırasında yoksul halkımızın evlerinde kaynamayan tencerenin sesleri balkonlara, oradan da ülkemizin tüm sokaklarına yankılandı. Gezi herkes için bir umuttur. Baskıya, işkenceye, AKP faşizmine karşı halkın tepkisinin adıdır.
Tam 11 yıl önce Gezi Parkı’ndaki ağaçları tüm karşı çıkmalara rağmen kesmeye kalkışılmasıyla başlayan tepki çok kısa sürede ayaklanmaya dönüştü. Halka bir avuç gölgeyi bile çok gören gözü dönmüş AKP faşizmi halkı yok saydı. Ve bu yok sayış öyle bir öfkeye dönüştü ki ayaklanma tüm ülkeyi sardı. 79 ilde halk sokaklara çıkarak AKP faşizmine öfkesini haykırdı. AKP faşizmi için Haziran ayaklanması artık halk ile ilgili politikalarında hiç akıllarından çıkartamayacakları bir etken oldu. Yaptıkları her işte, oluşacak tepkinin ikinci bir Haziran ayaklanmasına dönüşmemesi için her türlü önlemi aldılar o günden sonra.
Gezi Şehitleri Kalbimizde yaşıyor
Haziran ayaklanması kendi yiğitlerini doğurdu, Türkiye’nin dört bir yanında sloganlarla sokakları dolduran gençler bayrağı en önde taşıdı. İşte o bayrağı taşıyanlar arasında olan Ali İsmail Korkmaz, Eskişehir’de bir grup faşist esnaf tarafından dövülerek katledildi. Ethem Sarısülük katil bir polisin tabancasından çıkan kurşunla katledildi. Mehmet Ayvalıtaş, Abdullah Cömert, Medeni Yıldırım, Berkin Elvan, Ahmet Atakan ve Hasan Ferit Gedik Haziran ayaklanmasının şehitleri olarak tarihe geçtiler. AKP faşizminin eli kanlı polisleri 8 kişiyi katletti. Ancak tek bir polis tek bir gün bile olsun hapis cezası almadı. Sadece büyük mücadeleler sonucu Berkin Elvan’ı katleden silahı ateşleyen Fatih Sarı ceza aldı ancak henüz elini kolunu sallayarak dışarıda geziyor.
Berkin Elvan, Karagözlü bir çocuk komutan
Berkin Elvan, 16 Haziran 1999’da dünyaya gelen ve 16 yaşındayken İstanbul’un Okmeydanı semtinde polis tarafından vurulması sonucu komaya giren ve 15 yaşında hayatını kaybeden bir gençti. Berkin Elvan, Gezi Direnişi’nin sembol isimlerinden biri haline geldi. Berkin, 2013 yılında, Haziran ayaklanması devam ettiği bir dönemde, evine ekmek almaya giderken polis tarafından başından gaz kapsülüyle katledildi. 269 gün komada kalan Berkin Haziran ayaklanmasının en genç şehidi olarak milyonları ayağa kaldırdı… 3 buçuk milyon Berkin’in cenazesini kaldırmak için İstanbul’daydı…
AKP faşizmi intikam peşine düştü.
Direnişi hazmedemeyen Erdoğan katlettikleri yetmezmiş gibi halka saldırmaya, intikam almak almak için her türlü hukuksuzluğu hayata geçirerek terör estirdi. Yüzlerce insan gözaltına alındı, işkence gördü ve tutuklandı. AKP faşizminin Haziran ayaklanmasından korkusu ve ayaklanmaya olan öfkesi o kadar büyük ki, kendi anayasasını bile tanımıyor. Can Atalay, son genel seçimlerde Hatay’dan milletvekili seçilmesine rağmen, yüksek mahkemelerin serbest bırakılması gerektiğine dair kararlarına rağmen kendi yasalarını da çiğneyerek Can Atalay’ı serbest bırakmayarak hapishanede rehin tutmaya devam ediyor.
Gerçek Haber Ajansı olarak şanlı Haziran ayaklanmasını selamlıyor, Haziran şehitlerimizi anıyoruz. Anılarını mücadelemizde yaşayacağımızı tekrar ediyoruz.
GHA