200 GÜN… “AVRUPA’NIN EN UZUN SÜRELİ AÇLIK GREVİ DİRENİŞİ”; AÇLIĞIN KOYNUNDA HAKEDİLMİŞ BİR TANIM..

Yaşlı Avrupa, tarihi boyunca sayısız direnişe tanıklık etti.
Avrupa tarihi boyunca, ayaklanmalar, direnişler hiç eksik olmadı. Bu yaşlı Avrupa, ne büyük isyanlar gördü.
Emekçilerin kızıl bayraklarının meydanları doldurduğuna tanık oldu. Paris komününde, Almanya’da Spartaküslerin iktidarında, proletaryanın yeni bir dünya kurmasına tanık oldu. Emekçilerinin kanlarının nehir olup aktığına da tanık oldu.
Açlık grevleri de yaşlı Avrupa’nın en eski direniş biçimlerinden biridir. Hatta açlık grevlerinin “doğum yeri” olduğu da söylenir. Tarihteki ilk açlık grevlerinin İrlanda’da yapıldığı rivayet olunur.
Yakın dönemde de büyük ölüm orucu direnişleri yapıldı.
Almanya’da RAF kadroları ve savaşçıları, İngiltere’de İRA kadroları ve savaşçıları, tecrite, tek tip elbise dayatmalarına karşı ölüm oruçlarına yattılar. Şehitler verdiler.
Uzun bir dönemdir Avrupa’da açlık grevi direnişi denilince, Cepheliler akla geliyor. Çünkü yıllardır Almanya hapishanelerinde, Belçika, Hollanda, Fransa hapishanelerinde uzun süreli açlık grevleri yapanlar, hep Cepheliler oldular.
63 gün süren İlhan Yelkovan direnişi, Şadi Özpolat’ın ayları geçen tek tip elbiseye karşı açlık grevleri, Erdal Gökoğlu’ndan Musa Aşoğlu’na, Özgür Aslan’dan Özgül Emre’ye kadar, Cepheli özgür tutsakların 40’lı, 50’li günleri aşan açlık grevleri… Avrupa’nın direniş tarihine eklenen halkalar oldular.
Eda Deniz Haydaroğlu’nun 18 Mart 2023 tarihinde başlattığı süresiz açlık grevi direnişi, bu tarihe eklenen yeni bir direniş olarak halen sürüyor.
Eda Deniz Haydaroğlu’nun 3 Ekim’de 200. güne ulaşan direnişi, “Avrupa tarihinin en uzun süreli açlık direnişi” olarak tanımlanmayı haketti çoktan.
Açlığın koynunda gün gün yürüyerek kazanılan bir sıfat bu.
Açlığın koynunda hücre hücre eriyerek kazanılan bir sıfat.
Direniş bayrağı, bugün üç DevGençli’nin elinde.
Eda Deniz Haydaroğlu, Ilgın Güler ve Sevil Sevimli, açlığın 100’lı, 200’lü günlerinde yeni bir direniş tarihi yazıyorlar.

= Bu direniş, emperyalizmin ve faşizmin hiçbir saldırısını cevapsız bırakmayan militan direniş geleneğinin bir devamıdır.
= Bu direniş, Avrupa halkını ve Avrupa solunu da etkileyerek, Avrupa’nın “uzlaşma, teslimiyet, statükoculuk, sivil toplumculuk” batağında, devrimciliği yeniden ayağa kaldırmaktadır.
= Bu direniş, “Avrupa’da direnerek hak alınmaz” şeklindeki gerici önyargıya karşı, zafer kazanmanın sadece ve sadece direnmekle mümkün olacağını esas alan bir direniştir.

Direnişin iki temel talebi, sonuna kadar haklı, sonuna kadar meşru taleplerdir.
Direnişciler diyor ki:
= Faşist 129 AB Yasası Kaldırılsın!
= Almanya’daki özgür tutsaklar Özgül Emre, İhsan Cibelik, Serkan Küpeli, Hasan Unutan Serbest Bırakılsın.

Kaldırılması talep edilen faşist 129 AB yasası, 200 yıldır halklara karşı kullanılan bir zulüm yasasıdır.
200 Yıllık zulüm yasasına karşı 200 günlük direniş, bir meydan okumadır.
Bu meydan okuma, halklar adınadır.
Bu meydan okuma, tüm ilerici, devrimci, demokrat, vatansever güçler adınadır.
Bu meydan okumayı sahiplenip, direnişçilerin sesini dalga dalga büyütelim.
Direnişi sahiplenip Avrupa emperyalizminin saldırılarına karşı, halkların, devrimcilerin yenilmez, aşılmaz barikatını güçlendirelim.

  1. gününe ulaşan direnişe ve bu direnişi Avrupa tarihine yazan direnişçilere selam olsun!
Sosyal ağlarda paylaşın