Seçim Sonucu: Seçimler Çare Değil

Seçimlerin çare olmadığını gösteren bir seçimdi.
Halkın kurtuluşunun seçimlerde değil, örgütlenmekte, örgütlenip mücadele etmekte olduğunu daha net gösteren bir seçimdi.
Seçim sonuçlarının halk saflarında moral bozukluğu yaratacağı nesnel bir gerçektir. Ancak devrimcilerin görevi halka moral kazandırmak, kurtuluşun mümkün olduğuna inandırmak, örgütlenerek UMUDU büyütmektir.

14 Mayıs günü ülkemizde Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimleri yapıldı.
AKP faşizminin yönetememe krizi gün geçtikçe büyüyor. Yönetememe krizi büyüdükçe ülkemizde yaşanan açlık, yoksulluk, sefalet, işsizlik ille de adaletsizlik de büyümekte. Tabii ki bu durum halkın yaşamını öylesine çekilmez hale getirmiş durumda ki, halkın tek derdi AKP faşizminden kurtulmak.
Örgütsüzlük, devrimci önderlikten yoksunluk, halkı bu durumdan kurtulmak için düzen partilerinin kuyruğuna takılmaya kadar götürebiliyor. Tabii ki sol soslu örgüt ve partiler, yani reformizm ve oportunizmin de, halkı düzenin seçim oyununa dahil etmek için can hıraş çabalamalarını unutmamak gerekir. Bunun sonucunda bunalmış, hayatı çekilmez hale gelmiş halkın faşizmden kurtulma hayaliyle seçim aldatmacasına inanmaktan başka bir seçenekleri göremez hale gelmesi kaçınılmaz oluyor.

Bu seçimde de aynı şey yaşandı. Açlık, yoksulluk, işsizlik, adaletsizlik büyüdükçe, halkın kurtulmaya olan ihtiyacı, umudu büyüyor. Düzen partileri bu umudu kullandı, kullanıyor ve kullanacak. Bu seçimde de sağından soluna tüm düzen partileri halkın bu umudunu sömürebildikleri kadar sömürdüler. Olmayacak duaya amin dedirttiler yani.
Olmayacak dua düzen partilerine umut bağlamaktır.
Halk CHP’nin başatlığını yaptığı 6’lı masa diye adlandırılan Millet ittifakının AKP iktidarına son vereceğine inandırıldı. Bu ittifaka Yeşil Sol Parti’nin ağırlıkta olduğu Emek İttifakı da destek verdi. İlk tur sonuçlarına göre artık AKP’nin yani Erdoğan’ın ikinci turda yenilmesi pek kolay görünmüyor.

Sonuç olarak bin bir türlü yönteme başvurarak AKP iktidarı çok iyi bildiği seçim işini istediği şekilde sonuçlandırmayı bildi.
Seçimden sonra yaşanan sonucu AKP’nin rakipleri şu şekilde açıkladı tüm gün:

  • AKP her türlü baskıya başvurdu
  • AKP devletin tüm imkanlarını kullandı
  • Medya AKP için çalıştı
  • Her türlü yalan, karalama yapıldı,
  • YSK AKP’nin hizmetindeydi
  • Anadolu Ajansı seçim sonuçlarını manuple etti… daha bir çok madde eklenebilir. Yani kaybeden taraf (birinci turda), sonuçlarin belli olmasının hemen ardından bu sonucun sebebi ile ilgili bir çok gerekçe sıraladı.

Hal böyleyken, seçimden 1 gün öncesine kadar halka “seçimlere katılın!”, “oy verin!” çağrısı yapanların seçimlerin üzerinden saatler geçmeden bu anlattıklarının bir anlamı yoktur. Seçimler sonuçlanmadan önce bilmiyor muydunuz bunları? Böylesine adaletsiz koşullarda yapılacak seçimlere neden halkı çağırdınız? Tek başına, tüm bu gerekçeler bile seçimlerin aldatmaca olduğunun ispatı değil midir?

Biz de bir ekleme yapalım.
Bir seçim düşünün ki, sonuçlarına hiç kimsenin güveni olmasın. TV kanalları seçim sonuçlarını veriyor ancak tek bir kanalın verdiği seçim sonucu bir diğeriyle aynı değil. Her kanal kendi sonucunu açıklıyor. AKP dahil tüm düzen partileri, “göz açık olun”, “sandık başlarından ayrılmayın” çağrılarında bulundu. Yani halk oy veriyor ama verdiği oyun çalınıp çalınmayacağından hiç ama hiç kimse emin değil.

Şu soruyu tekrar sormak gerekiyor:
BÖYLE SEÇİM Mİ OLUR?
BÖYLE BİR SEÇİM ÇARE OLUR MU?

Kapitalizmde tüm seçimler gayrı meşrudur. Halkı kandırmak üzere yapıldığı için zaten seçimin kendisi hiledir. Hele hele bizim gibi faşizmle yönetilen ülkelerde seçimler tamamıyla göstermeliktir. Demokrasi oyununun bir parçasıdır. Asıl olarak oligarşinin krizini aşmak için devreye girer. Amaç halkı kandırmaktır. Zamdan, zulümden bıkmış halka kendisini yöneteni seçiyormuş duygusu vermek için yapılır. Ama seçtiği her kimse veya hangi partiyse faşizmin devamı için vardır. Halkın kurtuluşu için mücadele edenlerin seçimlere katılması mümkün değildir.
14 Mayıs seçimi tüm bu gerçeklerin ötesinde, baskı, yasak, tehdit, engellemenin yanında kendine has hileler, aldatmacalar, ile gerçekleşeceği çok önceden belli bir seçim idi. Ancak görmezden gelindi. Halkı düzene yedeklemek, parlamentoyu umut haline getirmek için tüm düzen güçleri çabaladı.
Sonucu düzenin işleyişine bir etkisi olmayacak bir seçimdi bu seçim de.
Seçimlerin çare olmadığını gösteren bir seçimdi.
Halkın kurtuluşunun seçimlerde değil, örgütlenmekte, örgütlenip mücadele etmekte olduğunu daha net gösteren bir seçimdi.
Seçim sonuçlarının halk saflarında moral bozukluğu yaratacağı nesnel bir gerçektir. Ancak devrimcilerin görevi halka moral kazandırmak, kurtuluşun mümkün olduğuna inandırmak, örgütlenerek UMUDU büyütmektir.

Sosyal ağlarda paylaşın