Savunmaya yönelik saldırılar sürüyor.
Son birkaç günde, Kolombiya’da, keyfi olarak gözaltına alınmak istenen Av.Javier Ordonez, polisin kullandığı elektro şok silahı ile sokak ortasında işkence edilerek katledilmiş; Belarus’taki iki avukat, mesleki faaliyetleri nedeni ile tutuklanmıştır.
Türkiye’de ise avukatlık mesleği bu kez de “FETÖ/PDY’nin Avukatlık Yapılanmasına Operasyon” adı altında saldırıya uğramaktadır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 11.09.2020 tarihinde yapmış olduğu yazılı açıklamadaki “…, FTEÖ/PDY silahlı terör örgütü üyeliği/yöneticiliği suçlarından işlem yapılan örgüt mensuplarının soruşturma ve kovuşturma işlemlerini örgütsel talimatla ve saikle takip ederek avukatlık faaliyeti görüntüsü altında bu soruşturmaları/kovuşturmaları örgüt lehine yönlendirmek suretiyle örgütsel faaliyetlere katılan ve bir kısmı hakkında daha önce işlem tesis edilmesine rağmen bu faaliyetlerine devam ederek, örgüt içinde avukatlık yapılanması oluşturan 48 avukat, 7 stajyer avukat, 3 ihraç hakim, 1 ihraç hakim adayı ile 1 hukuk fakültesi mezununun bulunduğu toplam 60 şüpheliye yönelik 11.09.2020 tarihinde Ankara merkezli toplam 7 ilde arama, el koyma ve gözaltı kararı verilmiştir.” şeklindeki ifade, avukatların birkez daha mesleki faaliyetleri nedeni ile gözaltına alındıklarını açıkça göstermektedir.
Gözaltına alınan avukatların bürolarında ve evlerinde yapılan aramalarda, dava dosyalarına, duruşma defterlerine, UYAP e-imzaları ile serbest meslek makbuzlarına el konulmuş olup, emniyet ifadesi işlemlerinde, avukatlara, mesleki faaliyetlerine dair sorular sorulmaktadır. Avukatların evlerinde yapılacak aramada Baro temsilcisi bulunması zorunlu olmasına rağmen Baroya haber verilmediği gibi, yandaş basın mensuplarının aramalara katılmasına izin verilmiştir.
Başsavcılığın açıklamasının içeriği ile bürolardan el konulan dosyalar, duruşma defterleri, e-imza ve serbest meslek makbuzları, asıl olarak avukatlık mesleğinin polis operasyonu ile bir kez daha hedef alındığını göstermektedir.
Gözaltı işlemleri esnasında, kolluk kuvvetlerinin 12 günlük gözaltı süresini sonuna kadar kullanılacağı şeklindeki söylemleri de, Savcılığın ve Sulh Ceza Hakimliği’nin formalite işlemler yaptığını, tüm yetkinin poliste olduğunu açıkça göstermektedir.
Bugün birkez daha, avukatların mesleki faaliyetlerinden dolayı suçlanamayacakları ve savunmaya yönelik saldırılara derhal son verilmesi gerektiği sözümüzü yineleyerek, gözaltına alınan meslektaşlarımızın serbest bırakılmasını istiyoruz.
Türkiye’de ve dünyanın her yerinde mesleki faaliyetleri nedeni ile saldırı altında olan avukatların yanında olduğumuzu vurgulayarak, tüm demokratik kamuoyunu ve baroları, savunmaya sahip çıkmaya çağırıyoruz.
ÇAĞDAŞ HUKUKÇULAR DERNEĞİ
