“Bakanlığımız ile Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) ve 14 spor federasyonu arasında, 2021 Afet Eğitim Yılı kapsamında iş birliği protokolü imzalandı. … Törene, Bakanımız Sn. Süleyman Soylu, AFAD Başkan Vekili Sn. Hamza Taşdelen, DİSK Genel Başkanı Sn. Arzu Çerkezoğlu ve yönetim kurulu üyeleri katıldı”
Bu satırlar faşist Süleyman Soylu’nun başında olduğu İçişleri bakanlığının internet sitesinde 22 Nisan’da yayınlanan bir haberden alıntıdır. Şüphesiz bu satırları okuyan herkesin aklına gelen ilk şey “sendika başkanının ne işi var orada” sorusu olacaktır. Ancak içinden geçtiğimiz bu zamanlarda DİSK’in pratiğine bakıldığında şaşırılacak bir şeyin olmadığını görmek mümkün. Evet siyasi iktidarın safındaydı DİSK bu zamana kadar, Çerkezoğlu’nun oturduğu bu masada bunun açık itirafıdır.
BİR SENDİKA BAŞKANININ O MASADA NE İŞİ VAR? İLLE BİR SENDİKA BAŞKANI OLACAKSA ÜYE SAYISI KAT KAT FAZLA OLMASINA RAĞMEN TÜRK-İŞ, HAK-İŞ DEĞİL DE NEDEN DİSK ?
Türk-iş ve Hak-iş’in en bilinen tanımıyla sarı sendika olduğu konusunda ülkemizde kimsenin bir şüphesi yoktur. DİSK’in bu anlamıyla diğerlerinden farklı olduğu zannedilir. Ancak DİSK de diğer sendikalardan farkı olmayan bir sendikadır. Tek farkı ismindeki “Devrimci” ibaresindedir ki artık son iş olarak o ismin ordan çıkartılması kalmıştır.
Sene 2016’da yine DİSK Süleyman Soylu’yu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı iken 15. Kongresine çağırmıştı. O kongreye kapıdan içeri gelir gelmez alkışlarla protestolarla karşılanan Soylu salonu terketmek zorunda kalmıştı. O zamanlar sendika başkanı Kani Beko bu tepkinin nedenini anlayamamıştı !!!
22 nisan günü İçişleri bakanlığının tertiplediği bu toplantıya, 10 kat daha fazla üyesi olmasına rağmen TÜRK-İŞ veya HAK-İŞ başkanı değil DİSK genel başkanını yanına oturtması Süleyman Soylu’nun eski bir kuyruk acısının intikamını almak için yapılmış olduğunu gösteriyor. İşçilere “siz beni kongrenizden def ettiniz ama bakın ben sizin başkanınızı ayağıma getirttip soframa oturttum” mesajını vererek yapıyor bunu.
Peki, Arzu Çerkezoğlu neden katılmıştır acaba bu toplantıya?
Şahsi hesapları olduğu tartışmasızdır ancak en belirleyici olanı DİSK’in ülkemiz sınıf savaşındaki yüklendiği misyondur. Devrimci ismini taşıması onu devrimci yapmadığı gibi isminde geçen “işçi” ibaresi de onu işçi sendikası yapmıyor. Kuruluşundan bu yana pratiğine bu yazımızda değinmeye gerek duymuyoruz. Onlarca yıldır ülkemiz emek mücadelesinde yoktur DİSK. Özellikle 15 temmuz darbe girişiminden sonra kılını kıpırdatmadı DİSK. Ülkede milyonlarca emekçinin hakları gasbedildi, yüzbinlerce işçi işinden edildi, ülkede dizginsiz soygun talan yaşanmakta… Bunlar yaşanırken DİSK’in örgütlediği tek bir direniş göremezsiniz. Aksine kendiliğinden, DİSK’e rağmen yapılan direnişlerde DİSK, direnişi bitirmek için devreye girer. Yaptığı en iyi iş patronla işçi arasında arabuluculuk adı altında işçiyi satmak olur.
2018’de patronlara yaptığı konuşmada Erdoğan ; “Tüm sanayi kesimine seslenmek isterim 7. OHAL dahil bir fabrikada grev söz konusu mu?” sorusunu sorabilmiş olmasının baş sorumlusu DİSK’tir. Çünkü DİSK içişleri bakanlığı yasakladığında ne bir grev, ne bir direniş, ne bir eylem yapabilir. Yapmaz ! DİSK ancak CHP’nin arka bahçesi gibi çalışır. DİSK başkanlığı da CHP milletvekili olmadan önceki aşamadır. DİSK başkanları düzenle, sistemle, patronlarla kötü olmaz. İşçilerin haklarını savunarak patronları karşısına almaz. Kani Beko’nun Soylu’yu kongreye çağırmasının sebebi ile Arzu Çerkezoğlu’nun Süleyman Soylu’nun davetine icabet etmesinin sebebi aynıdır : Faşizm için tehlikeli olmadığını ispatlamaktır. Oligarşinin çıkarlarına zarar vermek gibi dertlerinin olmadığını göstermektir.
Arzu Çerkezoğlu kim adına o masada bulunmaktadır ?
