Önce emperyalistler büyük bir saldırıyla Suriye’yi işgale kalkıştı. Yanlarına Türkiye’yi, Suudi Arabistan, Katar, Ürdün vs. tüm işbirlikçilerini ve bunlar eliyle topladıkları cihatcıları da toplayıp işgale giriştiler.
Suriye halkı direndikçe ittifaklarda kopmalar, senaryolarda değişiklikler gündeme geldi. Bunların hepsini sağlayan Suriye halklarının ülkelerini emperyalizme teslim etmeme iradesiydi. Direnişin gücü ve sürekliliği, emperyalist kampta çeşitli çelişkilere ve kopmalara yolaçtı.
Şimdi gelinen aşamada emperyalizm adına bazı başarılar(!) da var şüphesiz.. Suriye halkına ait toprakların bir bölümü, şu anda emperyalistlerin işbirlikçilerinin elinde. Özellikle Türkiye’nin destek verdiği ve emperyalizmin dokunulmasına karşı çıktığı cihatcıların elindeki İdlip bölgesi.. diğer yanda ise PYD’nin kontrolündeki bölge… Bu bölge özellikle Amerikan üsleriyle dolu. PYD ve Amerikan askerleri birlikte savaşıyorlar. Bu, gizledikleri bir durum da değil. Bu bölgeler Türkiye ordusu, cihatcilar veya PYD kontrolü altında görünse de asıl olarak emperyalizmin kontrolünde ve korumasında olan bölgelerdir.
Kime karşı?
Elbette Suriye ordusuna ve Suriye halkına karşı. Suriye’de, Suriye halkının egemenliği dışında, hiçbir meşru güç yoktur. Emperyalistler, Türkiye ordusunun veya PYD’nin müdahalesine, ancak Suriye’deki meşru egemenliğe karşı çıktıkları sürece destek verirler. Emperyalistlerin amacı Suriye’yi teslim almaktır; bu amaca ulaşmak doğrultusunda bugün Türkiye’yi, yarın PYD’yi veya aynı anda ikisini birden kullanabilirler. Bu pazarlıklara göre değişir, değişmeyen tek şey ise emperyalizmin Suriye’yi teslim almak istemesidir.
Suriye’de emperyalist işgalin, ister bir yerde olduğu gibi Türkiye ordusuyla ortak yapılması, ister başka bir bölgede olduğu gibi PYD ile ortak yürütülmesi, hiçbir şey değiştirmez; Suriye’nin işgali hangi güçlerle gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin, gayri meşrudur.
*
AKP iktidarı savaş tamtamları çalarak, şovenizmi tırmandırarak, yanına bütün düzen partilerini tek sıra dizerek Suriye’yi bir kez daha işgale girişiyor bugün. Üstelik savaş tamtamlarının sesiyle, halkın ekmek ve adalet isteyen seslerini, direnişlerini bastırabileceğini düşünerek, işgalcilikte daha bir iştahlı. Tüm düzen güçleri, ordusuyla, partileriyle, hepsi tek vücut olmuş durumda; sanırsınız ki Türkiye işgale uğramış da, bunlar da kurtuluş savaşı veriyorlar.
Sanki, Amerikasından Avrupasına kadar hepsi bu operasyona karşı da, AKP iktidarı bunlara rağmen dünyaya kafa tutuyormuş gibi bir hava yaratıyorlar. Öyle ters yüz edilmiş gerçekler. Daha doğrusu öyle görünsün istemekteler.
Halk, şovenizm zehriyle sarhoş olsun istiyorlar. Gerçekte olan ise şudur: Türkiye’nin yaptığı bu operasyon emperyalizm adına ve emperyalist çıkarlar içindir. Yapılan, Kürdüyle, Arabiyla tüm Suriye halkına karşı bir işgal operasyonudur. Trump “eğer dediklerimin dışına çıkarlarsa ekonomilerini mahvederim” derken bu gerçeği ifade ediyor. Şunu net olarak görmeliyiz; Emperyalizm, Türkiye ordusunun Suriye’ye girişine, kendi çıkarlarına hizmet ettiği için, izin vermiştir. Amerikan emperyalizminin, bu hizmeti karşılığında AKP faşizmine verdiği ödül ise, Kürt halkına saldırma imkanı vermesidir.
Emperyalizm işbirlikçiliği veya emperyalizme teslimiyet, hiçbir halka özgürlük, adalet getirmez. Arap, Kürt, Türk, Fars, tüm halklar için tek doğru, emperyalizme direnmek, direnmek, direnmektir.