Onlar birbirlerini yeseler de halka düşmanlığı ihmal etmez, elden bırakmazlar.
Faşizmin mahkemeleri bir adaletsizliğe daha imza attı. 6 ay boyunca insanlık dışı işkencede tuttukları Ayten Öztürk’e 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi.
Yine aynı adaletsizlik işletiliyor :
Delil yok
Kanıt yok
Şahit yok
Kamera kaydı yok
Ses kaydı yok
Ne var peki ?
Sadece ve sadece bir itirafçı ifadesi var.
Ve bu itirafçı ifadesinde de sadece “linç edilirken kenardan izliyordu” demiş. Onun dışında hiç bir şey yok. Ve 10 haziran’da görülen davada mahkeme tüm adaletsizliği ile 2 kez müebbet hapis cezası verdi Ayten Öztürk’e.
AKP’nin mahkemeleri, halka karşı savaşta kullanılıyor. Ama kendileri için asla çalıştırılmıyor. En adi suçları işleyenler için bile işletilmiyor. Mafya artığı Sedat Peker’in anlattıkları ile açığa çıkan suçlara bakın : Tecavüz, cinayet, mala çökme, hırsızlık, uyuşturucu ticareti, öyle bir kaç kiloluk uyuşturucudan bahsetmiyor, dünyayı zehirleyen ölçekte bir trafik söz konusu…
Bu açığa saçılanlar sadece iddia bile olsa soruşturma açılması zorunludur. Kaldı ki iddiaların tamamına yakını gerçek. Ya da gerçek olup olmadığı çok çabuk belli olabilecek türden. Ancak hiç bir soruşturma açılmıyor. Aksine, mesela katil, sapık tecavüzcü Tolga Ağar ödüllendiriliyor. Faşist katil Mehmet Ağar korunuyor.
Mafya, suç örgütü liderinin anlattıklarına itibar mı edilir(miş) ?
Halbuki yalan söylediği defalarca açığa çıkmış bir iftiracı Berk Ercan’ın ifadesi ile Mustafa Koçak’a, iki kez müebbet hapis cezası verilmişti? Yalancı bir iftiracının ifadesi kabul oluyor ama düne kadar AKP’liler ile düşüp kalkan, kendilerinin hesabınıza çalışan birinin anlattıkları kabul olmuyor ! NEDEN ?
Ayten Öztürk’e 6 ay işkence yapılması ile ilgili anlatımlarını dinlemeye dahi tahammül edemeyecek kadar aldığı emri yerine getirmeye kilitlenmiş mahkeme heyeti, iki kez müebbet hapis cezası verdi. Sonra da tahliye etti…
Peki sonra.
Mafyacı, tecavüzcü, hırsız, katil Soysuz Sülü’nün polisi tarafından hapishane çıkışında tekrar gözaltına alındı… 23 saat hukuksuz ve keyfi gözaltı sonrasında çıkarıldığı mahkemede tekrar serbest bırakıldı Ayten Öztürk.
İt dalaşı sürüyor. Birbirlerinin ipliğini pazara çıkartıyorlar her gün. Pislikleri saçılıyor her tarafa. Halk açlıktan kıvranıp, intiharlara sürüklenirken milyarlarca dolarlık soygunlar kaçakçılıklar yapıyorlar. O, onun malına, namusuna göz dikiyor, diğeri bir diğerinin canına kastediyor ve tüm olanları mahkemeler izliyor. Tek ses çıkmıyor.
Ammaaa !
Söz konusu halk olunca, söz konusu halkın onurlu evlatları olunca düzenin tüm kurumları devreye giriyor. Yasalar işletilmeye başlıyor. Yasalar devrimcileri hapsetmekte yetersiz kaldığında yasalar da rafa kalkıyor. Düzmece mahkemeler kuruluyor. Utanmazca, alçakça kalemler kırılıyor.
Halk kesimleri örgütlenip bu mafya saltanatı, faşist diktatörlüğe karşı mücadele etmezse ortaya ne kadar pislik saçılırsa saçılsın adaletsizlik devam eder.
Ayten Öztürk ve tüm devrimcilerin AKP faşizmi tarafından her koşulda baskı altında tutulmaya çalışılmasının sebebi korkudur. Pisliklerine karşı halkı örgütleyerek halkın sokağa çıkmasını sağlayacak devrimcilerdir. Milyonlarca halkı açlığa mahkum eden bu alçak, bu kokmuş düzenin devamına son verecek tek güç devrimcilerden korkuyor AKP faşizmi. Devrimciler olmasa tüm pisliğine rağmen bu çarkın dönmeye devam edeceğini bildiğinden hiç bir koşulda baskıyı eksiltmiyor, halkın boğazını sıkan zulüm ipini hiç gevşetmiyor.
Pisliker açığa çıkmasıyla düzen partileri “erken seçim” diye yırtınmaya başladı yine. Bu mafya düzeni, bu doymazlar saltanatı AKP iktidarı, kendi içlerindeki çatışmalardan belki yıpranır belki seçimleri de kazanamaz. Ancak seçimlerden çıkan sonuç ne olursa olsun faşizm sürdükçe halka zulüm katmerleşerek artar. İt dalaşı dediğimiz kendi aralarındaki çatışmalardan halkın yararına bir şey çıkmaz. Halkın yararına olan bu düzenin yıkılmasıdır. AKP’nin iktidardan düşürülmesi bu pisliklerin son bulmasını sağlamaz. Faşizm sürdükçe halka adalet hayaldir. Hayali gerçek kılmanın tek yolu faşizmin yıkılmasıdır. Bunun yolu da seçimler değil faşizm ile savaştır.