SS BİRLİKLERİ HİTLER’İ KURTARAMADI TAKVİYE HAZIR KUVVET MÜDÜRLÜĞÜ DE AKP’Yİ KURTARAMAYACAK!

4 Haziran 2018 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile Emniyet Genel Müdürlüğü bünyesinde 500 personelin görevlendirildiği Ankara Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğü kurulmuştu.

Bu kez de 20 Ağustos 2020 tarihli Cumhurbaşkanlığı Kararı ile İstanbul ilinde de 500 personelin görev alacağı Takviye Hazır Kuvvet Müdürlüğü kuruldu.

AKP Faşizmi neden böyle bir birimi kurmaya ihtiyaç duydu?

Faşist AKP iktidarı, derin bir yönetememe krizi içerisindedir. Ekonomik-siyasi ve sosyal krizi her geçen gün büyümekte, dış borcu431 milyar doları geçmiştir. Tüm kurumları ile çürüme içerisindedir. Halkın büyük bölümünü maddi ve manevi açıdan sefalete sürüklemiş, açlık ve yoksul- lukla başbaşa bırakmıştır.

Ayasofya’yı camiye dönüştüren din sömürüleri ve terör demagojileri ile körüklenen milliyetçilik; artık hiçbir demagoji ve vaat ile halkı kandıramıyor AKP.

Halk pazara çıktığında, markete gittiğinde dolmayan pazar çantasını biliyor.

Faşist AKP, halka yalan söyleyerek, vaatlerle ömrünü uzat- maya çalışsa da beyhude. AKP iktidarı halka yalan söylemeye devam ediyor. Her ne kadar Türkiye’nin 20 yıllık doğalgaz ihtiyacını karşılayacak kadar rezerve sahip olduğu bir ‘müjde’ gibi duyurulsa da bunun halkımız açısından önemi yoktur. AKP’nin doğalgazı, emperyalist ülkelere peşkeş çekeceğini ve parayı kendi kasasına koyacağını, halka da hiçbir yararı olmayacağını tahmin etmek zor değildir. AKP faşizmi kendi sonunu kendisi hazırlıyor. AKP o kadar acizdir ki halkı yönetmenin tek yolunu işkencede, yeni silahlı işkence birlikleri yaratmakta ve faşizmi kurumsallaştırmakta bulmuştur!

AKP faşizminin yönetememe krizini, istikrarsızlığı aşması mümkün değildir. Emperyalizmin yeni-sömürgesi bir ülkede milli kriz sürekli olduğundan, sürekli faşizmle yönetmek, oligarşi açısından bir zorunluluktur.

Krizlerini aşamayan AKP de, yağmayı, işbirlikçiliği, yalanı ve talanı her geçen gün artırmaktadır. Ancak bu da yetmez! Bir yandan da halkın biriken öfkesini bastırmanın tek yolu zor ve işkenceyi temel yönetim aracı haline getirmiştir. Halka karşı devlet terörünü arttırırken, bu terörü meşrulaştırmak için düzenlemeler yapmaktadır.

Halkı teslim almak için, uygun bulduğu politikaları ile faşizmi devletin her alanında kurumsal- laştırmak durumunda kalmıştır.Tüm sömürü devletleri- nin olağan baskı, zor ve şiddet aygıtları bulunmaktadır. Polis, jandarma olağan zor güçleridir.

Ancak oligarşinin ‘güvenlik’ ihtiyacı hiç bitmemektedir; bunca baskı, sömürü ve katliamın olduğu bir ülkede, işbirlikçilerin kendini güvende hissetmeleri mümkün değildir. 12 Eylül 1980’de Amerikancı faşist cunta ile faşizm kurumsallaşmış; ancak bu da yetmediğinden her dönem yeni düzenlemeler yapmaya devam etmişlerdir.

Türkiye’de son dönemde önce bekçilerin görev alanları genişletilmiş, sonra hukuka aykırı şekilde silahlandırılmış- tır. Bütün medya gücünü kullanarak yaratmaya çalıştıkları “mahalle bekçileri” de birbiri ardına kanun değişikleri mahallerdeki örgütlenmeleri bitirmek, halkın üzerindeki baskıyı ve denetimi artırmak için kurumsallaştırılmıştır.

Yalnız bizim ülkemizde değil; tarih boyunca faşist iktidarlar ne zaman yönetememe krizi yaşa- salar olağanüstü zor ve baskı araçlarına başvurmuştur. Önce olağan kolluk güçlerinin yetkileri- nin arttırılması ve cezasızlık ile başlanmış, daha sonrasında yeni silahlı birlikler yaratılmıştır.

Mussolini’nin İtalya’sında “kara gömlekliler” olarak bilinen faşist güç, Hitler Almanyası’nda ise ‘‘SS’’ birlikleriydi. Yarı askeri yapıdaki bu birimler direk faşist liderlere bağlı olarak hareket etmekte; halkın öfkesini zor yolu ile bastırmak, muhalifleri sindirmek, korku salmak, katletmek ve işkence etmek maksadı ile kurulmuş birliklerdi.

