1243 Sanıklı Devrimci Sol Ana Davası’nda KARAR
Tarih 1 Kasım 1991…
12 Eylül sonrasında açılan ve o dönemin bir özelliğini yansıtan toplu siyasi davaların en kalabalıklarından biri olan ve toplam on yıl süren 1243 kişilik Devrimci Sol Ana Davası Metris Baştabya duruşma salonunda karara bağlandı. 15 Mart 1982’den beri süren davada bir idam ve otuz beş ağır hapis cezası verildi.
Evet, on yıl sürmüştü dava. Ve bu on yılda neler olmamıştı ki…
Peşpeşe yeni iddianameler yazılmış, “sanık”lar çeşitli nedenlerle “eksilmiş”, duruşma salonları, savaş alanına dönmüştü…
İddianamedeki “sanık”lardan Ahmet Karlangaç, işkence katledilmiş. Hayrettin Eren ise gözaltında kaybedilmişti. Selim Mehmet Yücel, Mehmet Küçükçiftçi, Mustafa Işık ve Tahsin Elvan ise iddianamede “ölü olarak ele geçirilenler” arasında yer alıyorlardı.
İstanbul AÖS’te 15 Mart 1982’de yapılan tüm “sanık”ların katıldığı toplu duruşmanın ardından 14 Nisan 1982 tarihinde çıkartılan ek bir karanla, “sanık”ların bu tarihten sonra “grup grup getirilmeleri” kararlaştırılmıştı. Mahkeme, davada “savaş hali” hükümlerinin geçerli olduğunu açıklamıştı.
Mahkeme bu hükümlere göre devam etti. Dava boyunca, on yedi kişi iki kez duruşmalardan çıkartıldıkları gerekçesiyle sonraki duruşmalara alınmadılar. Yargılama gıyaplarında sürdü. Ayrıca 12 Eylül 1983 tarihinde 90 kişi 12 Eylül’ü protesto ettikleri gerekçesiyle zorla mahkeme salonundan dışarı atıldılar.
1984’den 1986’ya kadar toplu davada yargılananlar, cezaevindeki tek tip elbise dayatmasını kabul etmeyip tek tip elbise giymeyerek mahkemelere don-atlet getirildiklerinden dolayı mahkemece “duruşmaların disiplinini bozdukları” gerekçesiyle duruşma salonundan atıldılar ve yargılanmaları gıyablarında sürdürüldü.
Toplu davadan yargılananlar, cezaevlerinde kaldıkları onbir yıllık sürenin ortalama 350 gününü açlık grevlerinde geçirdiler.
Davanın sanıklarından Abdullah Meral, Haydar Başbağ, Hasan Telci cezaevlerindeki koşulları protesto etmek amacıyla yapılan ölüm orucunda şehit düştüler.
Davalar sürekli kalabalık bir kitle ve yurtdışından gelen heyetler tarafından izlendi.
Dava boyunca sorguları, savunmaları ve çeşitli konularda verdikler dilekçelerden dolayı 22 kişiye toplam 266 yıl hapis cezası verildi. Davada değişik konularla ilgili suç duyuruları da dahil olmak üzere yaklaşık yüz ortak dilekçe verildi.
Davanın sürdüğü sırada Dursun Karataş, Bedri Yağan, Sinan Kukul, Mürsel Göleli, Aslan Tayfun Özkök, Aslan Şener yıldırım, Ali Kırlangıç, İbrahim Erdoğan, M. Murat Sözeri, İbrahim Yalçın Arıkan ve Ahmet Fazıl Özdemir kaldıkları hapishanelerden firar ettiler.
Dava Devrimci Sol tutsaklarına bildirilmeden 1 Kasım’da sonuçlandırılarak oldu bittiye getirildi. Duruşma hakimi, karar duruşmasında dosyanın incelenmesinin bitirildiğini, duruşmanın sona erdiğini açıklayarak 500 sayfalık kararı okumaya başladı.
Kararı protesto eden Devrimci Sol tutsakları yanlarında getirdikleri pankartları açarak slogan attılar. İzleyiciler, avukatlar ve tutsaklar kararı protesto ettiklerini belirterek salonu terk ettiler. Mahkeme heyeti kararı boş salona okumak zorunda kaldı.
Devrimci Sol Ana davası tarihe, tüm bu özelliklerinin ötesinde ceza korkusunun teslim alamadığı, yargılanan değil yargılayan tutsak tipiyle, faşizmin tüm kurallarının reddedildiği bir dava seyriyle ve devrimin ve sosyalizmin savunulduğu, aynı zamanda Türkiye devrimi açısından teorik-ideolojik bir önem taşıyan savunmasıyla geçti. “Haklıyız Kazanacağız” başlıklı bu savunma, hem Türkiye devrimi açısından önemli bir teorik metin, hem Türkiye halkları için bir manifesto oldu.
Türkiye halkları bu davada, cuntanın kurduğu kürsülerin devrimci irade ve kararlılıkla, siyasi cesaretle cuntanın ve faşizmin yargılandığı devrimin kürsülerine dönüştürülmesine tanık oldu.