Yunanistan’da 1 Mart’ta meydana gelen “tren kazası” katliamına karşı Yunanistan halkı öfkesiyle meydanlara çıktı, yürüyüşler düzenledi.
57 kişinin katledildiği, 100’e yakın yaralının ve kayıpların olduğu tren katliamının sorumlularından hesap sormak için 2 Mart Perşembe günü, Yunanistan’ın Atina ve Selanik başta olmak üzere birçok şehrinde yürüyüşler yapıldı.
“Tren kazası” katliamının ikinci gününde de bir çok şehirde protesto eylemleri devam etti.
SELANİK:
Tren Kazası katliamında katledilenler için Selanik’te 2 Mart’ta bir yürüyüş gerçekleştirildi.
2 Mart Perşembe akşamı yapılan yürüyüşe bine yakın kişi katıldı. Yürüyüşe Halk Cepheliler de katıldılar. Halk Cephesi imzalı dövizlerde, iki halkın ortak talebi yeralıyordu: “Türkiye-Yunanistan. Kapitalist devletler bizi katlediyor, daha çok kazanmak için! Kapitalizme Ölüm Halka yaşam!”, “Türkiye-Yunanistan. Ölülerimiz için Adalet İstiyoruz”.
*
ATİNA:
2 Mart’ta bir protesto eylemli de Atina’da gerçekleştirildi.
Eylemde Yunanistan Parlamentosu önünde, Sintagma Meydanı’nda toplanılarak katliam protesto edildi.
Meclis önündeki konuşmalardan sonra, Atina Tren İstasyonu Statmos Larissas’a doğru yürüyüşe geçildi.
Yürüyüş boyunca şiddetli yağmur yağmasına rağmen kortejlerde yürüyen beş bin kişilik büyük kitle, dağılmayarak yürüyüşü devam ettirdi.
Halk Cepheliler de yürüyüşe Yunanistan halkıyla yanyana, “Kaza Değil Devlet Katliamıdır. Sorumlusu Kapitalist Sistemdir. Unutmayacağız, Afetmeyeceğiz, Ölülerimiz İçin Hesap Soracağız” pankartı ile katıldı.
KAZA DEĞİL KATLİAM
Eylemlerde, tıpkı Türkiye’deki tren kazası katliamları veya depremde olduğu gibi, kazayı sömürücü sistemin katliama dönüştürdüğü vurgulandı.
Yunanistan’daki tren kazasında da sebepler aynıydı.
Demiryollarında özelleştirmeler yapılmıştı. Patronlar, güvenlik için hiçbir önlem almıyorlardı.
Sendikalar ve teknik kurumlar, tren yollarındaki tehlikelere dikkat çeken onlarca rapor hazırlamışlardı.
Ama bunlar dikkate alınmamış ve işte bu “kaza” olmuştu.
Yani bir kaza değil, bilinen, görülen ve bile bile önlem alınmayan, kasıtlı bir katliam sözkonusu idi. Halkın öfkesi de işte buna karşıydı.