Aynı nedenlerle İtalya’da, Almanya’da olduğu gibi Türkiye’de de Cumhurbaşkanı kararı ile kendine bağlı silahlı politik güçler kurmuştur.

FAŞİST AKP İKTİDARI GÖLGESİNDEN BİLE KORKUYOR!

Bundan dolayı bekçileri silahlandırıyor. İstanbul’un göbeğinde yeni silahlı ekipler kuruyor. Yeni silahlar alıyor. Ve en son olarak da cumhurbaşkanlığına bağlı özel ekipler kurdu.

Halka zulmetmek için milyonlar dağıttığı devletin polisinden dahi korkuyor, güvenmiyor. Kendi özel ekiplerini yaratıyor. Hitler de aynı yönetemediği güvenmediği paramiliter SA’ya karşı SS’i kurmuştur.

AKP faşizminin bu ekibi kurmasının iki temel nedeni vardır.

İlki uzman işkenceciler yaratmak, bunu yasallaştırmak ve faşizmi devletin tüm kurumlarını kapsayacak şekilde, ihtiyacına uygun şekilde yeniden kurumsallaştırarak sömürü ve yağmayı sürdürebilmektir.

İkincisi ise devrimcilerden duyduğu korkudur. Çünkü ne yaparsa yapsın devrimcileri sindiremedi. Faşizmin saldırıları direnişlerle cevap buldu.

Halkın avukatlarına bu ülkede avukatlık yaptırılmıyor, tutuklandılar haklarında 159 yıl ceza verildi. Halkın avukatlarının faşizme yanıtı ölüm orucu direnişi oldu.

Halkın örgütlü sanatını yapan Grup Yorum’un halkla buluşmasından korkuyorlar. Şarkılarından korkuyorlar. 5 seneyi geçkin süredir alanlar onlara yasak. Yasakları kabullenip kenara çekilmediler. Evlerimize geldiler, kamyon kasalarına çıktılar, konduların damlarını sahne yaptılar, internet konserleri düzenlediler. Konserlerini yapabilmek için açlığa yattılar. Helin ve İbrahim konser yasaklarının kaldırılması uğrunda 7 Notanın Komutanları olarak şehit düştüler.

Halkımız faşizmin adaletsizliklerine boyun eğmedi. KHK’li memurlar, emekçiler, 4 seneye yakındır işlerini geri istiyor. Nuriye ve Semih açlık grevi yaptılar, tutuklandılar ceza aldılar, Yüksel direnişi ile işlerini iste- yenlerin adalet talebini açlıklarıyla büyüttüler. 1 iken 10 oldular, yüzler milyonlar oldular. AKP iktidarı direnişi bitirebilmek için çareyi direnişçileri tekrar tutuklamakta buldu.

Adalet savaşçısı Mustafa Koçak, yaşadığı adaletsizliğe boyun eğmedi, sağır kulaklara çığlık oldu: 296 gün açlıkla adalet istedi, işkencelere rağmen boyun eğmedi, eğdiremediler.

Didem Akman ve Özgür Karakaya tüm özgür tutsaklar adına direniyor. Ayten Öztürk, tüm işkencelerine 898 yara ile 6 ay direndi.

Melek Çetinkaya askeri okul öğrencisi oğlu hukuka aykırı şekilde müebbet aldığı için alanlarda direndi, yine iktidarın korkusunun kurbanı oldu tutuklandı.

Çorlu tren katliamında aileler adalet için direnmeye devam ediyor.

Bu topraklar nice direnişlere ev sahipliği yapmıştır. Korku duvarlarını aşarak büyüyor yayılıyor direnişler.

Halk gücünü devrimcilerden, Anadolu geleneğinden, direnişin gücünden ve pratiklerinden alıyor.

O yüzden AKP faşizmi korkmakta haklı. Onu teşhir eden, kağıttan kaplan olduğunu ortaya çıkartan, korkuya boyun eğmeyen, zulme direnenlerden kork- malı. Hesap soran bu gelenekten korkmalı.

Şunu biliyoruz ki, “Hiçbir korkuya benzemez halkını satanın korkusu”. Korkularını büyütmeye devam edeceğiz. Faşizmi ülkemizden söküp atacağız.

AKP FAŞİZMİ SALDIRDIKÇA DİRENİŞLERİMİZİ BÜYÜTMEYE DEVAM EDECEĞİZ

ÖRGÜTLENMEYE HESAP SORMAYA DEVAM EDECEĞİZ ÖZEL BİRLİKLERİ, TANKLARI TOPLARI HALKA KARŞI İŞLEDİKLERİ SUÇLARDAN ONLARI KURTARAMAYACAK!

ÖZEL BİRLİKLERİNİZİN SONUNU HALKIN ÖRGÜTLÜ GÜCÜ GETİRECEK

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.