Sibel Balaç’a 700 Gün Hücre Cezası, 50 Ay Görüş Yasağı..

Elif Akkurt, ölüm orucundaki öğretmen Sibel Balaç’ın hücre arkadaşı.
Sincan Hapishanesi’nden yazdığı mektupta şöyle diyor:
“Sibel Balaç ölüm orucunda. 22 gündür eriyor, bu fotosundaki gibi değil, aynı koğuştayız. Hayat dolu bir insanı, yaşamı hepimizden çok seviyor.Sibel Öğretmen hukuksuzca burda. 700 gün hücre cezası, 50 ay görüş yasağı aldı”.

700 gün hücre cezası; yani tam İKİ YIL hücrede tek başına kalacaksın diyorlar Sibel Balaç’a.
50 ay görüş yasağı; yani TAM DÖRT YIL annenle, babanla, kardeşinle, çocuğunla, hiçbir yakınınla görüşemeyeceksin diyorlar.

Sanmayın ki, Sibel Balaç’a, bu cezalar ölüm orucu eylemine başlaması nedeniyle verildi.
Hayır!
Tam tersi söz konusudur.
Ölüm orucu ve tüm diğer direnişler, bu cezalar nedeniyledir.
Şu anda ölüm orucu yapmayan, açlık grevi yapmayan hemen tüm tutsakların da, kimilerinin aylarca, kimilerinin yıllara varan hücre cezaları var, yıllarca görüş yasakları var.
Çünkü, hapishanelerdeki “TESLİM ALMA POLİTİKASI”nın temel özelliği budur.
İnsanlar, düzenin kendilerine verdiği CEZA’lar nedeniyle hapsedilirler.
Fakat faşizm, bu cezalarla yetinmez.
Hapishanede de CEZALAR devam eder.
Bu ziyaret yasağı olur, havalandırma yasağı olur, mektup yasağı olur. Hücre cezası olur.
Dikkat edilirse, bu çok çeşitli cezalarda ortak bir özellik vardır: tecrit.
Bu cezalarda amaç, TUTSAĞI DIŞ DÜNYADAN TECRİT ETMEKTİR.
işte bunun için Sibel Balaç örneğinde olduğu gibi, bir tutsağı pervasızca “sana iki yıl ziyaret yasağı”, “sana üç yıl mektup yasağı”… sana 500 gün hücre cezası” diyebiliyorlar.

DÜŞÜNÜN!
Düşünün! Tam DÖRT koca yıl, hiçbir yakınınızı, sevdiğinizi demir parmaklıkların ardından bile göremeyeceksiniz! “Disiplin” cezası adına!
Düşünün! iki yıl, hapishanede yanınızda tek bir kişi olmadan bir hücrede tek başınıza yaşayacaksınız. Yini “disiplin” adına!

“Neden ölüm orucu?” sorusu sorulurken, bu gerçeklerin bilinmesi gerekiyor.

Sosyal ağlarda paylaşın