Küba’da sağlık hakkı anayasa ve yasaların garantisi altındadır. 1976 yılında kabul edilen Küba Anayasası’nda devlete bütün vatandaşlara parasız, evrensel, ulaşılabilir sağlık hizmeti sunma, bireylerin sağlıklarını geliştirme ve koruma görevi verilmiştir.
Küba’da bütün sağlık kurumları kamunundur, hizmet parasızdır. Esas ve belirleyici olan da budur. Yani sorun Küba’nın sağlıkta uyguladığı şu veya bu teknik değil, kullandığı şu veya bu yöntem değil, toplumsal sistemin niteliğidir.
Zengin Emperyalist Ülkelere, Sağlık Alanında Nal Toplatan Küba!
Sağlık imkanlarının kolay, rahat ve ücretsiz olarak erişebilecek bir devlet hizmeti olması gerekir.
Fakat bizim gibi kapitalist ülkelerde, emperyalist ülkelerde sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlanmak mümkün değildir. Bunun mümkün olabileceği tek sistem sosyalizmdir.
Küba Devrimi’nin sağlık alanında yaptığı yenilikler, buna örnektir.
Küba şu anda geliri düşük ama sağlık düzeyindeki gelişimde, birinci sınıf olduğunu iddia
eden emperyalist-kapitalist ülkelerden kat be kat yüksek gelişmişliğe sahip bir ülkedir.
1959’da Batista rejimine karşı savaşan devrimci güçler, Küba’da diğer ülkelerden çok daha iyi bir sağlık sistemi oluşturma sözü vermişti. Küba’nın devrimci hükümeti sadece 3 yıl sonra sözünü tutarak iddiasını gerçekleştirdi. Küba Anayasası’ndaki şu ilkeler bunu açıkça yansıtır.
1- Sağlık bakımı ekonomik kar aracı değil, temel insan hakkıdır. Bu nedenle bütün sağlık hizmetleri parasız ve herkes için eşittir.
2- Topluma sağlık hizmetini sunmak devletin görevidir.
3- Koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmetleri, sosyal ve ekonomik ve politik kanıtlanmış sosyal politikaların sağlık sorununun çözümü için akılcı bir yolla kullanımı olanağı sunar.
6 Basamaklı Sistem
Küba’da sağlık bakım sistemi tıbbi bakım hizmeti sunan kurumlar bakımından 6 basamaktan oluşmaktadır.
1- Bütün nüfusa hizmet veren uzmanlaşmış ulusal hastaneler ve sağlık enstitüleri
2- Eyalet düzeyinde her 1 milyon kişiye hizmet veren uzman hastaneler
3- Her 250.000 kişiye hizmet veren belediye hastaneleri
4- Alan düzeyinde her 25-30 kişiye hizmet veren belediye poliklinikleri.
5- Her 4-5 bin kişiye destekleyici bakım hizmeti sunan sağlık ekipleri
6- 120 aileye ya da yaklaşık 500 kişiye komşuluk ortamı içinde hizmet veren ve bir aile hekimi, bir hemşire ve sıklıkla bir sosyal çalışmacıdan oluşan aile hekimliği birimleri.
Aile hekimleri hizmet verdikleri alanda yaşarlar. Bir aile hekimi yaklaşık 150 aileden sorumludur. Aile hekiminin görevi sağlık eğitimi, tanısal testler, doğum öncesi bakım, bağışıklama, beslenmenin izlenmesi, mamografi hizmetleri, hipertansiyon, tütün alışkanlığı, stresle mücadele ve sağlığın geliştirilmesi çalışmalarıdır.
İlaçta Da Devrim!
Devrim öncesinde ilaç üretim ve dağıtımı tamamen özel sektörün elindeydi. İlaç üretimi ve dağıtımının ulusallaştırılması Küba’da adım adım gerçekleştirildi. Devrim öncesinde 40 bine yakın farklı ürün ilaç olarak satılıyordu. Pek çoğu aynı kimyasal maddeyi içeriyordu. Devrim sonrasında ulusallaştırmayla birlikte sayı önce 4 bine, sonra bine düşürüldü. Böylece gereksiz ilaç harcamalarının önüne geçilmiş oldu.
Ambargo Altında Üretilen Çözümler
Küba, emperyalistlerin uyguladığı ambargo altında, halkın haklarını kısıtlamak, yaşam koşullarını geriye çekmek yerine, bu koşullara uygun çözümler geliştirmeye çalıştı.
Ambargo altında birçok önlem alındı. Bunlardan bazıları şunlardı:
- Ulaşımda otomobil yerine bisiklet kullanmaya başladılar.
- Ekonomik güçlükler farkında olunmadan sağlıklı yaşam alışkanlıklarını öne çıkardı. örneğin, günlük hareket miktarı zorunlu olarak arttı. Yağ ve şeker tüketimi azalırken, sebze tüketimi arttı.
- Kentlerdeki hava kirliliği azaldı.
- Bebek beslenmesinde şişe sütü tüketimi azaldı. Onun yerini daha sağlıklı olan anne sütü aldı.
- Enerjide rüzgar enerjisinden yararlanılmaya başlandı.
- Evler dubleks olarak inşa edilmeye başlandı. Yatak odaları ikinci kata konuldu. Böylece üst kattaki enerji gereksinimi ortadan kaldırıldı.
- Hastanelerde gereksiz tetkikleri azaltan uygulamalar geliştirildi. Böylece, örneğin hastalara tıbbi bir zarar vermeksizin röntgen, film çekimi % 75 oranında azaldı.
