(Direnen İşçilerle Kod 29 Röportajı -1)…
GHA: Herkese merhaba. Gerçek Haber Ajansı olarak ülkemiz gündemini işgal eden, daha doğru bir ifadeyle emekçilerin gündemini işgal eden bir konuya mercek tutmaya çalışacağız.
Kod 29 olarak bilinen yasa ile emekçiler işlerinden atılıyor ülkemizde. Şu an bilinen rakamlarla ifade ediyor olursak 170.000 emekçinin bu yasayla işinden edildiği biliniyor pandemi sürecinde özellikle Erdoğan’ın artık işçi atılmayacak sözünün üzerine daha fazla gündeme gelen kod 29 ile ilgili konuklarımız olacak. sorular yönelteceğimiz konuklarımız tabiki gene emekçiler dünyasında çok iyi bilinen çok tanınan bu konuda direnişler hayata geçirmiş hala direnişte olan iki emekçi ile olacak Türkan Albayrak iki kez bu konuda işinden çıkarıldığı için 2 direniş hayata geçirmiş ikisinde de haklarını kazanmış bir emekçidir. Diğer konuğumuzda bugün hala direnişte olan 494 gündür Şişli CHP binası önünde direnişini sürdüren Turan Aktaş olacaktır onlara sorularımızı yönelteceğiz burjuva medyada hiç gündem olmayan kod 29 ile ilgili sorularımızı yöneltip izleyicilerimize bu konuda aydınlatmaya çalışacağız.
Gha: Öncelikle hoşgeldiniz.
Türkan Albayrak: Hoşbulduk.
GHA: kod 29 ile ilgili söyleyecekleriniz nelerdir?
Türkan Albayrak: kod 29 Türkiye’deki iş piyasasındaki bir madde bu madde şunu içeriyor ahlaksızlık ve iyi niyet kurallarına uymayan işçinin atılması yasanın içinde şunlar var işyerine içkili gelmek başka bir işçiye cinsel saldırıda bulunma işverene küfretmek üç gün üst üste işe gelmemek işvereni zarara uğratmak bunları kapsayan bir yasa ve bu yasayı işveren işçilere bir sopa olarak kullanıyor.işçiyi tazminatsız işten atabiliyor ve işçi işsizlik maaşı alamıyor madde bu.
GHA: ne zamandan beri uygulanmaya başlandı bu madde sadece pandemi sürecinde duyduk bu kod 29 maddesini daha önceden de vardı şimdi mi yürürlüğe girdi?
Türkan Albayrak: Yani bu yasa geçmişten bu yana var. İlk Türkiye’de iş yasası 1937’de yürürlüğe giriyor. Geçmişten beri şundan biliyoruz biz sendikaya üye olan, sendikal çalışma yapan, haklarını isteyen işçiler 29. Maddeden atılıyor. Benim ilk işten atıldığım dönemde de 29. Maddeden atılmıştım ; ne tazminat hakkım vardı ne de işsizlik maaşım vardı. Öteden beri işverenin kullandığı bir yasa ama pandemi döneminde göze çarpan şu, işverenin işçi atması yasak pandemi sürecinde. Mayıs ayının sonuna kadar sanıyorum, ama bu dönemde bir sürü işçi atıldı. Direnişleri görüyorsunuzdur, direnenlerin dışında daha binlerce de işçi var işten atılan.
GHA: 170.000 işçiden bahsediliyor işten atılan. Bu rakam hangi tarihe ait tam bilmiyoruz, şu an rakam yükselmiş de olabilir. Bu çok korkutucu bir rakam. 170.000 insanın işinden çıkarılması. Bu denli büyük bir saldırı, bu denli büyük bir zulüm sendikalar tarafından nasıl karşılanıyor, ne yapıyorlar sendikalar bu konuda?
«İşçi direnişlerinin hiç birinde büyük sendikalar yok!»
Türkan Albayrak: Bildiğimiz, DİSK’İ biliyoruz, Türk-iş, Hak-iş bunlardan sadece DİSK’in söylemlerini duyuyoruz. Onlar da sadece söyleniyor zaten. Gördüğünüz işçi direnişlerinin hiç birinde büyük sendikalar yok ; ne DİSK var ne Turk-İş var. 29. Maddeden atılan işçiler var, Migros işçileri, Sinbo işçileri, madenciler var. Bunların bulunduğu yerlerde bağımsız sendikalar var, bunların hiçbirinde DİSK ya da Türk-iş yok. bu konuda sadece televizyonlara çıkıp açıklamalar yayınlıyorlar, onu da DİSK yapıyor, bu kadar. Bununla ilgili gerçek bir şey yapmıyor. işçiler eylemde görüyorsunuzdur, madenciler sonbahar kış başında sokaklarda, şimdi Migros’un işçileri sokaklarda ama DİSK’i göremezsiniz, sadece sözde işçilerin gözünü boyamak için, halkın gözünü boyamak için açıklamalarla yetiniyorlar.
İşçileri ahlaksızlıkla suçlayanlar gerçek ahlaksız. Yani bu ülkede işte 2020 yılında 170.000 işçi 29. Maddeden atılmış. 2019’da 194.000… 2018’de 200.000… yani biz aslında 2021’İ bilmiyoruz, 2020’yi biliyoruz. Asıl ahlaksız onlar! Ne için, bu kadar kişi ahlaksız olamaz.
