Tecavüzcünün, sapığın, uyuşturucu satıcısının, hırsızın uğursuzun elini kolunu sallayarak gezdiği ülkemizde… işçiyi emekçiyi, yoksul halkı, köylüyü, kürdü katleden katillerin ödüllendirildiği ülkemizde… 14’ünde Berkin’i, 17’sinde Sıla’yı, Medeni’yi, Ali İsmail’i, Ethem’i, Uğur’u, Dilek’i katleden polislerin tek bir, tek bir gün dahi gözaltına alınmadığı ülkemizde…
Mafyacı, rüşvetçi, hırsız, tecavüzcü, sapık, katil, uyuşturucu kaçakçısı AKP iktidarı bakın gençlerimizi nasıl hapishanelere atıp onlarca yıl hapse mahkum ediyor.
5 yıldır hapishanede tutulan Alişan Taburoğlu’nun geç de olsa elimize geçen mektubunu yayınlıyoruz…
***
Merhabalar,
Nasılsınız? Dilerim sağlık, moral ve her anlamda çok iyisinizdir.
Malum, yaşadığımız adaletsizliklerin ardı arkası kesilmiyor. Bu sebeple size bu mektubu yazmak istedim.
BENİ VE ARKADAŞLARIMI HAPİSHANEDE BÜYÜTÜYORLAR!
30 Ağustos 2016 günü hakkımdaki bir soruşurma gerekçesiyle sivil polislerce sokak ortasında kaçırılıp tutuklandığımda 19 yaşındaydım. Üzerinden 5 yıl geçti. Bugün 24 yaşındayım.
Üniversite öğrencisiyim. 5 yıl önce parasız eğitim talebi ile, katledilen, adaletsizliğe uğrayan kadınlar, çocuklar ve halkımız için adalet talebiyle katıldığım demokratik eylemler gerekçe gösterilerek hakkımda soruşturma açıldı. Çoğunda mahkeme yüzü bile görmediğim, son sözüm dahi sorulmadığı davalarda hakkımda verilen hapis kararlarının ardı arkası kesilmiyor. Şu ana kadar 16 mahkeme hakkımda hapis kararı ve adli para cezası kararı verdi. 10 mahkemedeki yargılamalar ise devam ediyor.
Yargılaması devam eden mahkemeler de beni ne duruşmaya çağırıyor ne de bana duruşma tutanağı gönderiyor. Pandemi süreci, özellikle tutsakların mahkeme davalarının keyfiyetle sürdürülmesine bir bahane oldu. Sormadıkça, peşinde koşmadıkça “bensiz görülen” bu duruşmalar hakkında bilgi dahi alamıyorum.
Arada bir SEGBİS denilen görüntülü konferans bağlantısına çağrılıyorum. Mahkeme heyeti SEGBİS’te yapılan savunmaları beğenmediğinde sesi kapatma, bağlantıyı kesme, katılanı azarlama gibi keyfi davranışlarda bulunabiliyor. Katılan sanki bir TV programı izlermişçesine kayıtsızca dinleniliyor, yapılan savunmalar farklı bir şekilde tutanağa geçiriliyor. (örneğin, katıdığım demokratik bir eylemdir dediğimde “provakatif bir eylemdir” diye tutanağa geçirildi. Savunma hakkı bunun neresinde?)
Bu nedenle savunmamı SEGBİS ile değl fiziki olarak mahkeme salonunda bulunarak yapmayı talep ediyorum. Genelde talebim hukuksuzca reddediliyor. SEGBİS’in tüm bu gerçekliğine rağmen şu pandemi sürecinde SEGBİS’e çıkayım, savunma yapmadan yalnızca duruşmayı izleyim, gelişmeleri takip edeyim diyorum. Bu hapishanede 2 bin kişi kalıyor. Sadece 2 SEGBİS cihazı olduğu için sıra gelmiyor. 10 kez SEGBİS’e çağrılıyorsam 1’inde cihaz boş oluyor. O da şansım yaver giderse.
Bu şekilde yapılan yargılamalar ile yalnızca adalet istediğim için hakkımda toplamda 48 YIL HAPİS kararı verildi. 21 yaşımdayken basında “Parasız Eğitim İstediği için 21 yaşında 21 yıl hapis verildi!” diye, 23 yaşımdayken “46 yıl hapis verildi.Yaşının iki katı.” diye haberlerim çıkmıştı. Bugün 24 yaşımdayım. Ben büyüdükçe hapis kararlarının süresi de benimle birlikte büyüyor. 24yaşımda 48 yıl hapis (yine yaşımın iki katı) verilmesi için suçum, günahım neydi? Parasız eğitim istemek suç mu, Adalet istemek günah mı?
