Aylardır ABD’nin yeni başkanı Biden’den gelecek telefon bekleniyordu. Erdoğan bir yandan asrın lideri safsatalarıyla halkı kandırmaya çalışırken, diğer yandan Biden’a yaranmak, sadakat ve işbirliğini beyan etmek için telefon görüşmesini bekliyordu. Aylardır S400’ler konusunda ABD tarafından çocuk gibi azarlanan Erdoğan bir şekilde kendini yeniden kabul ettirmek için bu telefon görüşmesini fırsat olarak görüyordu çünkü. Sözde asrın lideri ama ABD başkanının telefon etmesi için neredeyse avuç açıp dua edecek durumdaydı.
En sonunda 23 nisan Cuma günü Erdoğan beklediği telefon görüşmesini yaptı. Kendine bağlı faşist basın Erdoğan Biden arasında yapılan görüşmeyi iki eşit devlet başkanının görüşmesiymiş gibi göstermeye çalıştı. Bunun için görüşme “Cumhurbaşkanı Erdoğan, FETÖ’nün ABD’deki varlığı ve ABD’nin Suriye’de PKK-PYD terör örgütüne verdiği destek gibi konuların çözüme kavuşturulmasının, Türk-Amerikan ilişkilerinin daha ileri seviyelere taşınması için önemli olduğunu ifade etti.” şeklinde haberleştirildi. Bu sayede efendisine kendini kabul ettirmeye çalışan, iyi işbirliği ilişkilerin sürdürülmesi için her şeyi yapabileceğini gösteren Erdoğan gizlenmeye çalışıldı.
Gerçek öyle değil ama…
Dünya basınında görüşme çok fazla yer almazken, yer alan haberlerde de yukarda bahsedilen cümle geçmiyor. Hiç birinde ama!
Erdoğan’ın ABD başkanı ile yaptığı görüşmede ne konuşulduğundan daha çok, görüşmenin 24 nisan günü Biden’ın 1915’i Ermeni Soykırımını olarak tanımlayacağını duyurmasından önce yapılması ön plana çıkıyor dünya basınında. Ve S400’lerden dolayı yaptırım uygulanıp uygulanmayacağı yazıldı tartışıldı. Görüşmede Haziran’da Brüksel’de yapılacak NATO zirvesinde Biden’ın Erdoğan ile görüşme yapacağı tüm haberlerde geçiyor.
Erdoğan, ABD’nin S400’leri aldığı için kendisine kızgın olduğunu ve bunun hesabını soracağı korkusunu yaşıyor hala. Erdoğan’ın gerek AB’ye gerekse ABD’ye verdiği tavizler konuşuluyor ve daha fazla taviz vermek için çırpındığı kesin. İktidarda kalabilmesi için ABD ve AB emperyalizminin desteği gerekiyor. Hele ki, içinde bulunduğu yönetememe krizinde ABD ve AB’ye hala kullanılabilir olduğunu ispatlaması, Erdoğan için çok önemli. Öbür türlü deliğe süpürüleceğini iyi biliyor.
“deliğe süpürmeyin, kullanın” ile iktidara gelen Erdoğan, “deliğe süpürülmemek” için çırpınıyor.
Eski danışmanlarından Cüneyt Zapsu’nun ABD’de Erdoğan’ı pazarlamak için kullandığı “deliğe süpürmeyin, kullanın” cümlesi Erdoğan’ın nasıl iktidara geldiğini açıklar. Biden’dan gözlerini uzaklara yatırarak beklediği telefon nihayet geldi. 4 ay bekledi Erdoğan bu telefonu. Ve Haziran ayında görüşme de kaptı patronundan. 23 nisan’da yaptığı telefon görüşmesinden tek kazandığı şey bu. NATO toplantısında sadece ABD’ye değil AB’ye de hesap vermek zorunda olduğunu bildiğinden Biden ile arayı iyileştirmeye çalışıyor. Ve haziran ayında yapacağı görüşmeyi bunun için fırsat olarak değerlendirecek. AB’nin yaptırımlarına karşı Biden’den “abilik” yapmasını isteyecek. Zaten AB’nin yaptırım girişimlerine Biden, “yaptırıma gerek yok, tavizler veriyor” politikası ile yaklaşıyor. Abi rolünü üstlenmiş bile. Yani özetle; “deliğe süpürülmemek” için Erdoğan, ABD ve AB’nin istediği her şeyi yapmaya hazır.
Ne iç, ne dış politikada AKP iktidarı ABD’nin belirlediği sınırların dışına çıkamaz. Emperyalizmin yeni sömürgesi ülkeyiz. Ve bu gerçek her 1950’lerden sonra ülkemiz iktidarlarının tamamı için söylenebilir. AKP iktidarı ülkemiz tarihinin en işbirlikçi, ABD ve AB uşaklığı konusunda en gözü kara iktidar olarak tarihe geçti. AKP’nin faşist basını Erdoğan’ın Biden ile yaptığı görüşmeyi diplomatik başarı gibi göstermeye çalışıyor. Haziran ayında NATO toplantısında Erdoğan’ın vereceği tavizlerin halk için anlamı fazla yoksulluk, açlık, işsizlik… daha fazla hapishane, karakol, işkence ölümdür.