Düzen adaletsizlik ve yoksulluğu artırırken bir yandan da silahlanmayı artırıyor. Çünkü o devamlı savaş halinde. Sadece çevresindeki ülkelere karşı emperyalist saldırganlığa taşeron olarak savaşta değil kendi iç savaşı da vardır. Faşizm, devletin kendi halkına savaşıdır asıl olarak. Halka karşı savaş bazen daha fazla cezaevi daha fazla polistir, göstermelik mahkemelerdir. Ama en çok da silahlanmadır.
Sayıştay raporları, ekonomik kriz derinleşirken devletin silahlanmaya harcadığı miktarın yüzde 70 civarında arttığını gösterdi.
Savunma Sanayii Destekleme Fonu’ndan ‘güvenlik ve savunmaya yönelik silah, araç, gereç ve savaş teçhizatı alımı’ için 2017’de 13.4 milyar lira harcanırken, 2018’de bu miktar 22.5 milyar lira harcandı. Mit, Emniyet Genel Müdürlüğü, TSK ve Jandarmaya toplam harcanan miktar böylelikle 2018 yılında yaklaşık yüzde 70 oranında artmış oldu.
Pazarlama Ofisi!
Sayıştay raporları’nın kısmen ortaya çıkardığı bir diğer gerçek de Cumhurbaşkanlığına bağlı “Yatırım Ofisi” nin harcamaları oldu. Yatırım ofisi’nin yabancı danışmanlara 12 milyon harcama yaptığı ortaya çıktı. BM genel kurulunda tüm dünyaya akıl veren Cumhurbaşkanı yabancı danışmanlara 12 milyon ödüyor. Niçin Türkiye’yi daha fazla pazarlamak için. Adı “yatırım ofisi” ama siz bunu Türkiye’yi pazarlama ofisi olarak okuyun.
Yatırım ofisinin kuruluş amacı olarak “Türkiye’de yatırım yapılmasını özendirmeye yönelik çalışmalar yapmak” yazılmış kağıt üstünde. Erdoğan daha önce Başbakan olduğu yıllarda “Ben ülkemi pazarlamakla mükellefim” demişti. Pazarlama devam ediyor!