Arkadaşlarım da benimle aynı adaletsizliği yaşıyor. Pınar Birkoç, Düzce T Tipi Hapishanesi’nde tutuluyor. Pınar’ın sağlığından endişeleniyorum. Göğsünde kist var. Düzenli olarak hastahaneye gitmesi gerekirken bu hakkı gaspediliyor.Bugün 3. kez koronavirüse yakalandı. 22 yaşında. Hakkında verilen hapis kararı da yaşıyla denk. 22 yaşında 22 YIL HAPİS kararı verildi.
Arkadaşım Tuğçe Nur Özbay 24 yaşında. Hakkında verilen hapis kararı yaşından daha fazla. 31 YIL 2 AY hapis kararı verildiğini biliyorum. Belki daha fazla. Tuğçe Nur İzmir Kadın Kapalı Hpishanesi’nde tutuluyor.
Arkadaşım Sevcan Adıgüzel 27 yaşında Hakkında 19 YIL HAPİS kararı verldi. Sevcan, Bolu T Tipi Hapishanesi’nde tutuluyor.
Arkadaşlarım hakkında verilen hapis kararlarının gerekçeleri benimkilerle benzer. Tutsak öğrencilerin serbest bırakılması için, uyuşturucu çeteleri tarafından Gülsuyu’nda katledilen Hasan Ferit Gedik için, Okmeydanı’nda polis tarafından 14 yaşında katledilen Berkin Elvan için, parasız-bilimsel-demokratik eğitim için vb. demokratik taleplerle yapılan eylemlere katıldılar.Adalet istemek suç sayıldığı için bu durumda ülkemizdeki pek çok insan gibi ben de onların suç ortağıyım.
Sol sosyalist, demokrat düşüncelere sahip oldukları için ülkemiz hapishanelerinde tutulan 10 binlerce tutsak var.
“Gece yatağa aç giripte sabah kılıcına davaranmayanın aklına şaşarım ben” demiş Ebu Zer. Halkımız için”ekmek yiyorlarsa aç değiller” diyenlere, yoksulluğu bitirdik yalanını söyleyenlere, Soma maden ocağında 301 madenciyi katledenlere verilen cezaları bozduranlara, “ölmek istemiyorum” diyen kadınların sesine kulak tıkıp katline sebep olanlara, çocukları bir tas çorba içebilsin diye Döndü Kezdere’yi böbreğini satmaya muhtaç edenlere, borç nedeniyle, geçim derdiyle bir ayda yüzlerce insanımızı intihara sürükleyenlere, bu salgın dönemimde halktan önce kendi canının derdine düşüp milyonlarca doz aşıyı çalanlara, Boğaziçi Üniversitesi’ni kelepçeleyip öğrencileri dövüp taciz edip tutuklanyanlara, zamlara, zulümlere, işkencelere, katliamlara, topraklarımızı satanlara, doğal güzelliklerimizi rant uğruna talan edenlere, topyekün adaletsizliklere karşı tek yumruk tek yürek direnmeliyiz.Çünkü halkımızı vatanımızı herşeyden fazla seviyoruz. İşledikleri bunca suç cezasız kalsın diye adalet isteyenleri zulmettikleri, katlettikleri, hapishanelerden çıkarmadıkları bir ülkede yaşıyoruz.
Halkımız için vatanımız için özgürlük istiyoruz.
Adalet istiyoruz.Hapishanelerde olması gereken biz değiliz, onlar. O suçluların hakettikleri cezaları bulmasını istiyoruz. Şili’li Halk şairi Pablo Neruda’nın dizeleriyle “Bir Ceza İstiyoruz”:
“Vatan kan sıçratanlara
Ateş emri veren cellatlara
Bu suçla iktidara gelen haine
Bir ceza istiyorum
Halkımıza kan kusturanlara
Bu suçları savunanlara
Kanımızla elini yıkayanlara
Bir ceza istiyorum
Onları evlerinde rahat uyurken değil
Onları burada, bu meydanda
Suçlu ve hüküm giymiş olarak
Görmek istiyorum
Bir ceza istiyorum…”
Bir umudumuız halkımızdadır. Sesimizi duyacak, hapishanelerde büyütülen evlatlarına yüreğini ve kucağını açacak olan halkımızdır.
Sizde sesimiz olun, adalet isteyenlerin sesi olun ve halkımıza duyurun ve bu adaletsizlikleri. Herkesle paylaşın adalet talebimizi. Unutmak ve unutturmamak için adaletsizlikleri teşhir etmeliyiz. Gençlerimizin hapishanelerde büyümesine insanlarımızın hapishanelerde ölmesine daha fazla izin vermemek için özgürlük ve adalet için birlikte direnelim ve kazanalım adaleti biz sağlayacağız çünkü biz halkız ve halkıyız
Mektubuma burada son verirken hepinize yürek dolusu selamlarımı gönderiyorum.Özgür ve adaletli günlerde buluşmak üzere, umutla ve dirençle kalın.
Alişan Taburoğlu