1-) Ekim devrimi hangi tarihte gerçekleşmiştir?
Eski takvime göre 24 Ekim, yeni takvime göre ise 7 Kasım 1917’de Rusya’da devrim gerçekleşti.
2-) Rusya’da Ekim Devrimi öncesinde nasıl bir tablo vardı?
Devrim öncesi Rusya, toprak ağalarının iktidarı olan Çarlık rejimi i ile yönetiliyordu. Ekonomiye yön veren artık burjuvazi olmasına rağmen, burjuvazi Çarlığı devirip, iktidarı alacak güçte de değildi. Rusya, Batı Avrupa’nın yarı-sömürgesiydi. Aynı zamanda emperyalist bir ülkeydi. Lenin’in tanımıyla “emperyalist feodal bir ülke” olan Rusya’da nüfusun büyük bölümünü köylülük oluşturuyordu. I. Emperyalist savaşla birlikte açlık, yoksulluk, sefalet artmış, baskılar boyutlanmış, sınıf çelişkileri keskinleşmiştir. Rusya, emperyalist zincirin en zayıf halkası durumundaydı.
3-) Devrim hangi partinin önderliğinde gerçekleştirildi?
Devrim Lenin’in önderi olduğu Rusya Sosyal Demokrat İşçi Partisi (RSDİP) öncülüğünde gerçekleşti. RSDİP, 1898’de kuruldu. 1903’teki kongrede parti içindeki reformist, oportünist kesim safdışı edildi. Bunlara Menşevik (azınlık) deniliyordu. Bolşevikler (çoğunluk) ise Lenin’in önderliğinde partiyi “çelik bir çekirdek” olarak güçlendirip devrimin önderi yaptılar. RSDİP, Ekim devrimi sonrası Sovyetler Birliği Komünist Partisi (SBKP) adını aldı.
4-) Devrimin stratejisi nasıldı?
Sovyet devriminin stratejisi, daha sonra “Sovyetik ayaklanma” olarak adlandırılmıştır. Buna göre devrim iki aşamalıdır. Birinci aşama yani evrim döneminde örgütlenme ve barışçıl mücadele metodları esas alınır. İkinci aşama, yani devrim aşamasında, devrimin şartları oluşmuştur. Topyekün ayaklanma ve zor yoluyla iktidar alınır. Devrimin öncü ve temel gücü işçi sınıfıdır. İşçi sınıfının ittifakı ise köylülüktür. Proletarya önderliğinde sosyalist devrim gerçekleşir.
5-) Sovyet Devrimi Hangi Aşamalardan Geçti?
1917 Ekim devrimine gelmeden önce iki önemli dönüm noktası yaşandı. Bunlardan biri 1905 devrimi, ikincisi ise 1917 Şubat Burjuva Demokratik Devrimi’dir. 1905 devrimine gelinen süreç Rus-Japon savaşı ile başladı. Savaşla birlikte yoksulluk ve baskı da arttı. Grevler, protestolar yaygınlaştı. 1903 Ocak ayında, Çarlık Sarayına yürüyen işçilere ateş açılması ve binden fazla işçinin katledilmesi üzerine eylemler 200 şehre yayıldı. Köylüler ayaklandılar. İlk İl Sovyetleri kuruldu.
1905’in Kasım-Aralık ayına gelindiğinde grevler çatışmalar silahlı ayaklanmaya dönüştü. Fakat Rusya’nın o günkü subjektif koşulları nedeniyle ayaklanmalar başarıya ulaşamadı, kanla bastırıldı. Böylece 1905 devrimi yenildi. Ancak bu ayaklanmalar sonucunda Çarlık hükümeti, iktidarı burjuvaziyle paylaşmak zorunda kaldı. Ve Devlet Duması kuruldu. 1905 devriminin yenilgisinden sonra uzun bir sessizlik dönemi oldu. Fakat geleceğe miras olarak S So ov vy ye et tl le er r oluşmuştu artık. İşçiler-köylüler Sovyetlerde örgütleniyordu. İşçi Sovyetleri il il yayılmaya başladı.
6-) 1917 Şubat Devrimi’nin önemi nedir?
1. Emperyalist paylaşım savaşının getirdiği açlık ve sefalet, 1917 yılının Ocak ayında büyük grevlere yol açtı. Ordu içinde de ayaklanmalar başladı. Çarlık yönetiminin meclisi de kapatması üzerine burjuvazi de ayaklanmalara katıldı. Petersburg Sovyeti’nin çağrısıyla 28 Şubat’ta ayaklanan işçi ve askerler Çarlık kabinesini ve ordu komutanlarını tutuklayarak, Çarlık iktidarını devirdiler. Burjuvazinin de içinde yer aldığı yeni bir iktidar kuruldu. Böylece Şubat Burjuva Demokratik Devrimi gerçekleşmiş oldu. Artık gündemde sosyalist devrim vardı.
