Zaferin Mimarı Sosyalist Önderliktir!

Nazi orduları, hemen tüm Avrupa’yı ve Balkanlar’ı kolayca ele geçirmişlerdi. 

İlerleye ilerleye nihayet Sovyet sınırlarına geldiler. 

22 Haziran 1941’de, Hitler Sovyetler Birliği’ne karşı saldırıya geçti. 

Hedef Moskova’ydı! 

YA ZAFER YA ÖLÜM!

Sovyetler geri çekileceklerdi. O an başka çare yoktu. 

Geri çekilme sürecinin ardından 9 Temmuz’da Stalin radyoda yaptığı konuşmada, bu savaşın “SSCB için varlık yokluk sorunu” olduğunu belirtti. 

Öyleyse, ya zafer kazanılacaktı, ya yok olunacaktı; ya zafer, ya ölüm!

Sovyetler, hızla devam eden sosyalizmin inşasını sekteye uğratma pahasına, Nazi saldırısına karşı yeniden örgütlendiler. 

Sovyet Yüksek Prezidyumu, Parti Merkez Komitesi ve SSCB Halk Komiserleri Konseyi 30 Haziran 1941’de Devlet Savunma Komitesi’ni oluşturdular. 

Komitenin başına Stalin seçildi. 

ÖRGÜTLÜ GERİ ÇEKİLME!

Nazi orduları, Sovyet sınırlarından içeri girdiler ve ilerlemeye başladılar. 

Sovyet güçleri, savunma mevzilerini daha içerilere kurdular. 

Geri çekilme örgütlü olarak gerçekleştirildi. 

Savunma Komitesi’nin talimatlarıyla 

“Herhangi bir çekilme durumunda tek bir lokomotif, tek bir kilo tahıl, ya da tek bir teneke gazın geride düşmana bırakılmadı”. 

Dış bölgelerdeki fabrikalar, iç bölgelere taşındı. 

Geri çekilinirken, düşman hatlarının gerisinde vurucu ekipler, sabotaj ekipleri görevi görecek partizan grupları bırakıldı. Bunlar “halkın intikamcıları” olarak adlandırıldı. 

NAZİLERİN ÜÇ HEDEFİ

Nazi ordusu, Stalingrad’ı, Leningrad’ı ve Moskova’yı kuşattılar. 

Asıl hedef Moskova’ydı. 

Fakat üçünün alınması da stratejik önemdeydi. 

Üçünü de alamadılar. 

Tüm güçlerini bu üç kuşatmaya yoğunlaştıran Nazi orduları, Sovyet direnişini aşamadılar. 

Aşamadıkları gibi, Sovyetlerin karşı saldırıları altında büyük kayıplar verdiler. 

ÖNDERLİK DİRENİŞİ VE KARŞI SALDIRIYI ÖRGÜTLÜYOR

Büyük Ekim Devrimi’nin yıldönümü olan 6 Kasım 1941’de Stalin bir konuşma yaparak 

halkını yeni bir seferlerlik içine soktu. 

Bu konuşmada Stalin, savaşın gidişatı hakkında halkına tüm gerçekleri açıkça anlattı. 

“Almanlar, Avrupa’da ikinci bir cephe olmadığı için güçlü görünmektedir. Ayrıca SSCB tankları ve silahları nitelik olarak Almanlardan üstün olmasına rağmen sayıca azdır.”

“Hitlerciler dünyanın en azgın emperyalistlerinin partisi, demokratik özgürlüklerin düşmanları, Ortaçağ gericiliğinin ve karayüz soykırımcılarının partisi; bütün insanlığını yitirmiş ve vahşi hayvanlar düzeyine inmiş katillerdir.”

Bu konuşmanın ardından büyük bir silah yapım atılımı gerçekleşti. Ordu yeniden örgütlendirildi.  

Savaş her cephede sürüyordu. 

ZAFER KESİN! STALİN’İN İNANCI DEĞİŞMİYOR!

1942’de Naziler, Bakü’ye, Grozni’ye saldırdılar. Ama asıl hedef hala aynıydı; Moskovaydı. 

Direnişin başındaki Stalin, 6 Kasım 1942’de, yukarıdaki konuşmadan bir yıl sonra yine halkının huzurundadır: 

Nazi ordusunun güçlerinin 127 tümenden 270 tümene çıktığını anlatır ve fakat yine şöyle der: “ama sonları kaçınılmaz olarak yenilgi olacaktır.” 

Stalin, savaşın bir yılını anlattıktan sonra tüm katliamlara rağmen, gelişmenin SSCB’den yana olduğunu söyler ve sözünü şöyle tamamlar: 

“Bizim de sıramız gelecek”.

Gelir. 

NAZİLERİN SONUNUN BAŞLANGICI: STALİNGRAD

Stalin’in kuşatmanın en yoğun olduğu dönemdeki sözleri kesin ve açıktır: 

“Stalingrad düşmana teslim edilmemelidir.” 

Başka bir deyişle; 

“Bir adım bile gerilenmeyecek!”

Sonuçta, Stalingrad, Nazi orduları için tam bir bozgun yeri olur.

Kayıp üstüne kayıp verirler. 

300 bin kişilik Alman ordusu kuşatılır. Sovyet topraklarını kanla sulayan faşistler ya imha edilecek ya da teslim olacaklardır.

Teslim olurlar. 

Fakat daha savaş sürmektedir; Nazi ordusu yaşamaktadır. 

Bu nedenle Stalin komünist kadroları, 

kızıl ordu komutanlarını ve halkını uyarır: “Stalingrad zaferi büyüktür ama zaferden ötürü kendini beğenmişlik duygusuna yer yoktur.”

Temmuz ayında tarihin en büyük tank muharebesi olan Kursk savaşı ve  Kutuzov Operasyonu ile Nazi ordusu dağıtıldı. Nazi savaş makinası, darmadağın oldu. 

Sovyet partizan hareketi, 1943 yılının Eylül ve Ekim ayları boyunca Alman hatlarını sarsan eylemler sabotajlar yaptı ve Nazilerin ikmal hatlarını kesti. 

BERLİNE YÜRÜYÜŞ!

Kızıl ordu, Nazileri Stalingrad’da yenilgiye uğrattıktan sonra, Nazi ordularını kovalamaya başlar. 

Naziler, 1943 yazında yeniden saldırıya geçmeyi deneseler bozguna uğrarlar ve kaçış başlar. 

İtalya’da faşistler teslim olur. Birçok yerde Kızıl Ordu’nun desteğiyle Bulgaristan, Romanya, Finlandiya, Macaristan, Arnavutluk faşist boyunduruktan kurtulurlar. 

Sovyet Kzıl Ordusu’nun Berlin’e yürüyüşü başlar. 

2 Mayıs 1945’de Berlin tümüyle ele geçirildi. Gamalı haçlar indirildi ve  yerlerine orak çekiçli kızıl bayraklar çekildi. 

8 Mayıs’ta Almanlar koşulsuz teslim olma belgesini imzaladılar. 

8 Mayıs (Avrupa’da 9 Mayıs) “faşizme karşı zafer günü” olarak ilan edildi.

Bugün dünya halklarının ZAFER GÜNÜ. 

Zaferimiz kutlu olsun. 

Sosyal ağlarda paylaşın