M. Altunöz / Söyleşi
Balkanlar’ın mistik dağlarının arasında, tarih boyunca sessiz ama derin bir varoluş mücadelesi veren bir topluluk var: Pomaklar. Kökenlerini antik çağlara kadar uzanan ve Balkanlar’ın karmaşık coğrafyasında şekillenen bu halk, yaşadığı zorluklarla ve kültürel etkileşimlerle şekillenmiş bir kimlik ve toplum yapısına sahiptir.
Pomaklar, yüzyıllardır Balkanlar’ın kalbinde, değişen coğrafyalarda var olmuşlardır. Genellikle Slav kökenli olarak kabul edilseler de, Arnavut, Türk ve diğer etnik grupların da etkisi altında kalmışlardır. Pomaklar hakkında yapılan araştırmalar, kökenleri ve kültürel özellikleri konusunda çeşitli teorilere dayanmaktadır.
Ancak Pomakların hikayesi sadece geçmişlerinden ibaret değildir; günümüzde de kültürel zenginlikleri ve dirençleriyle Balkanlar’ın renkli bir parçası olarak varlıklarını sürdürmektedirler. Bu roportajda, Pomakların tarihi, kültürü ve yaşam tarzı üzerine derinlemesine bir bakış açısı sunacağız. Pomakların sesiyle, Balkanlar’ın derinliklerindeki bu özel hikayeyi keşfedeceğiz.
İsveç’te bulunan Pomak Enstitüsü Başkanı İbrahim Kenar Gerçek Haber Ajansının sorularını, Pomaklara ait yaşam hikayesini anlattı.
- Pomaklar hakkında genel bir tanım yapabilir misiniz?
Kültürleri, tarihleri ve yaşadıkları bölgeler hakkında bilgi verebilir misiniz? Pomaklar en genel tanımıyla ‘Pomakça olarak adlandırılan , güney slav dilinin bir diyalektiğini konuşan,slav etnik kökenli ,Balkanların altı ülkesine [ Bulgaristan- Yunanistan- Türkiye- Makedonya- Arnavutluk ve Kosova ] yayılmış çoğunluğu müslüman olan bir azınlıktır. Pomak ismi 1300 lü yıllardaki kayıtlarda ortaya çıkmaya başlamıştır ve akabinde büyük bir hızla islamiyete geçmişlerdir. Daha evvel ve halen Makedonya’da kullanılan haliyle Torbeş isimlendirilmesiyle yaşayışlarını sürdürmüşlerdir. Pomakların islamiyete geçişleri Bektaşi dervişleri aracılığıyla olduğundan Alevi kökenleri mevcuttur.Kimi araştırmacılara göre Bogomil inancı balkanlarda Bedreddin hareketinin de büyük kitle tabanının oluşturulmasına yardımcı olmuştur. Fakatj Osmanlının sünniler tarafında yer alması ve Cumhuriyet Türkiyesinin de bu çizgiyi sürdürmesi sonucu, günümüzde Alevi inancında Pomak kalmamıştır( Yunanistan’daki bir iki köy dışında) diyebiliriz. Türkiye’de yaşayan Pomakların tarihi Osmanlı & Rus savaşı sonrasında başlamaktadır. Savaşla kaybedilen topraklarda Ruslar ve Bulgarlar soykırım ve sürgün uygulamış ve sonucunda bugünkü Türkiye sınırları bölgelerine göç etmek zorunda kalmışlardır. Türkiye‘de; Edirne, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale, Bursa ve Balıkesir illerinde yoğun olmak üzere İzmir, İstanbul, Samsun, Adapazarı, Kütahya, Eskişehir, Konya gibi illerde de dağınık olarak yaşamaktadırlar. Tabi bu sürgünlerden önce, bugünkü güney Bulgaristanda olan Rodop dağları ve bölgesinde kısa bir süre devletleşme deneyimi ( Pomak Timraş Cumhuriyeti 1878-1883) yaşamış olsalar da , bu uzun soluklu olamamış ve yıkılarak osmanlı topraklarına yeniden katılmışlardır. Fakat bu fiili durum 1912 ye kadar bölgede sürmüş,akabinde tamamen bölge sürgüne maruz kalarak Timraş Cumhuriyeti deneyimi bitmiştir. Pomak kültüründe önemli gelenekler ve ritüeller nelerdir? Pomakların dağınık yapısı ve etnik bilinçlenmesinin çok oluşamaması sonucu kültürel olarak ta yaşadığı toplumlara bezeşmesine yol açmıştır. Ve hatta kültürlerinin başkaları tarafından sahiplenilmesi sonucunu da oluşmuştur. Fakat günümüzde en bilinenler arasında Ederlez(Gergövden) ve Koleda geceleridir. Ayrıca günümüzde Edirne ilinde yapılan tarihi Kırkpınar Güreşlerinin çıkış noktası Pomaklar ve Pomak güreşi olmuştur. Diğer bir deyişle Kırkpınar güreş etkinlikleri Pomaklardan çalınmış (Pomakların adı anılmadan) bir başka kültürel motif olarak karşımızda durmaktadır. Pomaklara özgü ve Pomak güreşiyle tarihte başlamış olan Kırkpınar yağlı güreşlerinin de başlangıç noktası olarak kabul edilen Seyyid Ali Sultan dergahı,Seçek yaylası yağlı güreşleri (gerçek kırkpınar güreşleri) halen Ruşenler köyünde (Yunanistanda ,Alevi inancında olan Pomakların yaşadığı bir yerleşim alanıdır.) Temmuz ayının son haftasında yapılmaya devam edilmektedir.
