Kitaplar dolusu yazıldı.
Yazılamayanlar, yazılanlardan misli misli fazladır.
Unutturmak ve unutulmamasını sağlamak üzerinden süren kavga, 19 Aralık 2000’de alevler içinde süren kavganın devamıdır.
19 Aralık 2000, Türkiye tarihinin en büyük hapishaneler katliamının gerçekleştirildiği tarihtir.
21 yıl geçti üzerinden.
19 Aralık, Türkiye tarihinin en çarpıcı kesitlerinden biridir.
Faşizmin niteliğinin her yönüyle en açık ortaya çıktığı bir gündür.
Burjuva basının, burjuva politikacıların, ordunun, ve bilcümle düzen kurumlarının faşizmin sömürü ve zulüm politikalarında nasıl bir rol üstlendiğinin açık geldiği bir dönemdir.
21 Hapishaneye aynı anda giren işkenceci katliamcı güruh, hapishaneleri yakıp yıktı, yüzlerce tutsağı planlı bir şekilde katletti ve işkencelerden geçirdi.
Emir, Başbakan Bülent Ecevit tarafından verildi.
Ecevit, katliamcılara yaptığı son konuşmada onları “KILICINIZ KESKİN OLSUN” diye uğurladı.
O kılıç, o gün 28 tutsağı katletti.
“Solcu”, “çelebi”, “şair” Başbakan Ecevit, katliamın ardından, ayağını 28 cesedin üstüne basarak “teröristler devletle başedilemeyeceğini anlamış olmalılar” diye demeç verdi.
DSP’li Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, katliamın ardından, henüz cenazeler yerde, diri diri yakılanlar morgdayken, yaptığı ilk açıklamada, “zaiyat tahminlerimizden az olmuştur” dedi.
Türkiye ve dünya halkları o an öğrendi ki, daha fazlasını katletmeyi planlamışlardı.
Burjuva basın, 19 Aralık manşetleriyle, katliamı meşrulaştırma görevini üstlendiler. Tutsakarın kanıyla yazıldı o gün manşetler.
19 Aralık’ın birkaç gün öncesinden başlayan devlet terörü ve 19 Aralıktaki katliam karşısında, düzen solcuları ve reformistler, sindiler ve seslerini çıkarmadılar.
19 Aralık katliamını gerçekleştiren siyasi sorumluların, askeri sorumluların hiçbiri ve bizzat hapishanelere girip tutsakları katledenlerin hiçbiri, hesap vermediler, cezalandırılmadılar.
İşte bütün bu nedenlerden dolayı 19 Aralık unutulmamalı.
21 yılda unutturmadık.
210 yıl daha geçse, unutturmayacağız.
Gerçek Haber Ajansı olarak, bu nedenden dolayı, 19 Aralık katliamının yıldönümünde katliamı bir kez daha anlatacağız.
Katliama dair az bilinenleri yeniden gündeme getireceğiz.
Katliama katılanların yıllar sonra anlattıklarını, yani itiraflarını yayınlayacağız.
Gerçekleri yerin yedi kat dibine gömseler de gizleyemezler.
Katiller, yerin yedi kat dibine girseler de hesap vermekten kurtulamazlar.
Gerçekler karartılamayacak.
Türkiye halkı, bu katliamın hesabını er geç soracak.
Biliyoruz ki, katliamcılar, korku içinde yaşıyorlar o gün bugündür.
Öyle ki, katliamın ertesinde, bazıları o büyük korkudan dolayı, tutanakları bile imzalamamışlardı.
Bu katliamın sorumluları, mahkemeye çıkarılmasalar da, halkın nezdinde lanetlenmiş ve mahkum edilmişlerdir; hepsi suçlarını bilmektedirler, bu nedenle korku içinde yaşamaktadırlar.,,
Öyle yaşamaya devam edecekler.
Yazılanlara bakıp bakıp, halkın unutmadığını görüp, yerin dibine girmek isteyecekler.
Cehennemin dibine kadar yolları var.
Gerçekler karartılamayacak, 19 Aralık unutturulmayacak, adalet er gec yerini bulacak.