10 Temmuz’daki duruşmada Ebru Timtik ve Selçuk Kozağaçlı, meşruluğun gücüyle mahkemeler tarihine yeni bir sayfa eklediler.
AKP faşizminin savcı ve hakimlerinin salonda söylediklerinin bir hükmü yoktu. Onlar zaten söyleyeceklerini iddianemelerinde söylemişlerdi.
Kozağaçlı’nın duruşmada dile getirdiği gibi, haklarındaki dava dosyası YÜZBİN SAYFAYA ulaşmıştı. Dava dosyasını hücreye getirmeye kalksalar, 12 metrekarelik hücrede yer kalmazdı.
Ama yüzbin sayfa, gerçekte safsatayla, demagojiyle, iftira ve itirafçı komplolarıyla doluydu.
Timtik ve Kozağaçlı’nın bir kaç saatlik konuşmaları ise, gerçekle doluydu.
Aşağıda Ebru Timtik ve Selçuk Kozağaçlı’nın duruşmadaki sözlerinden bir kısmını sunuyoruz:
DURUŞMADA TİMTİK NELER SÖYLEDİ?
TİMTİK: “Kendimi faşizmden sakladım. Yakalandığım için gerçekten çok üzgünüm.”
Av. Ebru Timtik söz aldı: Tek bir gücüm var o da inandıklarım. Alnımızın akı bu paçavra delilleri temizleyecek.
Timtik: Ben hakkımdaki iddiaları biliyorum. Bu suçlamaların bir kısmını ben yarattım, mücadele ederek yarattım.
Timtik: Bu Hollanda-Belçika belgelerini size dosyadan çıkarın, hukuka aykırı delil kabul edilemez dedik. Bu deliller elle hazırlanmış, ha ben bilgisayarda yazmışım, ha o onlar daktiloyla yazmış. Sonra, Can Tuncay diye bir savcı çıktı, bu Hollanda Belçika belgelerini önümüze koydu.
Timtik: 37. Ağır Ceza Mahkemesi, iddianamede benim kod adı taşıdığıma dair hiçbir ibare yokken, hüküm gerekçesinde kod adı taşıdığım yazılmış. 37. Ağır Ceza denilen yer muhakeme yapma yetisine haiz değildir.
Timtik: Bizim için, avukatlarımız bunları bırakın yine bürolarına giderler dediler. Öyle yaptım, çalışma alanıma geri döndüm. Başka imkanımız olmadığı için değil, öyle tercih ettim.
Timtik: Kendi büromda, orası aynı zamanda benim evim, gizli bir bölme yaparak kendimi faşizmden sakladım. Yakalandığım için gerçekten çok üzgünüm. Biz yakalanmayalım diye dostlarımız bütün imkanlarını sundular. Onun için üzgünüm.
KOZAĞAÇLI NELER SÖYLEDİ?
KOZAĞAÇLI: “İktidar bizim iki ceza almamızı istiyor.”
Kozağaçlı: Benim bilgisayara çıkabilmem için insan hakları komiserinin birilerini azarlaması gerekiyor muydu? Ben utanç duyuyorum böyle olduğu için. Komiser korkusu da bir iki hafta sürer.
Kozağaçlı: Avrupa Konseyi İnsan Hakları Komiseri beni ziyarete geldiğinde ona yargılandığım dosyaları göremediğimi söyledim. Birkaç gün sonra yaka paça tozlu bir bilgisayar odasına götürüldüm dosyamı incelemek için. Ama ortada dosya yok.
Kozagaçlı: Yangın güvenliği nedeniyle dava evraklarım bana gösterilmiyor. Hücremde ondan fazla kitap bulunduramıyorum. Dijital şekilde avukatlarımın dosyayı bana getirmesine izin verilmiyor. Üç celsedir dosyayı bana göndermediniz.
Kozagaçlı: sizden dosya evraklarını üç kere istedim. Avukatlarım bunu bana veremiyor; çünkü yargılandığım davalar basılı halde 100.000 sayfa tutuyor ve ben 12 metrekarede kalıyorum. Hepsini üst üste dizdiğimde hücrede bana yatacak yer kalmıyor.
Kozagaçlı: Son beş yıl içinde beş ödül aldık. Lawyers For Lawyers tarafından verilen ödülün bu akşam seromonisi yapılacak. Bu dayanışma için teşekkür ederim.
Kozağaçlı: Akın Gürlek’in yüzüne de söyledim. Mesleki kariyerini hapishanede tamamlayacak. Yaşadığım sürece takip edeceğim, hatta temin edeceğim.
Kozağaçlı: Aynı delillerle sağına soluna maydanoz koyarak bunlar yeni delil, al bunlarla bir ceza daha ver diyemezsiniz. Bir gün bu dosya döner. On sene yatarız, yatıyoruz.
Kozağaçlı: İstinaf Mahkemesi özel bir siyasi amaçla harekete geçirilmediği sürece önüne gelen kararı onaylanan bir ara makam. Bizim kararımızı da onaylar.Ama üst mahkemelerden bu kararın temel hukuk bilgisinden yoksunluk eleştirisiyle bozulacağını biliyorum.
Kozağaçlı: İki dosyayı birleştirmediniz. Çünkü adli iktidar bizim iki ceza almamızı istiyor.