7-) Bolşevikler’in iktidara gelişi nasıl oldu?
Burjuva Demokratik Devrimi’nden sonra her tarafta işçi-köylü ve asker sovyetleri oluşmaya başladı. Ancak Sovyetler’de, emperyalist paylaşım savaşının sürmesinden yana tavır koyan, burjuva hükümeti destekleyen Menşevikler ve Sosyalist Devrimciler çoğunluktaydı. Fakat devrimin gerçek önderi olan Bolşevikler, burjuva demokratik devrimin son bulduğunu ve artık sosyalist devrime geçilmesi gerektiğini ilan edip “Bütün İktidar Sovyetlere” sloganını ortaya attılar.
Kitleler hızla Bolşeviklerden yana tavır aldılar. Ve Bolşeviklerin öncülüğünde ayaklanarak 1917’nin 7 Kasım’ında iktidarı zor yoluyla burjuvaziden aldılar. Tarihte ilk kez, 1917 7 Kasım’ında işçiler-köylüler… feodal egemenlerin ve burjuvazinin milyonlarca emekçi üzerindeki sömürüsüne son vermiş oldular. İlk kez, emekçiler iktidar oldular.
8 -) Devrim Öncesi Rusya’ya neden “Halklar Hapishanesi” deniliyordu?
Devrimle birlikte Çarlığın işgal ve ilhak politikaları nedeniyle zorla Rusya’ya dahil edilen uluslar da kurtuldu. Devrim öncesi Rusya, Lenin’in deyimiyle “Halklar Hapishanesi” idi. Zorla Rusya’ya dahil edilen halklar, ekonomik bakımdan sömürülüyor, Rus emekçi halkların yararlandığı hak kırıntılarını bile kullanamıyorlardı. Ulusal baskı altındaydılar. Ekim devrimi bunlara son verdi. Tüm halklar Sovyetlerde eşit söz ve karar hakkına sahip olup, kültürlerini, dillerini, ulusal özelliklerini özgürce ve birlikte yaşama ve geliştirme hakkına sahip oldular.
9-) Devrim sonrası, halkların yönetim mekanizmasına katılımı nasıl oldu?
“Sovyet” kelime anlamıyla şura ve konsey anlamına gelir. Devrim öncesi oluşturulan Sovyetler, devrim sonrası iktidar organı oldular. Her alanda örgütlü olan halk, yerel ve genel sovyetlere delegeler göndermekteydi. Ve yine her alanda kendi kendini yönetmekte söz ve karar hakkına sahip olmaktadır.
10-) Sovyet Devriminin Dünya Halkları açısından önemi nedir?
SSCB (Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) dünyanın ilk sosyalist ülkesiydi. Bu durum Sovyet halkları için onur ve gurur vericiyken, dünya halklarına, proleteryaya moral ve güç; emperyalizme ise büyük bir darbe olmuştu. Emperyalizm karşısında sosyalist bir devlet vardı artık. Sosyalizm düş değil, gerçekti. Tüm dünyada sınıfsal ve ulusal kurtuluş savaşları, Sovyet devriminin yarattığı moral güç ile hız kazandı.
11-) Sovyet Devrimi Emperyalistler Açısından Nasıl Bir Sonuç Doğurdu?
Sovyet devrimi emperyalizme büyük bir darbe vurdu. Oysa emperyalist ülkeler I. Paylaşım Savaşı’nda, yeni pazarlar elde etmek için birbiriyle savaşa tutuşmuşlardı. Tekellerin bu aç gözlü hırsları nedeniyle I. Paylaşım Savaşı’nda 10 milyon insan hayatını kaybetti. Fakat yine de herşey istedikleri gibi olmadı. Yeni pazarlar için birbirleriyle savaşırken, Sovyet Devrimi ile dünya pazarının altıda birini kaybettiler. Bu, emperyalistlere vurulmuş ilk büyük darbeydi. (II. Paylaşım savaşı sonrası peşpeşe yaşanan devrimlerle birlikte emperyalistler daha büyük bir darbe yiyecekler; dünya pazarlarının üçte biri, artık emperyalizmin pazarı olmaktan çıkacaktı.)
12-) Lenin’in ölümünden sonra Sovyet Devrimi nasıl bir yol izledi?