-Hastane yerine ev bakımı öne çıkarıldı. Kontrollü biçimde alternatif tıp uygulamaları kullanılmaya başlandı.
Sağlık TEMEL HAK!
Küba’nın sağlık anlayışı, ücretsiz sunulmasına ve sağlık politikalarının halk için olmasına dayanır. Sağlık bakımı, temel insan hakkı olarak görülür. Küba bu başarıyı sağlık başta olmak üzere parayla değil, eşitlikçi bir toplumsal örgütlenmeyi seçmesiyle sağlamıştır. Devrimin gereğidir. Burjuvazi eşitlikçi olamaz, çünkü bir tarafın daha çok varlığa, zenginliğe, güce sahip olması gerek ki iktidarını sürdürebilsin. Halka göre belirlenecek uygulama ve politikalar, kapitalizmin sonudur.
Küba’da öncelik verilen koruyucu sağlık hizmetleridir ve hekimler hizmet ettikleri
toplumla iç içe yaşarlar. Emperyalist tekellerin ve emperyalist ülkelerin Küba’daki sosyalist sistemi bitirmek için koyduğu ambargo hiçbir işe yaramıyor. Çünkü; Küba kendi aşılarının tümünü, ilaçlarının önemli kısmını kendisi üretir. Çocuk felci hastalığını ortadan kaldıran ilk ülkedir. Ve bugün Küba’da kızamık, çocuk felci, difteri, boğmaca, yeni doğan tetanozu görülmüyor.
Yoksul bir ülkede, sosyalist bir yönetim, zengin ülkelerin bile başaramayacaklarına
şimdiden imza attığı için, Küba son derece güzel bir örnektir. Bu nedenle Küba dünya halklarına yol gösteriyor.
Küba’da sağlık sisteminin gelişmesiyle nüfus yaşlanmıştır. Yaşlı nüfusun artmasyla (2000 yılında toplamın % 13.4’ü 60 yaşın üzerindeydi) yaşlılara yönelik özel bir hizmet sistemi geliştirildi. Bu programın merkezinde yine aile hekimleri bulunuyordu.
Ülke genelinde yaşlı ekipleri oluşturuldu. Ekibin her yaşlıyı yılda en az bir kere muayene etmesi gerekir. Ekip üyelerinin tümünün yaşlı sağlığıyla ilgili özel eğitimi vardır. Ayrıca günlük bakımları kendi evlerinde, yalnız yaşayamayan yaşlıların bakımı ise özel merkezlerde yapılır.
Sağlıkta Sosyalizmin Enternasyonalizmi
Küba sağlık vb. dallarda kendi ülkesinde gelişme sağlamakla kalmıyor. Sadece kendi
halkına yarar sağlamakla kalmıyor. Başka ülkelere de yardımcı oluyor.
Yabancı ülkelere sağlık personeli göndermeye 1963 yılında Fas ile sınır çatışması yaşayan Cezayir ile başladı. Daha sonra 1978 yılında Libya ve Irak’a Kübalı sağlıkçılar gönderildi.
Güney Yemen, Cezayir, Bein, Cope Verde, Angola, Kongo, Ekvator Ginesi Gine, Gine Bisseu, Libya, Mozambik, Etiyopya, Soa Tome, Tanzanya, Zambiya, Jamaika, Vietnam… gibi 20 ülkeye sağlık personeli gönderildi. Bolivya, Haiti, Honduras,Gambia, Kamboçya, Paraguay, Guatemala, Besturana, Burkina Fase, Gana Doğu Timor, Nauru… gibi 22 ülkeye sağlık hizmeti sunuluyor.
AIDS’in tedavisi, her tür organ nakli parasız gerçekleştiriliyor.
Afrika ve Latin Amerika ülkelerinden gelen öğrencilere parasız tıp, mühendislik,
hemşirelik vb. eğitimi veriliyor.
Kübalı hekimler, gittikleri ülkelerdeki çeşitli ulusal, kronik hastalıklara karşı özgün ve başarılı tedavi yöntemleri geliştirdiler.
Küba, Güney Yemen’de olduğu gibi, sağlık hizmeti sunmanın ve sağlık personeli göndermenin ötesinde, bütün sağlık sisteminin örgütlenmesini ve tıp fakültesi inşa edilmesi gibi ek dayanışma örnekleri gerçekleştirildi.
Küba başka ülkelere normal koşullarda yaptığı tıbbi yardımın dışında doğal felaketlerde
de yardıma koşmaktadır. 1960 yılında 5000 kişinin ölümüne neden olan Şili depremine, 1970’de 5000 ölümle sonuçlanan Nikaragua depremine yiyecek, ilaç, sağlık ekipleriyle ve 1990’da Çernobil faciasında 17.773 çocuğun tedavisini Havana’da yaparak yardım etmiştir. 2000’de El Salvador’da sarı humma salgınına karşı sağlık ekipleri, danışman ve tıbbi cihazlar gönderdi.
Sonuç:
İki sistem arasındaki fark aynı zamanda bu iki sistemin kime hizmet ettiğini, neye yaradığını gösteriyor bize. Sosyalizm halk için ve kapitalizm asalaklar için. Küba örneğindeki ve tecrübesinde de görüldüğü gibi sosyalizm halkı, halkın yararına olanı düşünüyor. Kapitalizm ise halkın sömürülme yollarını düşünüyor. İşte bu nedenle emperyalist-kapitalist ülkeler ölüm tehlikesi ortadayken, halklarına test kiti ve solunum cihazı bile veremiyorlar.