Grup Yorum 37 yıllık tarihine her gün yeni gelenekler ekliyor. “GRUP YORUM HALKTIR SUSTURULAMAZ”… sloganı hayatın içinde, çok çeşitli biçimlerde ete kemiğe bürünüyor.
Faşizm de, bugüne kadar Grup Yorum’u susturmak için yapabileceği her şeyi yaptı; İşkenceler, tutuklamalar, aranıyor ilanları… Kurumlara baskınlar, konser yasaklamaları…
O sesi susturmak için enstrüman çalanların parmaklarını kırdı. Solistlerinin kulak zarlarını patlattı. Enstrümanlarını kırdı, parçaladı, yetmedi, enstrümanları da gözaltına aldı.
Grup Yorum üyeleri ve Grup Yorum gönüllüleri, faşizmin bu saldırısına karşı kendi vücutlarını enstrüman olarak kullanarak cevap verdiler. Ayakları, elleri, tüm bedenlerini Grup Yorum şarkılarına eşlik eden bir enstrümana dönüştürdüler. Grup Yorum şarkılarına bu enstrümanlarla ritm tuttular. Buna da UMUDUN RİTMİ dediler.
UMUDUN RİTMİ, kırılan, parçalanan, gözaltına alınan enstrümanlara bir cevaptır.
UMUDUN RİTMİ, Grup Yorum’un yenilmezliğidir.
UMUDUN RİTMİ, direniştir. Yaratıcılıktır. Müziğin halklaşması, halkın kendi müziğine sahip çıkmasıdır.
Grup Yorum umudun şarkılarını söylüyor. Faşizmin umutsuzluğa mahkum ederek, uyuşturucuyla apolitikleştirerek beynini teslim almak istediği halka umudu götürüyor. UMUDUN RİTMİ, sanat alanındaki direnişin, kararlılığın ve yaratıcılığın adı olarak gelişiyor, yayılıyor.