Tarihin Işığında: 22 Aralık 1936… Nikolay Ostrovski

Şöyle diyordu Nikolay Ostrovski:
“İnsanın en paha biçilmez varlığı hayatıdır. Hayat bir kez verilir insana ve bu hayatı öyle yaşamalı ki, hiçbir amacı, anlamı olmadan yaşanan yıllar için insan utanç duymasın, miskin, pis pis heveslerle geçen günler için insanın yüzü kızarmasın ve hiç değilse ölürken kendi kendine diyebilsin ki; “Ben ömrümü, bütün gücümü dünyada en mükemmel şeye, insanlığın özgürlüğe kavuşması için mücadeleye adayarak yaşadım.”

Öyle yaşadı gerçekten.
Nikolay Alekseyeviç Ostrovskiy, 16 Eylül 1904’de doğdu. O günkü Rusya imparatorluğunda, bugünkü Ukrayna topraklarında doğdu.
Kaynaklarda Ostrovski, “yazar” olarak geçiyor.
Evet, geriye güzel kitaplar bıraktı.
Ancak onun asıl sıfatı “yazar” olmaktan önce, bir devrimciydi.
Örgütlü bir savaşçı, örgütlü bir devrimci idi.

Bir köyde doğdu. Yoksul bir ailenin çocuğuydu.
Çoçuk yaşta pek çok işte çalıştı. Sonra, bir genç olarak tercihini devrimden yana yaptı. Kızıl Ordu saflarında iç savaşa katıldı. Yaralandı. Sağlığı ayakta çalışmasına elvermeyecek derecede kötüleşti…
O koşullarda, hem üyesi olduğu Komünist Gençlik Birliği’yle bağını ve çalışmasını sürdürdü, hem yazmaya başladı. Bugün devrimci edebiyatın klasikleri arasında sayılan kitaplar bıraktı.
1935 yılında Lenin Nişanı aldı.
İç savaştan kalan yaralar ve hastalıkları nedeniyle 32 yaşında aramızdan ayrılırken, ölümsüzler arasında yerini aldı.

OSTROVSKİY’İN KAHRAMANI: PAVEL KORÇAGİN

Nikolay Ostrovskiy’nin 3 kitabı yayınlanmıştır Türkçe’de.

  • Ve Çeliğe Su Verildi
  • Fırtına Çocukları
  • Selam! Yaşam Ateşi (Mektup derlemesi)
    Ostrovskiy’nin en ünlü kitabı, “Ve Çeliğe Su Verildi” kitabıdır. (Bazı yayınevleri tarafından Çelik Böyle Sertleşti adıyla da yayınlanmıştır.)
    Büyük ölçüde otobiyografik bir kitaptır.
    Yani aslında Ostrovskiy, kitabın kahramanı Pavel Korçagin şahsında kendi yaşamını anlatmıştır.
    Ostrovski’nin, Çelik Böyle Sertleşti adlı romanı, 1904-1936 yılları arasında yaşadığı kısa, ama kahramanlara yaraşır hayatıyla yazdı. Ostrovski, kendisindeki sosyalizm idealini, örgütlülüğe bağlılığını, devrimci ahlakı, savaşma azmini ve disiplinini Korçagin’de somutlamıştır.
    Daha yirmi yaşındayken içsavaş cephelerinde aldığı ağır yaraların etkisiyle kötürüm ve kör oldu. Bu durumdayken, sevgi ve mücadeleyi, Komünist Gençlik Birliği üyesi yoldaşlarını ve silah arkadaşlarını anlattığı romanı Çelik Böyle Sertleşti’yi yazdı. Yazmak, onun icin “Yaşamasını haklı çıkaracak, hayatın yaşanmaya değdiğini kanıtlayacak.” bir araçtı.
    1935’te Sovyet gazeteci Mihayil Koltsov’un kaleme aldığı “Cesaret” başlıklı makale Pravda’da yayınlandığında, milyonlarca insan Ostrovski’nin iyileşmez hastalığını ve partiye sarsılmaz bağlılığını öğrendi.

Korçagin, o dönemde, Sovyetler Birliği’nde sosyalist emeğin ve çalışma azminin sembollerinden birisi haline gelmiştir.
1956 yılında kitaptan yola çıkılarak Pavel Korçagin adlı bir de film çekildi. Filmi Youtube’de bulabilirsiniz.

Sovyet yazar Boris Polevoy, Korçagini şöyle tanımlıyordu: “Pavel Korçagin dünya turuna çıkmış, dağlar, okyanuslar aşıyor, tüm dünya okurları arasında yeni dostlar kazanıyor, yürekleri fethediyor. Burada şaşacak ne var, Ostrovski kahramanında, Sovyet Devrimi’nin yarattığı kuşağın en üstün çizgilerini nakış nakış işlemiş…”

NİKOLAY OSTROVSKİ’YE DAİR:

Romain Rolland, N. Ostrovski’ye mektubunda şöyle yazmıştı:
“Benim için, adınız en ender rastlanır, en katıksız manevi cesaretle eş anlamlı. Size hayranım. Acı ve zor günlerle dolu hayatınızın, yüzbinlerce insana umut ışığı olacağından hiç kuşku duymayın. Tüm dünya için, kaderin zalimliğine karşı iradenin kazandığı zaferin sevinç verici, soyluluk verici örneği olarak kalacaksınız. Kurtulan ve yeniden doğan halkınızla bütünleştiniz. Halkınızın içinde yaşıyorsunuz, o da sizin içinizde yaşıyor.”

Korçagin Sovyet tarihinde o kadar etkili olmuştur ki, yıllar sonraki 2. dünya savaşında, Stalingrad Savunması Komutanlarından biri olan Mareşal Vasili Çuikov, kendi savaşçılarını Korçagin’e benzetmişti: “Savaşçılarım, yeni Korçagin’ler kuşağıydı.”

-0-

OSTROVSKİ’DEN SÖZLER:

Yeryüzünde gerçek adaleti kuracak insanlar olmalı. Ve şimdi bu insanların var olduklarına inanıyorum.

İstersen yüz yıl yaşa ve durmadan oku, gene de öğreneceğin çok şey kalıyor…

Tedbirin, bilgeliğin kardeşi olduğunu da sakın çıkarmayın aklınızdan.

Ölüm herkesin yazgısı şüphesiz ama ne olursa olsun gençlere göre değil.

Sefalet içinde doğanlar ve doğuşları bugüne kadar bir köleliğin başlangıcı olanlar daha güzel bir hayat sürsün diye, kahramanca, gözlerini kırpmadan ölmüşlerdi.

Şu hayata bak, nasıl da yanardöner bir hal alıyor bazen; bir anda zifiri karanlık, bir an sonra yine güneş gülüyor.

Kavga kötü bir şey sayılmaz… Hatta zaman zaman dövüşmek insana faydalıdır da. Yalnız, kime karşı ve niçin dövüştüğünü bilmek şartıyla.

Karnı tok sırtı peklerle aç insanlar aynı türküyü dinlemez.

Birbirine kardeşçe bağlı, atılgan bir sınıf gerekli bize

İstediğin kadar çırpın dövüş, tek başına kaldıkça değiştiremezsin hayatı.

Sosyal ağlarda paylaşın