(Aşağıdaki yazı bir hukuk öğrencisine, Abdullah Köseoğlu’na ait. Yazı Hukukötesi.com’dan alınmıştır.)
Bilin: Halkın ekmeğidir adalet / bakarsınız bol olur bu ekmek / bakarsınız kıt / bakarsınız doyum olmaz tadına / bakarsınız berbat / Azaldı mı ekmek, başlar açlık / bozuldumu tadı, başlar hoşnutsuzluk boy atmaya.
Mustafa Koçak Malatyalı dört çocuklu bir ailenin üçüncü çocuğu. İki ablası ve bir kız kardeşi var. Evin tek erkek çocuğu. Malatya’ya Elazığ’dan, Elazığ’a da Dersim’den göç etmiş zamanında ailesi. Atalarına Dersim’de, Malatya’da boy gösteren zulüm Mustafa’nın yakasına da yapışmıştı.
Tarihler 23 Eylül 2017’yi gösteriyordu ve Mustafa İstanbul-Mecidiyeköy’de gözaltına alındı. Zulüm saltanatı Mustafa’yı Savcı Mehmet Selim Kiraz’ı 2015 yılında İstanbul Adliyesi’ndeki odasında öldüren Şafak Yayla ve Bahtiyar Doğruyol’a silah temin etmek iddiası ile gözaltına almıştı. İddiadan öteye gidemeyen bu gerekçeyi, yalanlarıyla herkesin tanıdığı Berk Ercan’ın ve daha sonra mahkemeye gönderdiği dilekçede savcı, istihbarat görevlileri ve polisler tarafından gerçeğe aykırı ifade vermesi için tehdit edildiğini belirten, cezaevinden çıktıktan sonra yurtdışına iltica eden Cavit Yılmaz’ın asılsız itiraflarına dayandırıyorlardı.
12 gün boyunca gözaltında kalan Mustafa Koçak, B.E gibi siyasi polislerin önüne koyduğu iftiralar içeren ifadeleri imzalamayı kabul etmediği için gözlerinin bağlanmasından, kafasında teneke çalınmasına kadar, hamile ablasına, kız kardeşlerine tecavüz edileceği tehdidine varıncaya dek işkenceye maruz kaldı.
Mustafa’nın yargılanmasına 22 Kasım 2018 tarihinde başlandı. Sözüm ona hukuk devletinde 11 Temmuz 2019 tarihinde daha sonradan yaptığı itirafın gerçeğe aykırı olması için tehdit edildiğini söyleyen C.Y ve yüzlerce kişinin ocağını iftiralarıyla söndüren B.E’nin itiraflarına dayanarak, başka hiçbir gerekçe ve delil olmadan Mustafa Koçak’a Ağırlaştırılmış Müebbet ve 42 yılı geçen cezalar verildi.
Ağırlaştırılmış Müebbet ve 42 yılı geçen cezalar..
Dile kolay değil mi? Halbuki yaşaması zor olsa gerek. Peki söylenirken kolay ama yaşanırken zor olduğunu düşündüğümüz ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ne olsa gerek?
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlü yaşadığı sürece devam eder. Kanunda ve ilgili tüzükte belirtilen sıkı güvenlik rejimine göre çektirilir (TCK m. 47).
Ölüm cezasının kaldırılmış olması nedeniyle, geçmişte ölüm cezasını gerektiren çok ağır suçları işleyenler için özel olarak ağırlaştırılmış türde hapis cezası öngörülmüştür.
Bu cezaya çarptırılanlara yakınlarıyla görüşme ve başkalarıyla temas gibi konularda özel kısıtlamalar uygulanır. Bu ceza, cezaevlerinin özel ve ayrı bölümlerinde çektirilir. Bu cezaya mahkum olanların ne gibi yoksunlukları içerdiği, infaza ilişkin kanunda ve tüzükte belirtilir.
Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlüleri otuz yıllık hapis cezasını çektiklerinde, koşullu salıverilmeden yararlanabilir (CGİK m.107/2).
Adil yargılamanın olmadığı bir mahkemede hiçbir delil olmadan, sadece gizli tanık ifadesine dayanarak ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve 42 yılı geçen cezalara çarptırılan Mustafa Koçak, bu usule uygun olmayan yargılama ve hükme karşı direnmeyi seçti. Yüzyıllardan beri gelen direniş geleneği kervanına; Şeyh Bedrettin’lere, Börklüce Mustafa’lara, Deniz’lere, Mahir’lere katıldı. Adalet istencini, adil yargılanma talebini bedenini açlığa yatırarak anlattı.
“…Boyunduruğa benzer kötü yasalar
Ne yana dönse kişi
Daralır o yandan,
Yeryüzünde ayağını basacak yer olmaz…”
Mustafa Koçak ailesiyle beraber insanın onuruna dokunan bu adaletsizliğe karşı dönüşü olmayan bir direnişe başladı.
Bir yandan cezaevi yönetiminin baskılarına direnirken bir yandan da açlığa yatırdığı bedeniyle direnişini sergiliyordu. Cezaevi yönetimi telefon görüşmelerini yarıda kesiyor, Mustafa’yı sürekli zorla müdahale ile tehdit ediyorlardı.
Mustafa açlık grevini 90. gününde ölüm orucuna çevirdi.
