Mustafa Koçak : Susmayın ve çok daha geç olmadan adalet için çarpmakta olan yürek gümbürtümü duyun
İzmir Şakran hapishanesinde adil yargılanma hakkı için bedenini ölüme yatıran Mustafa Koçak’tan mektup var.
Üzerinde hiç kimsenin tartışamayacağı adil yargılanma hakkı elinden alındığı için açlık grevi ile başlattığı direnişine başlayan Mustafa Koçak direnişinin 90.gününde direnişini ölüm orucuna çevirmişti. Hiç bir delil, hiç bir kanıt olmaksızın sadece Berk Ercan gibi yalan ifade verdiği bir çok dosyada açığa çıkan bir itirafçı ifadesi ile Müebbet hapis cezası verilen Mustafa Koçak ölüm orucunun 234.gününde.
“İnsanların çoğu kaybetmekten korktuğu için, sevmekten korkuyor.
Sevilmekten korkuyor, kendisini sevilmeye layık görmediği için.
Düşünmekten korkuyor, sorumluluk getireceği için.
Konuşmaktan korkuyor, eleştirilmekten korktuğu için.
Duygularını ifade etmekten korkuyor, reddedilmekten korktuğu için.
Yaşlanmaktan korkuyor, gençliğinin kıymetini bilmediği için.
Unutulmaktan korkuyor, dünyaya iyi bir şey vermediği için
Ve ölmekten korkuyor aslında yaşamayı bilmediği için.”
William Shakespeare
“Hani kilit vurulamayan tek yer dildi, ona ne oldu? Ya da artık bir insan hayatının bir ağaç kadar değeri kalmadı mı? Eğer öyle değilse neden görmüyorsunuz, susuyorsunuz, duymuyorsunuz? Şunu bilin ki, sizler sustukça sizin suskunluğunuzdan güç alarak çalıyorlar en genç ömürlerimizi…
“Sayın aydınlar, sanatçılar, milletvekilleri, devrimci-demokratlar, gazeteciler, gazeteler: Şunu bilmenizi isterim ki; ben de bir ağacım… Ve sizlerden isteğim o ağacın gün gün nasıl yürüdüğünü, dokunduğu yerden nasıl umut fışkırdığını artık görmenizdir. Sizlere çağrımdır: Susmayın ve çok daha geç olmadan adalet için çarpmakta olan yürek gümbürtümü duyun. Sesime ses, çığlığıma çığlık olun!
“Ben, sen, o… Biz… Hepimiz büyük bir orkestranın birer parçasıyız… Umutla kalın…”