Birkez işçinin haklarını gasp etmek için kullandıkları bir yasa ve bu yasa ile devletin yükünü azaltmış oluyor. Biliyorsunuz işsizlik fonuna işçilerin maaşından belirli bir miktar kesilir ve işçi işsiz kalınca bunu alır ; böylece devlet işsizlik maaşı ödemekten de kurtulmuş oluyor. İşverenle devletin işbirliği ile işçiler sokağa atılıyor.
Burada şunu söylüyor aslında, « hakkını arıyorsan sokaktasın, açsın, seni yokluğa yozluğa mahkum ediyorum » diyor. Ben seni tanımıyorum, senin ne olacağın beni ilgilendirmiyor bunu işverenle devlet birlikte yapıyor. Hatta en son CHP İstanbul İl’e gittik. İlde adını söylemeyen bir yönetici bize şöyle dedi : «Turan Aktaş da 29. Maddeden atıldı, bir araştırmamız lazım 29. maddeyi, niyeymiş diye».
Ben de şöyle dedim ; CHP her gün sokaklarda 29. Maddeden atılan işçileri savunuyor, ama sizin belediyeniz 29. Maddeden bir işçiyi atıyor ve hatta bizzat kendi belediye başkanınız bunun dedikodusunu yapıyor ; yani Turan Aktaş ile ilgili bir sürü dedikodu yapıyor ve utanmadan şunu söylüyor yani Turan Aktaş belediyeyi zarara uğratmıştır, zarar dediği de şu : Turan Aktaş’ın onun gibi binlerce KYK ile kadroya geçen işçiler adına dava açması ve o davayı kazanması.
Gerçek ahlaksız onlar yani, işçiler değil. Burada şey var ahlaksızlık yasasıyla attığın zaman işçinin üzerine bir kara leke sürüyor ve bu işçi başka bir yerde iş bulamıyor ya da işten atılan insan evine, mahallesine gittiği zaman nasıl hesap verecek, bir de ahlaksızlıktan atılmış! Ne tazminatı var, ne işsizlik maaşı var ve karalanmış… rezilce bir şey uyguluyorlar.
GHA: Sizler direnişler hayata geçiriyorsunuz, birçok yerde Migros PTT işçileri gibi sendikaların da bu işçileri yalnız bıraktığı biliniyor, bununla ilgili ne anlatmak istersiniz?
«İşveren sendika devlet hepsi birlikte işçinin üstündedir.»
Türkan Albayrak: Direnmeye davet ediyorum doğru yerde doğru kişilerle direnmeye davet ediyorum. Ermenek işçilerini duymuşsunuzdur, günlerce sokaktalardı. Şu anda hiçbir kazanım elde etmediler bekliyorlar. İşçilerin çoğu intihar yolunu seçiyor direnmek yerine, çünkü mutsuzlar, biz onlara ulaşamamışız yada onlar bize ulaşamamış. İnsanlar yapayalnız direnmelerini söylüyorum. Onlar ahlaksız değiller, onlar suçlu değiller, asıl suçlu bizim kanımızı canımızı emenler suçlu! Nasıl Turan Aktaş tek başına direniyor şu anda… Haksızlığa karşı direniyor 500 güne yaklaştı. Ama o suçlu olmadığını sokakta gösteriyor. Oysaki Turan’ın yanında daha fazla kişi olsa daha fazla güç olur ve zafer daha kolay kazanılır. Bizim örgütsüzlüğümüzden yararlanıyor işveren. Yasalarını zaten kendine göre yapmış daha önce işte yasalarda işçilerin yararına daha fazla şeyler vardı, ama bu son dönemde AKP hükümeti ile birlikte işçilerin kazanmış olduğu haklar da gitti ve 29. Maddeden çok rahat atıyor. İşverenin mahkemeye verip haksız olduğunu kanıtlıyorsun ama işverene hiçbir ceza verilmiyor ama bana ahlaksız deyip işten atıp beni açlığa mahkum edebiliyor.
Yani cezasızlık aslında onları böyle şımartan, böyle yüzsüzce davranmaya iten. OHAL’in ilk dönemlerinde Tayyip Erdoğan’ın işverenlere çağrısı vardı, «bakın OHAL ile birlikte bütün grevleri kaldırdım demesi» var. Bizim için yapılabilecek olan, yapmamız gereken örgütlenmek, bir araya gelmek. İnsanlar bir kere ölüyor, biz bu ülkede işçiler olarak hergün ölüyoruz o yüzden bir araya gelmeliyiz birlikte olmalıyız. Sendikalar açısından da bütün işçiler bilir sendikaya güvenmezler, hatta kod 29 ile atılan işçilerin çoğu, sendikalarla anlaşılıp atılmıştır. Nerede öncü bir işçi vardır, nerede hak arayan, nerede arkadaşları tarafından sevilen işçi varsa, sendika ile birlikte işveren anlaşır ve işçileri işten atar. Yani işveren sendika devlet hepsi birlikte işçinin üstündedir. O yüzden bizim örgütlenip beraber mücadele etmemiz gerekir.
GHA: Teşekkür ediyoruz başka eklemek istediğiniz varsa kısaca..
Türkan Albayrak: Avrupa’da Dev-Gençliler bizi selamlamak için, Turan ve beni selamlamak için bir video göndermişler, onlara buradan selam söylüyorum, vatanını unutmayan Dev-Gençlilere, vatanında olan zulmü gören Dev-Gençlilere selam söylüyorum.