Masada tüm utanmazlığı ve yüzsüzlüğü ile verdiği pozun ne anlama geldiğini bilmiyor mu ?
Süleyman Soylu ülke tarihinin en baskıcı en keyfi içişleri bakanıdır. O yüzden halkımız onu Soysuz Süleyman olarak adlandırır. Ülkemizin bugün içinde bulunduğu antidemokratik, baskıcı, yasakçı, keyfi uygulamalarının baş sorumlusudur. İşkenceyi, insan kaçırmalarını, fişlemeleri, ev baskınlarını bizzat örgütleyendir. En son Grup Yorum elemanları Helin Bölek ve İbrahim Gökçek’in katilidir. Mustafa Koçak’ı tüm dünyanın gözleri önünde mahkum ettiği adaletsizlikle öldüren odur. Ebru Timtik onun keyfiliği ile hapsedilmiş bizzat onun tehditleri ile mahkemelerin açık hukuksuzluğuna maruz kalmıştır. Ebru’nun tartışmasız katilidir.
Nerde bir sapık, nerde bir tecavüzcü, nerde bir katil, işkenceci, faşist mafya varsa Soysuz Süleyman’la bağı vardır. Bir fotoğrafı çıkar ortaya muhakkak. Her pisliğin altında onun bir şekilde parmağı vardır. Onunla aynı cümle içinde ismin geçmesi bile utanç kaynağıdır.
DİSK yönetimi, Arzu Çerkezoğlu, UTANMIYOR MUSUNUZ ?
Soysuz Süleyman’ın içişleri bakanlığı boyunca yaptıklarına bakarak sormuyoruz bu soruyu. Siz o toplantıyı yaptığınızda 1 mayıs bildirisi dağıtanlara polis saldırıyordu, onlarca insan işkence ile gözaltına alınıyordu.
İçişleri bakanlığına oturduğundan beri tüm 1 mayısları yasaklayan Soysuz Süleyman ile neyin altına imza attınız ? Kod 29 ile işinden atılan 177 bin emekçinin ahı sizin boyunlarınızdadır. Onlara yaftalanmak istenen “ahlaksızlık” tanımı sizin bu yaptığınızı açıklamaya yetersiz kalır. Ahlaksız ve onursuzsunuz ! İşbirlikçisiniz !
Hangi hakla o masadasınız ?
İşçilerin etinden emeğini sömürüyor, patronlardan semiriyorsunuz. Patronlardan işçileri satmak karşılığı aldığınız paralar ve işçilerden gasp ettiğiniz aidatlarla lüks hayat yaşıyorsunuz. İşçiler adına katillerle aynı masaya oturamazsınız. İşçilerin örgütü değilsiniz. Devrimci ismini ancak pisliklerinizi gizlemek için kullanırsınız. Ancak o kadar dibe vurmuş o kadar alçalmışsınız değil devrimci ibaresi, sizin pisliğinizi gizleyecek tek bir kelime bulamazsınız.
Peki bu kadar “önemli” toplantıya katılmışsınız da neden internet sitenizde yayınlamadınız bunu? Yoksa utandınız mı? Hiç sanmıyoruz. Olsa olsa işçilerden gizlemek için yapmışsınızdır bunu. Ama tarih yazıyor Arzu Çerkezoğlu. Kapınızda direnen işçiyi linç etmek için otobüslerle adam topladığınızı yazdığı gibi halk düşmanı katil ile aynı masaya oturup onun yalanlarına meze olduğunuzu da yazıyor. Sizin o masada konu mankeni gibi sergilenme onursuzluğunuzu ülkemiz işçi sınıfı unutmayacak !
DİSK İçin Afet, Bu Aldatma, Oyalama, Soygun Politikalarına Ortak Olmaktır
Son olarak katıldığı toplantı DİSK’e başka bir sorumluluk daha yüklüyor ki onun altından kalkmaları mümkün değil : Deprem ve afetlere karşı sözde aldıkları önlemleri anlatmış Soysuz Süleyman. Düzenlenen toplantı ile sözde deprem ve afetlere karşı bilinç ve farkındalık yaratmayı amaçlamışlar. Bir dünya yalan, bu toplantıya katılarak abartıya da ortak olmuş oldu DİSK. En ufak bir doğa olayında onlarca insanın öldüğü ülkemizde, beklenen Marmara depremi için AKP faşizminin tek bir kuruşluk önlemi yok. Bilim adamları olası deprem yüzbinlerce insanın ölümüne sebep olacak diye bağırıyor ama AKP önlem almak yerine depremin etkisini arttıracak KANAL İSTANBUL projesinde ısrar ediyor. Olası depreme karşı aldıkları yegane önlem olarak kendi evlerini sağlamlaştırmaktır eminiz. Eminiz ki Arzu Çerkezoğlu’nun evi de depreme dayanıklıdır. Tabii ki halkın olası depremde yıkım altında kalmaması, bilim adamlarının öngördüğü yüzbinlerce insanın öleceği katliama karşı DİSK’in bir politikası yok. Bunun üstüne bir de katıldığı ve altına imza attığı protokol ile yaşanacak katliamın sorumlularından biri olmayı da kabul etmiş oldu…