Lenin’in ölümünden (21 Ocak 1924) sonra emperyalistler devrimin hızla yıkılacağını düşündüler.
Ama hevesleri kursaklarında kaldı. Lenin’in ardından Sovyet halklarına Stalin önderlik etti ve Stalin, devrimi daha ileriye taşıdı. Marksizm-Leninizm yolunda ilerleyen Stalin’in dönemi, ekonomik olarak Sovyetlerin, sosyalizmin güçlendiği yıllardır. Yine Stalin’in önderliğindeki Sovyet halkları, 2. Paylaşım Savaşı’nda Nazi ordularını yenip dünya halklarını faşizmden kurtardılar. Kızıl Ordu’nun desteğiyle birçok ülkede Halk İktidarları kuruldu.
13-) Sovyetler’in yıkılmasının nedenleri nelerdir?
Stalin’in ölümünden (6 Mart 1953) sonra 1956’da toplanan 20. Kongre’de Stalin ve onun nezdinde Lenin dönemi mahkum edilip, revizyonist politikalar hakim kılınmaya başlandı. Revizyonist politikalarla birlikte, SBKP içinde bürokratlaşma arttı, yozlaşma ortaya çıktı ve yıllar içinde parti halktan koptu, sorunları tespit edecek, çözüm üretecek güçten yoksun; disiplinden, teorik-politik üretkenlikten uzak bir partiye dönüştü. Sosyalizmi geliştirecek bir program yerine emperyalizmle ekonomik, askeri vb. açıdan yarışan bir SSCB vardı artık karşımızda. SBKP enternasyonalizmden de uzaklaştı. Dünya devrimlerini destekleyen bir ülke değildi artık SSCB…
Tersine, “emperyalizmle birarada yaşamayı” teorileştiren ve bu temelde de ulusal ve sınıfsal kurtuluş savaşlarının karşısına çıkan bir ülkeydi artık. Bu ise içte olduğu kadar, dışta da kendi sonunu hazırlamak demekti. Sonuç olarak; 1990’ların başında, çürüme daha da hızlandı, emperyalizmin doğrudan veya dolaylı müdahaleleri sonucunda bu çürüyen yapı, SSCB yıkıldı.
14-) Sovyetlerin yıkılması, devrimlerin bittiği anlamına mı gelir?
Sosyalist sistemin yıkıntıları üzerinde tepinen emperyalizm durmadan devrimlerin bittiğini, sınıfların ortadan kalktığını, dünyanın tek kutuplu, küresel bir dünya olduğunu propaganda etmeye başladı. Oysa değişen bir şey yoktu. Ne emperyalizm değişmiş, ne devrimler bitmiş, ne de sınıflar ortadan kalkmıştı, Lenin’in dediği gibi “Çağımız emperyalizm ve proleter devrimler çağıdır.” Tek gerçek budur. Ülkeleri işgal eden, kan ve gözyaşından, sömürüden başka bir şey getirmeyen emperyalizm, yeryüzünden silinmeden devrimler durmayacak ve bitmeyecektir. Bunlar dışında söylenen herşey yalandır.
15-) Günümüz dünyasında Sovyet Devrimi’nin önemi nedir?
Lenin, Ekim Devrimi’nin ertesinde diyordu ki, “Biz başlangıç yaptık. Ne kadar zamanda, ne zaman, hangi ulusun proleterleri bu eseri sonuna kadar vardırırlar, bunun önemi yok. Önemli olan buzun kırılmış, yolun açılmış ve gösterilmiş olmasıdır…”
Lenin’in de dediği gibi, Sovyet devrimi ile birlikte “buz kırılmış, yol açılmış”tır. Sovyet devriminden sonra o yoldan bir çok ülke kurtuluşa ulaştı. Bir çok ülkede devrimler oldu. Lenin’in “Çağımız emperyalizm ve proleter devrimler çağıdır.” tespiti hayatın içinde somutlandı.
Çağımız hala emperyalizm ve proleter devrimler çağıdır ve devrimler bitmeyecektir. Evet, bugün Sovyetler yok. Lakin dünyanın ilk sosyalist ülkesi olması yanıyla Ekim Devrimi ve SSCB, tüm dünya halklarının bilincinde, değerli bir miras, yol gösteren bir fener ve insanlığın sorunlarının ancak sosyalizmle çözülebileceğinin tartışılmaz tarihsel kanıtı olarak yaşamaya devam etmektedir. Bir gün Sovyetler yine kurulacaktır. Bundan eminiz.