‘Sessizliği Kırmak’ isimli kuruluşun yaptığı çalışmada tanıklıklarına yer verilen İsrailli yedek bir asker, burada tutulan Filistinlilerin maruz bırakıldığı işkenceyi anlattı.
İsrail’in insanlık dışı uygulamalarıyla gündeme gelen Necef Çölü’ndeki Sde Teiman Gözaltı Merkezi’nde görevli bir yedek asker, kendisine Filistinli esirleri dövmesi gerektiğinin söylediğini, işlenen zulümlerin gizli kalması için fotoğraf çekmemesinin istendiğini belirtti. Ancak sadece bir kaç askerin Filistinli esirleri dövülmesinin istenmesinden çok daha fazlası yaşanıyor İsrail hapishanelerinde ve konusu geçen gözaltı merkezinde.
NAZİ LABARATUARLARI İSRAİL’DE
HASTANE DEĞİL DENEY LABORATUVARI
İsrail ordusunun Filistinlilere yönelik uygulamalarını ortaya çıkarmakla ilgilenen ‘Sessizliği Kırmak’ (Breaking the Silence) adlı kuruluşu, ismi verilmeyen söz konusu yedek askerin gözaltı merkezindeki tanıklıklarını yayımladı.
İsrailli asker, konuya ilişkin olarak, “Yedek askerlik görevim sırasında Sde Teiman’daydım. Ortalıkta mekana ilişkin bir tür gizem vardı. Bana fotoğraf çekmememi söylüyorlardı. Sde Teiman’a gitmeden önce onlar (askerler) bana onları (tutukluları) dövmem, kötü bir koku ve sert manzaralara hazırlıklı olmam gerektiğini söyledi. (Gözaltı merkezinin içindeki hastanenin) deney laboratuvarı gibi olduğunu duydum” ifadelerini kullandı.
İkinci paylaşım savaşında Nazilerin benzer labaratuarlarında işkence deneyleri yapılırdı. Daha az maliyetle daha fazla insan öldürülmesi için araştırmalar yapılırdı. Ki bu labaratuarlarda onbinlerce yahudi de denek olarak kullanılarak katledilmişti. Bugün Nazilerin yaptıklarını İsrail devleti yapıyor. Nazileri yolundan yahudi devleti İsrail yürüyor.
‘ASKERLERİN AHIR DEDİĞİ HÜCRELERDE ONLARCA KİŞİ VARDI’
Merkezde iki hücreli bir yerde nöbet tuttuğunu, hücrelerin büyük olduğunu ve askerlerin buralara ‘ahır’ dediğini aktaran İsrailli asker, şöyle devam etti:
“Hücrelerin birinde 70, diğerinde 100 kişi vardı. İneklerin bulunduğu ahırlar gibi kapalı bir mekanda çok ince şilteler üzerinde sıralar halinde oturuyorlardı ve ışıklar her zaman açıktı. Herkesin gözleri bağlı ve ellerinde plastik kelepçeler vardı.
İlk iki sırada tutukluların uzanmasına izin verilirken, diğer tutuklular bağdaş kurarak oturuyorlardı. Sabah oraya vardım ve onları bu şekilde gördüm; 16 ila 60 yaş arası erkekler hepsi birbirinin aynı gri eşofmanlarla oturuyordu.”
Merkezde daha fazla hücre olup olmadığı sorusuna İsrailli asker, “Evet, yaşlılar ve tekerlekli sandalyeli amputeler için ahırlar da var” cevabını verdi.