- Pomak topluluğunun yaşadığı zorluklar nelerdir?
Özellikle kültürel veya toplumsal açıdan yaşadıkları sorunlar hakkında neler söyleyebilirsiniz? Pomakların yaşadığı en büyük sorun Pomak halkı olarak kabul görmemesidir. Bu durum tabiki kültürel ve dilsel yok oluşu tetiklemektedir. Pomaklar yaşadıkları ülkelerde Pomak olarak kabul edilmemekte ve her devlet kendisinden olduğunu iddia edip ona göre davranmaktadır. Bulgaristanda ari bulgar, Türkiye’de öztürk olmaktayız. Bu durum tabiki kimliğin ve kültürün yaşatılmasının önünde en büyük engeldir. Türkiyede kimlik konusuna girmeden bir takım kültürel amaçlı dernekleşmeler yaşanıyor olsa da, bu halen ürkekçe ve cılız bir sesle yapılabilmektedir. Bulgaristan’da Pomak ismini dahi resmi olarak kullanamamaktayız. Bu konuda çok girişim, örgütlenme atılımı, partileşme girişimi yaşanmış olsa da hepsi Bulgar devleti tarafından hukuki müeyyidelerle bastırılmış, buna öncülük edenler topluma bölücülük girişimcileri olarak yansıtılmıştır .
- Pomaklar kendi dillerini konuşuyorlar mı? Eğer öyleyse, bu dil hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Genel anlamda kendi dillerini kısıtlı da olsa köylerde konuşuyorlar. Fakat var olan asimilasyon, yok sayılma vb pek çok sebeplerden dolayı dil standartlaştırılamamakta ve gelişememektedir. Bu da dilin yok oluş sürecine girmesine neden olmaktadır. Pomakların Slav etnik kökenden gelmesinden kaynaklı Güney Slav Dil Ailesinin bir diyalektiği kullanan bir halktır. Pomak halkının kimliği üzerine olduğu gibi dili üzerine de çokça tartışmalar yapılmaktadır. Fakat dil konusunda uzlaşılan bir nokta vardır ki oda; Slav dilinin bir parçası olduğudur. Üstelik Pomak halkı devletleşemediğinden ve dillerini de eğitim dili haline getiremediğinden dolayı; dil, yerel düzeyde varlığını sürdürmüş ve otantikliğini korumuştur. Bundan dolayı, Güney Slav Dil Grubunun bir diyalektiği kullanan bir Bulgar ile bir Slovenyada Hırvat dialektlerini kullananlar anlaşmakta, yaşadıkları zorluğu Pomakça konuşan birisi her ikisiyle de anlaşmakta zorluk yaşamamaktadır. Çünkü Güney Slav Dil grubunun en temel ve yalın hali Pomakçada yaşamakta ve günümüzde hangi Güney Slav Dil grubunu konuşan bir diyalekti geriye dönük araştırırsanız Pomakçaya kadar uzanacak ve ortak noktalara dayanacaktır. Hatta bu nokta Rusçanın dilinin kökeni olan Slav dilinin Rup diyalektine kadar dayanmaktadır. Rup diyalekti bugün Rusça haricinde en temiz şekilde Pomak yerleşimi olan ve bugün Rupçoz ismiyle kurulu olan bölgedeki Pomaklar Rusça’nın temelini oluşturan Rup diyalektiği kullanmaktadırlar. Genel tanım olarak Güney Slav dil grubunda olarak sınıflandırılırsa da Pomakça genel anlamda Slav dilinin yaşayan ortak geçmişini taşımakta ve Güney Slavca ile de, Kuzey Slavca ile de rahatlıkla anlaşabilmektedir . Hatta Slav dilinin alfabesini ortaya çıkartan Kırıl ve Methodis kardeşlerde günümüzde Pomak yerleşimi olan bölgeden ortaya çıkmışlardır ve bunun tesadüfi olduğunu iddia etmek çok fazla mütevazılık gerektirmektedir. Zira Rusya kilisesine Kiril alfabesi Rup diyalekti üzerinden (Günümüzde Bulgaristan‘ın Rupçoz kazasının tamamı Pomaktır ve Slav dilinin Rup diyalektiğini kullanmaktadır) girmiş ve tüm Ruslara yayıldığını söylemek abartı olmayacaktır.
