“Abla ben ölüyorum galiba”
28 yaşındaki Mustafa Koçak, adil yargılama talebiyle başlattığı açlık grevinin 90’ıncı gününden sonra girdiği ölüm orucunun 242’nci gününde. Mustafa Koçak Berk Ercan isimli bir itirafçının verdiği çelişkili ifadelere rağmen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.
Şakran 2 Nolu T Tipi Cezaevi’nde tutulan Koçak’ı 28 Şubat 2020 tarihinde ziyaret eden Başak Kavruker, Koçak’ın son durumunu ANF’den Zeynep Kuray’a anlattı.
‘Kanaması ve lekeler var’
Mustafa’nın sağlık durumunun giderek ağırlaştığını belirten Kavruker, burnundan kan geldiğine, yürümekte zorlandığına, yüzünde ve vücudunda leke şeklinde yaralar çıktığına dikkat çekti. Kavruker, gözlemlerini şöyle anlattı: “Morali iyiydi. Bilinci de yerindeydi. Ancak sağlık durumu için aynı şeyi söyleyemem. Aşırı kilo kaybetmişti. Yürümekte ve konuşmakta zorluk çekiyordu. Refleksleri yavaşlamıştı. Burnundaki kahverengi lekeler daha da belirgin hale gelmişti. Sağ elinin üstünde blok halinde bir kararma ve el dokusunda da hafif kabarıklıklar vardı. Son 1 aydır sol böbreğinden kasığına kadar büyük bir ağrı çektiğini söyledi. Vücudundaki krampların yoğunlaştığına ve sürekli ishal olduğuna dikkat çekti. Hapishanede bulunan yatakların sağlıksız koşullarda olmasından kaynaklı kalçasında da yara oluştuğunu belirtti.”
‘Resmen katletmek istiyorlar!’
Kavruker, eyleminin ilk gününden itibaren cezaevi birinci müdürü Abdullah Demirci tarafından zorla müdahaleyle tehdit edilen ve her doktor ziyaretinde hücresi robokoplar tarafından çevrelenen Koçak’ın, TTB’den bağımsız bir heyet tarafından izlenme talebinin de her seferinde reddedildiğini anlattı. Kantinde satılan baskül talebinin dahi karşılanmadığına işaret eden Kavruker, öte yandan Silivri’den Şakran Cezaevine sürgün edildiğinde attığı sloganlar gerekçe gösterilerek hakkında verilen disiplin cezalarının da sürekli bir tehdit unsuru olarak kullanıldığına dikkat çekti. En son birinci müdür Demirci tarafından, görüş ve iletişim yasaklarını da kapsayan disiplin cezalarının Mart ayında gerçekleştirilecek açık görüş sonrası başlatılacağı tehdidinin yapıldığını belirten Kavruker, “Açıkça biz seni burada katledeceğiz, son defa aileni gör diyorlar” diye tepki gösterdi.
‘Abla ben ölüyorum galiba…’
TTB, Tabip Odası, TİHV ve tüm sağlık meslek örgütlerini göreve çağıran Kavruker, “Mustafa yüzüme bakarak, ‘Abla ben ölüyorum galiba, ama ölmek istemiyorum. Onurumla, namusumla yaşamak istiyorum’ dedi. Bunu duymak çok zor. Gün gün eriyen bir genç var. Masum olduğunu kanıtlamak için ölümün üzerine yürüyen bir genç var” diye konuştu.
‘Mustafa adalet için ölüyor, sessiz kalmayın!’
Mustafa Koçak’ın hayatta tanıdığı en masum ve güzel yüreğe sahip insanlardan olduğunu ifade eden Kavruker, tüm kesimlere duyarlılık çağrısı yaptı. Başak Kavruker, son olarak şunları kaydetti: “İnsanlar şunu unutmasın, Mustafa bugün kendi başına gelen adaletsizlik yarın başkalarının başlarına da gelmesin diye ölüm orucunda. Bugün Mustafa’ya sahip çıkmak demek, Mustafa’nın sesi olmak demek, Mustafa için adaleti sağlamak demek, devletin itirafçılaştırma politikasının çökmesi demektir. İhbarcılığın karşısında olmak demektir. Mustafa’ya sahip çıkmamak demek adaletsizliğe ortak olmaktır. Bu dosyada bir gün adalet sağlanacak ancak önemli olan Mustafa bizim aramızdayken o adaletin sağlanması. Bugün adaletin adı Mustafa Koçak’tır.”