Bu sene Fransa’daki 1 mayıs eylemleri Sarı Yelekliler hareketi ve sendikaların birleşmesiyle büyük kalabalıklar topladı. Sadece Paris’te değil, bir çok şehirde çatışmalar yaşandı. Fransız polisi daha önce bir Lisede yaptığı gibi, bu sefer bir hastahanede yine eylemcileri sıra halinde yerlere yatırarak hakaretler yağdırarak gözaltına aldı.
İçişleri Bakanı Castaner eylemcilerin bir hastaneye saldırdıklarını söyledi. İktidar yanlısı LCİ televizyon kanalı gazetecisi de, hastahanenin duvarlarına yazılamaların yapıldığını duyurdu.
Ardından ortaya çıkan tanıklar ve fotoğraflar bakanı yalanladı.
Toma ve gaz saldırısı altında kalan bir grup eylemcinin Paris’in Pitié-Salpêtrière hastahanesinin bahçesine girerek kaçmaya çalıştıkları görünüyor bir çok videoda. Polisin burada insanları tek tek coplayarak gözaltına alması üzerine bir çoğu binalara girmeye çalışıyor kaçmak için ancak kapılar açılmıyor. 32 kişi ağır şekilde dövülerek yüzüstü yerlere yatırılarak bekletiliyor hastahane bahçesinde.
Tüm dünyada ezilenlerin başkaldırı direnişlerine yönelik iktidardakilerin yalanları benzer, Gezi direnişinde de eylemcilere aynı şekilde suçlamalar yöneltilmişti.
Bakan Castaner’in saldırı iddiası çok açıkça yalanlanınca Bakan, « yanlış ifade etmişim, saldırı değil şiddetli bir ihlal demeliydim »diyerek durumu kurtarmaya çalıştı.
Sarı Yeleklilere Cezalar Bitmiyor
Bu cumartesi 25. Kez sokaklara çıkan Sarı Yelekliler Hareketine yönelik polis şiddeti sürerken, bir yandan da mahkemeler cezalarla yağdırıyor adeta.
Bugüne kadar yaşklaşık 1.800 kişiye ceza verildiği, 1400 kişinin halen yargılanmakta olduğu öğrenildi.
Öte yandan, polisin saldırıları sonucu eylemlerde gözünü, elini kaybeden onlarca insan olmasına rağmen hiç bir polis ya da sorumlu hakkında bir ceza verilmedi.
56 avukat ortak bir açıklama ile bu durumu teşhir ettiler. Polislerin yargılanmak üzere teşhis edilmesi çok zaman alırken, eylemciler çantalarında bulunan bir havuz gözlüğü yeterli kanıt olarak gösterilerek cezalandırılıyor.
Sarı Yelekliler hareketinden olan avukat François Boulo yaptığı bir röportajda : « Savcılık ve savcılar bağımsız değiller. Talimatları bakanlıktan alıyorlar. Gözaltına alınan kişilere yönelik baskı politikasını pratiğe geçiren onlar. »
Hakimlerin verdikleri kararların ağırlığını ise şöyle açıklıyor Boulo ;« Bence bunun açıklaması sosyolojik. Bu insanlar genelde sınıfsal refleks gösteriyorlar, Sarı Yeleklilere herhangi bir sempatileri olamaz, hatta onlardan korkuyorlar. »