Mustafa’nın talepleri gayet açıktı:
– Soruşturma-kovuşturma aşamasında tehdit, şantaj psikolojik işkence altında gerçek dışı beyanlarda bulunduğunu dosyaya dilekçe ile bildiren Cavit Yılmaz isimli “tanık” beyanları hükme gerekçe yapılamaz. Cavit Yılmaz tekrar istinabe yolu ile dinlensin!
– Hakkımda hukuksuzca verilen bu hüküm kaldırılsın. Yeniden adil yargılanma yapılsın!
– Hukuksuz, kanunsuz tutukluluğuma son verilsin. Tahliyemi istiyorum!
Mustafa Koçak sonradan yaptığı itirafların gerçek dışı olduğunu beyan eden Cavit Yılmaz’ın tekrar istinabe yoluyla dinlenmesini, adil yargılanmayı ve tahliyesini istiyordu.
Nedir bu “Adil Yargılanma Hakkı”?
Adil Yargılanma Hakkı AİHS 6. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir :
1. Herkes davasının, medeni hak ve yükümlülükleriyle ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, yasayla kurulmuş, bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından, kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde görülmesini isteme hakkına sahiptir.
Karar alenî olarak verilir. Ancak, demokratik bir toplum içinde ahlak, kamu düzeni veya ulusal güvenlik yararına, küçüklerin çıkarları veya bir davaya taraf olanların özel hayatlarının gizliliği gerektirdiğinde veyahut, aleniyetin adil yargılamaya zarar verebileceği kimi özel durumlarda ve mahkemece bunun kaçınılmaz olarak değerlendirildiği ölçüde, duruşma salonu tüm dava süresince veya kısmen basına ve dinleyicilere kapatılabilir.
2. Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır.
3. Bir suç ile itham edilen herkes aşağıdaki asgari haklara sahiptir:
a) Kendisine karşı yöneltilen suçlamanın niteliği ve sebebinden en kısa sürede, anladığı bir dilde ve ayrıntılı olarak haberdar edilmek;
b) Savunmasını hazırlamak için gerekli zaman ve kolaylıklara sahip olmak;
c) Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak; eğer avukat tutmak için gerekli maddî olanaklardan yoksun ise ve adaletin yerine gelmesi için gerekli görüldüğünde, resen atanacak bir avukatın yardımından ücretsiz olarak yararlanabilmek;
d) İddia tanıklarını sorguya çekmek veya çektirmek, savunma tanıklarının da iddia tanıklarıyla aynı koşullar altında davet edilmelerinin ve dinlenmelerinin sağlanmasını istemek;
e) Mahkemede kullanılan dili anlamadığı veya konuşamadığı takdirde bir tercümanın yardımından ücretsiz olarak yararlanmak.
Kısaca AİHS’nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının temel unsurlarını şu şekilde sıralayabiliriz:
1- Kanuni, bağımsız ve tarafsız mahkemede dava açma hakkı
2- Hakkaniyete uygun yargılanma hakkı
3- Makul süre içinde yargılanma hakkı
4- Aleni surette yargılanma hakkı
Mustafa Koçak adil yargılanma hakkından faydalanabildi mi?
AİHS 6. maddesi 1. fıkrasında geçen “tarafsız ve bağımsız mahkeme isteme hakkını” Mustafa’ya tanımadılar. Mustafa’yı yargılayanlar bağımsızlık ve tarafsızlık ilkesini ayaklar altına alıp sadece devlet hesap sordu denilsin diye formaliteden mahkeme kurup formaliteden yargıladılar. İşlenen bu insanlık suçu Mustafa Koçak’ın değil Türkiye adalet sisteminin kara lekesidir.
AİHS 6. maddesi 2. fıkrasında geçen masumiyet karinesi Mustafa Koçak’ta vücut bulamadı. Mustafa’yı yargılarken baz aldıkları gizli tanık ifadeleri Mustafa’nın suçlu olduğuna yeterli delil olmamasına rağmen suçlu gösterildi.
AİHS 6. maddesi 3. fıkrası 3. bendinde geçen “Kendisini bizzat savunmak veya seçeceği bir müdafinin yardımından yararlanmak” alenen çiğnendi. Mustafa Koçak gözaltı süresi boyunca türlü işkencelerden geçerken sırf avukatlarıyla görüşemesin diye 110 avukata kısıtlama kararı getirildi.
Görünen odur ki Mustafa Koçak adil yargılanma hakkından yararlanamamıştır. Uğruna ölüm orucuna girdiği adil yargılanma hakkına en az herkes kadar sahiptir.
Mustafa Koçak’ı gözaltına alan kolluk kuvvetleri İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi md. 5’i “Hiç kimseye işkence ya da zalimce, insanlık dışı ya da aşağılayıcı muamele ya da ceza uygulanamaz” çiğnemiştir.
Mustafa Koçak’ı yargılayanlar İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi md.10’u ” Herkesin, hak ve yükümlülükleri belirlenirken ve kendisine bir suç yüklenirken, tam bir şekilde davasının bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından hakça ve açık olarak görülmesini istemeye hakkı vardır ” çiğnemiştir.
Mustafa Koçak’ı geçen sene bugün ölüm orucunun 297. gününde kaybettik. Geriye, 200 yıldır mücadelesi verilen Adil Yargılanma Hakkının çiğnenmiş ilkeleri kaldı…