ABD’nin Şamar Oğlanı*
Gün yok ki ABD’den bir tehdit, şantaj gelmesin. Bir gün Trump’tan, bir gün savunma bakanından, bir gün dışişleri bakanından, bir gün hazine bakanından… Erdoğan’ı fırçalamayan, tehdit etmeyen kalmadı gibi bir şey. Neredeyse tüm kabineden azar işitti, tehdit edildi. Trump’ın aşağılama dolu ve küfürlü mektubuna tüm dünya tanıklık etti. Tüm dünyada hatta ABD’li politikacıların bile ayıpladığı üsluba Erdoğan tek bir kelime bile edemedi.
Her gün haberleri ABD’nin yaptırım tehditleri işgal ediyor. ABD kendi politikalarına tam uymasını, sağa sola çevirmeden ABD’nin çıkarlarına göre hareket etmesini istiyor ve “aksi bir tutuma karşı yaptırımlar bekliyor” diye tehdit ediyor.
İşbirlikçinin onuru yoktur. Onun tek derdi kendi çıkarlarıdır.
ABD Hazine Bakanı Steve Mnuchin, “ABD yönetiminin önceki yaptırımların kaldırılmasını sağlayan Suriye’deki ateşkes sürecinden şimdiye kadar memnunuz” dedi ve Trump yönetiminin Türkiye’ye yönelik bir dizi yaptırım listesini hazırda tuttuğunu diyerek tehditler savurdu
Ekonomik, askeri, siyasi… her anlamda ABD’yle bağımlılığı derinleştirdi AKP. ABD’nin ileri karakolu haline getirdikleri ülkenin onurunu ayaklar altına alıyorlar her gün. Her gün televizyon ekranları karşısına geçip Amerika’ya efelenmeleri, sanki dış politikada bağımsızlar ve ABD ile ters düşüyorlar havası yaratmalarına cevabı Steve Mnuchin veriyor: “Bunları (yaptırım listesini) kullanmamızı beklemek için bir sebebim yok. Bence işlerin gidişatından memnunuz”.
Yani. AKP ABD’nin istediklerini yerine getiriyor. Kendi başına tutum takınıyormuş gibi yaptığında da zılgıtı yiyip oturuyor.
*herkesin kolayca gelip çattığı, öfkesini kendisinden aldığı, azarladığı kimse.