Türkiye’nin Son Ermeni Köyü ve Alevi Köyleri Yok Olma Tehdidi Altında

ÖZEL HABER

Türkiye(GHA)

Hatay, tarih boyunca birçok farklı kültür ve topluluğa ev sahipliği yapmış, bir çok halkın birlikte yaşadığı bir bölge olmuştur. Aleviler, Hristiyanlar, Sünniler, Ermeniler ve Yahudiler, aynı cadde üzerinde yan yana köylerde yüzyıllardır yaşamış ve bir kardeşlik orkestrası kurmuştur. Bu kültürel zenginlik içinde Ermeni toplumu da önemli bir yere sahiptir. Özellikle 20. yüzyılın başlarına kadar Hatay’ın birçok yerleşim yerinde Ermeni nüfusu bulunmaktaydı.

Geçmişte Hatay’ın Samandağ bölgesinde yoğun bir Ermeni nüfusu yaşamaktaydı. 20. yüzyılın başlarında Samandağ’ın 22 köyünden 7’sinde Ermeniler bulunuyordu. Bu köyler arasında Kapısuyu, Vakıflı, Hıdırbey, Yoğunoluk, Eriklikuyu, Teknepınar ve Azir gibi yerleşim yerleri bulunuyordu. Toplamda 20’ye yakın köyde Ermeni halkı yaşıyordu.

1915 olayları sırasında Antakya ve çevresindeki Ermeniler, Musa Dağı’nda direniş göstermiş ve kırk gün süren mücadelelerinin ardından Fransız gemileri tarafından Mısır’ın Port Said limanına götürülmüştü. Zorla göç ettirilen Ermeniler bir daha geri dönmedi; kalanlar ise Türkiye’nin tek Ermeni köyü olan Vakıflı köyünde yaşamaya başladı. Ancak günümüzde, bu son Ermeni köyü TOKİ ihalesi gerekçesiyle ciddi bir kamulaştırma adı altında yağmalanma tehdidiyle ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. TOKİ tarafından yapılacak 1.353 konut için kamulaştırmalar başlatıldı.

Vakıflı Köyü ve Alevi Köylerinin Geleceği Tehlikede

Günümüzde Hatay’daki Ermeni varlığı büyük ölçüde azalmış olsa da, Samandağ ilçesinde bulunan Vakıflı Köyü, Türkiye’deki tek etnik Ermeni köyü olarak varlığını sürdürmektedir. Yaklaşık 130 kişinin yaşadığı bu köy, gelenekleriyle dikkat çekmekte ve özellikle turistik açıdan ilgi görmektedir. Hatay’ın bir simgesi haline gelen Vakıflı Köyü, Ermeni kültürünün izlerini hala taşımakta; üzüm bağları, el yapımı likörleri ve doğal ürünleriyle tanıtılmaktadır. Burada yaşayan halk, kilise etkinlikleri ve festivallerle kültürlerini yaşatmaya devam ediyor.

Arazilere Kamulaştırma adıyla El Koyuluyor

Köylüler, devlet tarafından yapılan el koyma girişimlerinin şahsi arazileri de kapsadığını belirtiyor. Özel mülkler ve tarım arazilerinin ellerinden alınacağı korkusu, köyün demografik yapısının bozulmasına yol açabileceği endişesini doğurdu. Özellikle kooperatifler ve kadın girişimcilerin üretim alanları da kamulaştırma kapsamına alınmış durumda. 6. ve 7. etap TOKİ konut haritasına göre toplam 1.353 konut yapılması planlanıyor.

Hıdırbey ve Mağaracık da Tehdit Altında

Vakıflı Köyü ile birlikte TOKİ yapımına dahil edilen alanlar içerisinde Hıdırbey ve Mağaracık da bulunuyor. Burada yaşayan sakinler de net bir bilgi alamadıkları için tedirginlik içinde. Vakıflı Köyü Muhtarı ile birlikte diğer köylerin muhtarları ve halkı, yetkililerden konuyla ilgili net bilgi almak için Hatay Valisi Mustafa Masatlı’dan randevu talep etti. Köylüler, süreç hakkında daha fazla bilgi edinmek ve haklarını korumak için yetkililerle görüşmek istiyor.

Vakıflı Köyü, Türkiye’nin ilk organik köylerinden biri olarak biliniyor. Doğal ürünleri ve yerel üretimiyle öne çıkan köyde, kadınların kurduğu kooperatiflerde üretilen gıda ve el yapımı ürünler büyük ilgi görüyor. Kamulaştırma adı altında sürdürülen el koyma süreci, bu kooperatiflerin geleceğini de belirsizliğe sürüklüyor.

Özellikle kadın girişimciler, üretim alanlarının ve satış noktalarının ellerinden alınması halinde nereye taşınacaklarını bilmediklerini dile getiriyor. Köylüler, bu sürecin tarihi ve kültürel mirası yok etme riski taşıdığına dikkat çekerek yetkililere çağrıda bulunuyor.

Halk Topraklarına Sahip Çıkıyor

Bölgede yaşayan Ermeni halkı ve onlara destek veren Alevi halkı, yan yana, omuz omuza “kamulaştırmalara” karşı eyleme geçti. Bugün bölgede toplanan halk, kamulaştırmaya izin vermeyeceklerini ve Ermeni köyünün yok edilmesine karşı duracaklarını belirtti.

Gerçek Haber Ajansı’nın telefonla ulaştığı bölge sakinlerinden Mustafa A. ajansımıza şunları söyledi:

“Ben bir Aleviyim, Hıdırbey’de yaşıyorum. Bölgemiz şu an tehdit altında. Hemen yan komşu köyümüz Ermeni Vakıflı Köyü de tehdit altında. Devlet yıllardır burayı yok etmek için bir çaba içerisinde. Kiliselerin üstüne camiler kurdular, Ermeni evlerini ahıra dönüştürdüler. Tüm bunların altında ‘biz üstünüz’ algısını yaratma çabası var. Oysa biz bu bölgede kardeşçe yıllardır yaşıyoruz. Bu kamulaştırma, rant uğruna yapılıyor ve biz buna karşı çıkacağız.”

Vakıflı Köyü Ermenilerinden Gabriel Z. ise şu ifadeleri kullandı:

“Devletin Vakıflı Köyü’nü yok etme çabası içinde olduğunu düşünüyorum. Eğer TOKİ konutları yapılırsa, burası hem doğal hem de kültürel anlamda yok olacak. Arazilerimizin elimizden zorla alınmasına izin vermeyeceğiz. Tüm halkın bize sahip çıkması ve hep birlikte karşı çıkmamız lazım. Bu sadece köyün bir bölümüyle sınırlı kalmayacak; ileride tamamen tüm Vakıflı Ermeni Köyü’nü ve yan komşularımız olan Alevi köylerini de yok etmeye çalışacaklar. Bu benim görüşüme göre bir devlet politikası. Hem biz Ermenileri hem de Alevi halkını buradan sürmek istiyorlar.”

….

Samandağ Ermeni Direnişini okumak için: Musa Dağında Kırk Gün adlı romanı tavsiye ediyoruz.

GHA

Sosyal ağlarda paylaşın