- Pomakların geçim kaynakları nelerdir?
Geleneksel meslekleri veya ekonomik faaliyetleri hakkında bilgi alabilir miyiz? Kendilerine özgü bir ekonomik yaşamı olmamakla birlikte, pomaklar yerleşik bir toplum olduğundan kırsalda tarım ve hayvancılık merkezli bir geçim kaynağını sürdürmektedir. Pomaklarla diğer topluluklar arasındaki ilişkiler nasıldır? Komşu topluluklarla etkileşimleri hakkında ne söyleyebilirsiniz? Pomaklar ağırlıklı olarak içine kapalı bir toplumdu ve balkanlarda halen öyle yaşamaktadır. Balkanlarda müslümanlığında verdiği bir etki var tabiki içine kapanma konusunda. Fakat bu durum bir yandan da dilin yaşama şansını arttırmaktadır. Türkiyede ise şehirleşme ve asimilasyonun getirdiği değişimle başka topluluklarla ciddi sorunlar yaşamamakta. Ama bu tabiki Pomak olarak değil, hakim etniktenim dediği sürece bu böyle. Aksi durumda tepkiler görebilmekte.
- Pomakların eğitim ve sağlık gibi temel hizmetlere erişimi nasıl? Bu konuda atılmış adımlar var mı? Özel bir mağduriyetten bahsedemeyiz. Yaşanan olumsuzluklar veya eksiklikler yaşadığı ülkenin genel durumundan farklı olmamaktadır. Pomaklar arasında gençlerin kültürel mirası yaşatma ve geliştirme konusundaki rolü nedir? Bu konuda çalışmalar mevcut. Var olan dernekleri daha aktif çalıştırma çabaları sevindirici . İnternet ortamından da takip ettiğimiz üzere gençlerin pomak dili ve tarihi üzerine merakı artmaktadır. Bu konuda Demokratik Pomak Hareketi sürekli teşvik edici çalışmalar yapmaya özen göstermektedir.
- Pomak topluluğunun geleceği hakkında ve mücadele bağlamında ne düşünüyorsunuz ?
Pomakların özellikle Türkiyede dernekleşme veya örgütlenme çalışmaları çok eskiye dayanmamaktadır. Bu konuda ilk çalışmaları DPH başlatmış ve ilk Pomak derneğini Eskişehirde 2009 yılında kurmuşlardır. O dönemde çokça mesafeli, çokça tepkiyle karşılanmış bu girişim günümüzde onlarca derneğin öncülüğünü yapmıştır. Asimilasyonun ciddi etkilerinden kaynaklı maalesef Pomak çalışmalarının ana sorunu Pomaklara Pomak olduklarını anlatabilme derdidir. Fakat her koşulda, kısa bir örgütlenme geçmişi olmasına rağmen Pomaklar açısından günümüz durumu umut vericiliğini korumakta, pomaklarda ve gençlerimizde bu konuya, özüne sahip çıkma eğilimini arttırmaktadır, Politik hatta, Demokratik Pomak Hareketi üzerine düşeni yapmaya devam ederek, var olan dernek, Enstitüsü, internet sayfaları vb örgütlenmeleri çoğaltma yönünde çalışmalarını sürdürmektedir. Biz de İsveç’te kurulu bulunan Pomak Enstitüsü olarak her şeye rağmen gelecekten umutluyuz. Özde kendi mücadelemizi verirken dost ve kardeş halklarla da dayanışarak varlığımızı ,değerlerimizi gelecek kuşaklara taşıma noktasında inancımız güçlüdür.
GHA