II. Elizabeth’in ölümü dünyada iki yaklaşımla karşılandı: Üzülenler ve sevinenler. Tabii ki bu iki yaklaşımı, yani ölümüne sevinenleri ve üzülenleri de kendi içinde gruplara ayırmak mümkün ama bu gereksiz.
İngiltere Kraliçesi’nin ölümünün ardından çokça yazı yazıldı, değerlendirmelerde bulunuldu. Birçok analizci “şimdi ne olacak” sorularıyla sanki çok büyük bir eksiklik oluşmuş gibi ele aldı bu ölümü.
Peki dünyü halkları olarak II.Elizabeth bizim hafızamızda ne bıraktı? Nasıl anmalıyız kendisini?
Kısaca lanetle anacağız.
II.Elizabeth. Latin Amerika’dan, Asya’ya, Kutuplardan Afrika’nın en dibine kadar ülkeleri sömürgeleştiren, veya yarı sömürgeleştiren, “güneş batmayan” imparatorluğun, son 70 yılında işlenen tüm suçlarından sorumlu olarak, hesap vermeden gitti Kraliçe.
Yaşadıkları hanedanlığın adada yaşayan halklara milyarlarca maliyeti vardı evet. Ama O sadece Britanya adasında yaşayan halkların sırtından geçinen asalak hanedanlığın başı olarak anılmayacak elbette.
Dünyada dökülen her damla kanın İngiliz Emperyalizminin, yani Britanya Kraliçesinin sorumluluğu vardır. Yaşanan açlığın, hala süren açık işgallerin, milyonlarca halkın katledilmesinin… sorumluluğuyla asla rahmetle anılmayacak şekilde defolup gitti dünyamızdan.
Britanya Krallığının, İskoç, Gallerli, İrlandalı halklara yüzyıllardır çektirdiklerinin sürdürücüsü oldu 70 yıldır.
Elinde Boby Sands ve 11 yoldaşının kanı ile toprağa verileceğinden İrlanda halkı onu lanetleyen sloganlarla karşıladı ölüm haberini…
Şüphesiz II.Elizabeth’i anlatmak için bir yazı yetmeyecektir. Çünkü O’nun suçlarını anlatmadan O’nu anlatmak mümkün değil. Gelgelelim O’nun suçları İngiliz emperyalizminin suçlarını da kapsar. İngiliz emperyalizminin dünya halklarına karşı işlediği suçlar değil bir tek yazı kitaplarla anlatılsa kifayetsiz kalır.
Biz sadece II. Elizabeth’in ölümüne üzülmeyenlerin nedenlerinin sadece küçük bir bölümüne değindik.
Sözün özeti; Marx “Amerika’daki altın ve gümüş madenlerinin keşfi; yerli nüfusun köleleştirilip maden ocaklarında zorla çalıştırılması; Doğu Hint Adaları’nin fetih ve yağmalanmasının başlaması; Afrika kıtasının bir zenci avı alanı haline getirilmesi: Bütün bunlar, kapitalist üretim çağını haber veren olgulardır ve ilk birikim döneminin temel etkenlerini meydana getirir” derken bugün İngiliz emperyalizminin de içinde bulunduğu emperyalist devletlerin zenginliklerinin kaynağını gösteriyor. Bu emperyalist devletlerin en başında İngiltere gelir. İngiltere zenginliği(!) ile “güneş batmayan ülke” diye anılır ancak bu zenginliğin temelinde, kölecilik, işgal ettikleri toprakları talan ve katliamlar vardır. Ve her kuruşlarında dünya halklarının kanı vardır.
Bu kanı dökenlerin en başında doğrudan veya direk Britanya Krallığı vardır. Bu Krallığın başında da son 70 yıl boyunca II.Elizabeth vardı…
II. Elizabeth’in ne kadar iyi olduğunu ispatlamaya çalışan, onunla ilgili bilmeden güzelleme yapanlara bir video ile cevap vermek istiyoruz.
Bu video Britanya Krallığı’nın son kraliçesinin gerçekte kim olduğu ile ilgili fikir verecektir: