Almanya (GHA)
Faşist 129 A/B yasaları kapsamında Almanya’da tutuklu bulunan Kanser hastası Grup Yorum elemanı İhsan Cibelik, Gazeteci Özgül Emre ve Anti Faşist Serkan Küpeli’nin mahkemesi bugün devam etti.
Mahkeme sonrası, mahkemede olanlar ile ilgili direnişçiler açıklama yaptı.
Mahkeme sonrası hapishanede bulunan tutsaklar için 311 gündür açlık grevinde olan Eda Deniz Haydaroğlu, Ilgın Güler, Sevil Sevimli Güler ve Lena Açıkgöz birer açıklama yaptılar.
Mahkeme çıkışında bir araya gelen direnişçilerden ilk sözü Eda Deniz Haydaroğlu alarak, Direnişi büyüttüklerini ve bu sayede Kanser Hastası İhsan Cibelik’in tedavi hakkının söke söke alındığını söyledi.
Haydaroğlu: Avukatlar Türkiye Faşizminin suçlarını anlattı.
Direnişçi Eda Deniz Haydaroğlu konuşmasında; 23 Ocak tarihli duruşması az önce sona erdi. İlk yarısında avukatlar Özgür Emre’nin ve Serkan Küpeli’nin avukatları bir dilekçe verdiler. Mahkemeye bu dilekçede, Türkiye faşizmini bir kez daha açıkladılar. Türkiye faşizmin suçlarını orada yapılan insan hak ihlallerini, katliamlarını anlattılar, açıkladılar. Suruç katliamını Ankara gar katliamını açıkladılar.
Sözlerine devam eden Haydaroğlu,
“Rejime karşı direnme hakkının olduğunu, her türlü direnişin hak olduğunu ve bu hakkın. İkinci dünya paylaşım savaşından sonra insanlara tanındığını açıkladılar. Bu dilekçe üzerine ise mahkemenin savcısı şu sözleri söyledi, evet, haşizme karşı direnmek haktır ama DHKPC’nin direnme hakkı diye bir şey yoktur. DHKPC marksist leninist bir diktatörlük kurmak istiyor ve bu şu an var olan Erdoğan iktidarıyla eşdeğerdir. Bunların da önder dedikleri Dursun Karataş’la bugün Tayyip Erdoğan aynıdır dedi. O yüzden onların direnme hakkı yoktur! Bunu açıklarken de DHKPC’nin örgütün sadece 2013’te yani Türkiye’de faşizmin olduğunu, avukatların söylediği tarihten beri değil, çok daha öncesinden beri Türkiye’de mücadele yürüttüğünü ve sadece aktif iktidarına karşı değil, Türkiye devletine karşı mücadele ettiklerini ve hatta sadece Türkiye devletine karşı değil, emperyalizme başta ABD olmak üzere Almanya emperyalizme karşılığı mücadele ettiklerini söyledi.”
“Cephe sadece Türkiye faşizmine karşı değil ve Emperyalistler değdiği ABD ve Almanya gibi ülkelere karşı da mücadele veriyor.”
Haydaroğlu konuşmasında devamla; ‘Savcı, bunun da bundan dolayı da mesele bu. Sadece faşizme karşı bir mücadele olmadığını tam tersine, faşizmin yerine Marksist Leninist diktatörlük kurmak istediklerini iddia etti ve bundan dolayı direnme haklarının olmadığını söyledi. Bu bir demagojiden ibarettir. Direnme hakkı yerine ne koymayacağını tartıştırmaz. Faşizm varsa baskı varsa terör varsa ona karşı direnmek hangi koşulda, hangi ideolojiyle olursa olsun meşrudur ve bir haktır diyoruz. Buna hiçbir yasada böyle bir açıklama yoktur. Marksist leninistlerin direnme hakkı yoktur diye bir şey yoktur. Bu bir demagojiden ibarettir savcının söylediği yalandır’
Faşizme karşı direnmek haktır.
Direnişçilerden Eda Deniz Haydaroğlu, mahkeme çıkışındaki konuşmasına devamla, Faşizme karşı direnmenin bir hak olduğunun altını vurgulayarak; ‘Direnmek halktır, faşizme karşı diremek haktır ve biz bu hakkı sonuna kadar sonuncumuza kadar kullanmaya devam edeceğiz.
Sevil Sevimli Güler: Direniş Sayesinde Kazandık
Direnişçi Sevil Sevimli Güler, direnişin bir sonucu olarak haklarımızı kazandığımızı belirterek bir konuşma yaptı.
Sevimli Güler, konuşmasında devamla şunları söyledi:
“Mahkeme sürecinde, hasta tutsak ve Grup Yorum emekçisi İhsan Cibelik bir açıklama yaptı. İhsan Cibelik, tedavi hakkı için süregelen direnişi hakkında bilgi verdi. İhsan Cibelik, 20 ay boyunca tutuklu kaldı ve tedavi hakkı için geçen süreçte ilk 15 ayını kontrollerin yapılmasını bekleyerek geçirdi. Bu süre zarfında mücadele ettik ve direnişimiz sayesinde kontrollerden geçti. Ancak bu kontrollerin ardından İhsan Cibelik’in kanser hastası olduğunu öğrendik. 15. ayın sonunda bu gerçeği öğrendikten sonra, Almanya devleti tedavi planını ortaya koyamadı, sağlayamadı. İhsan Cibelik, tedavi için açlık grevine ara verdi.”
Güler, açıklamasına devam ederek şunları dile getirdi:
“İhsan Cibelik’in 36 gündür açlık grevinde olduğunu, hapishanede tedavi hakkı için direndiğini ve Almanya hapishanelerinde hastalar için bir tedavi planının olmadığını belirtti. Dışarıdaki hayvanlar için sağlanan koşulların, tedavi koşullarının hapishanelerdeki insanlar için sağlanmadığını vurguladı. Tutsaklar, temel hak ve özgürlüklerinin bilincinde olmadıkları için bu hakları savunamıyorlar. Ancak biz, bu hakları bildiğimiz ve direnme hakkını kullandığımız için bugün İhsan Cibelik’in ameliyat hakkını kazandık.”
Açıkgöz “Direnişe sahip çıkın”
Son olarak konuşan direnişçilerden Lena Açıkgöz, faşizmi her yerde anlatmaya devam edeceklerini belirterek şunları söyledi:
“Mahkeme sürecinin sona ermesine yakın, hakimlerle avukatlar arasında bir bilirkişi konuşması gerçekleşti. Savunma Türkiye’yi bilen ve faşizmi anlayabilen bir bilirkişinin olması istedi. Faşizmin önemli bir olgu olmadığını söyleyen hakim, bu konunun karara etki etmeyeceğini belirtti. Ancak biz direndik ve kazandık. Tutsaklarla birlikte direnerek kazandık ve mücadelemize devam edeceğiz. Tüm halkımızı 31 Ocak’taki mahkemeye davet ediyoruz. Birlikte mücadele ederek direnmeye ve kazanmaya devam edelim.”
Mahkeme 31 Ocak günü devam edecek…