Birleşmiş Milletlerin yayınlamış olduğu rapora göre; 2018 yılında dünya genelinde milyonlarca insanın açlık çektiği belirtildi.
740 sayfalık raporda: 42 ülkede; dünya genelinde kötüleşen çevre sorunlarının, çoraklaşan toprak, kirlenen havanın, 142 milyon insanın açlık sınırında yaşamasına sebep olduğu yazıyor.
Çevre uzmanları Güpta ve Ekins, hava kirliliğinden kaynaklı dünya genelinde her yıl 7 milyon insanın öldüğünü raporda açıklarken, diğer yanda deniz kirliliğinden kaynaklı oluşan hastalıklarla birlikte her yıl 1,4 milyon insanın öldüğünü belirti.
Raporda dünyada insanların en çok açlık çektiği ülkelerin başında Yemen (15,9 milyon), Demokratik Kongo Cumhuriyeti (13,1 milyon), Afganistan (10,6 milyon), Suriye (6,5 milyon), Sudan (6,2 milyon), Güney Sudan (6,1 milyon) ve Nijerya (5,3 milyon) geliyor.
53 ülkede 113 milyondan fazla insana yetecek kadar yiyecek yok.
Bilim adamlarının hazırlamış olduğu raporda aynı zamanda dünyamızın en büyük sorununun küresel ısınma ve biyolojik çeşitliliğin kaybolması olduğu vurguluyor.
Yaşadığımız dünyada küresel ısınmanın ve iklim değişikliğinin yaratmış olduğu sorunları, raporda yazdığı gibi kısa bir özetini yayınlıyoruz:
İklim değişikliği;
Rapor, “birşeyler değişmezse” iklim değişikliğinin tehlikeli ve geri döndürülemez etkilerini engellemek için zamanın daraldığını kaydediyor.
Raporda iklim değişikliğinin insan sağlığı, hava, su, toprak ve biyolojik çeşitlilik üzerindeki etkisi ayrıntılı olarak ele alınmış. Neredeyse bütün sahil kentleri ve küçük adalarda yaşayanlar artan deniz seviyesi ve aşırı hava koşulları nedeniyle sele karşı daha dayanıksız hale geliyor.
Biyoçeşitlilik;
Raporda türlerin kaybolmasının, gezegenin bütünlüğünü bozduğu ve dünyanın insan ihtiyaçlarını karşılamasını zorlaştırdığı kaydedilirken, buna örnek olarak ekosisteme, balıkçılığa ve diğer önemli sistemlere olan tehditler gösterildi. Çevreciler arasında dünyanın yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu konusundaki bölünmeye dikkat çekildi.
Hava kirliliği;
Hava kirliliği sadece her yıl milyonlarca insanın ölmesine neden olmuyor, aynı zamanda özellikle yaşlılara, çok gençlere, hastalara ve yoksullara da zarar veriyor.
Su kirliliği;
Günümüzde 1,5 milyar kişinin temiz suya erişimi var ancak su kalitesi birçok bölgede kötüleşiyor. Rapora göre, okyanuslar da plastik ve diğer çöp atıklarının “işgali” altında.
Antibiyotik direnci;
Su kaynaklarındaki dirençli bakteriler nedeniyle insanlar hasta oluyor ve bu da 2050 yılı itibarıyla dünya genelindeki ölümlerin önemli bir nedeni olabilir.
Toprak kaybı;
Toprak daha az verimli ve daha az kullanılabilir halde. Rapor, bütün toprakların yüzde 29’unda tarım üretiminin zor hale geldiğini kaydediyor. Orman kaybının azaldığı ama devam ettiği de vurgulanıyor.
Birleşmiş Milletler ’in yayınladığı bu raporda kötüleşen çevre sorunlarının yılda milyonlarca kişinin ölmesine neden olduğu yazarken “dünya hasta” ifadesi kullanılıyor.
DÜNYAMIZI HASTA EDEN EMPERYALİZM VE KAPİTALİZMDİR!
Emperyalizm sırf kendi çıkarları doğrultusunda işgal ettiği ülkelerde kullandığı kimyasal bombalar sebebiyle bile, yılarca bu toprakları verimsiz hale getirmiş ve dağılan radyasyonlardan kaynaklı atmosferimiz kirletilmiştir. Doğanın dengesiyle oynayan Emperyalizmdir. Dağıttığı radyasyonlardan kaynaklı hastalıklar üreten Emperyalizm’in kendisidir.
Kapitalizm ise emperyalist ülkelerde insanların tüketemeyeceği kadar yiyecek, içecek vs. üretirken diğer yandan başka ülkelerde insanların açlıktan ölmesine sebebiyet veriyor. Zenginlerin daha da çok zenginleşebilmesi için yoksul insanların emeğinden, yaşamından, sağlığından her gün biraz daha fazla çalıyor.
Yani raporda denildiği gibi hasta olan dünya ise onu hasta eden gözünü kar hırsı bürümüş kapitalistlerdir, emperyalistlerdir.
Dünyamızı iyileştirmenin tek yolu ise Emperyalizmi ve Kapitalizmi ortadan kaldırıp insana, yaşama ve dünyamıza değer veren sosyalist bir düzen kurmaktan geçiyor.