Özgür tutsaklar, Didem Akman ve Özgür Karakaya adalet talebiyle başladıkları ölüm orucu direnişinin 100. günündeler.
Halkın Avukatı Ebru Timtik Ölüm Orucu Direnişinin 147, Aytaç Ünsal ise 116. Günde.
100
116
147..
Rakamlar, rakamlar, rakamlar.
Fakat bunlar yalnızca rakam değil.
Her rakam, büyük bir savaş gününü anlatıyor.
Tutsağın faşizmle savaşını, iradesiyle savaşını, bedeniyle savaşını.
Her rakam, aylar süren açlık demek.
Her rakam, gün gün eriyen milyonlarca hücre demek.
Her rakam, acılar, ağrılar demek.
Özgür Tutsaklar Ne İstiyor?
Didem Akman ve Özgür Karakaya, 19 Şubat’ta tutuklu bulundukları Şakran Hapishanesi’nde ölüm orucuna başladılar.
Akman ve Karakaya, neden ölüm orucu yaptıklarına dair taleplerini içeren bir mektubu hem hapishane idaresine verdi, hem halka açıkladılar.
10 Mart’ta TAYAD tarafından yapılan açıklamada da bu talepler şöyle özetlendi:
– Halk için adalet sağlamayan tüm yargı karaları iptal edilmelidir.
– Adaletsizliğin bir parçası olan adil yargılanma ve savunma hakkının açıkça yok sayılması anlamına gelen SEGBİS sistemi kaldırılmalıdır.
– Terör listeleri kaldırılsın.
– Halk için sanat yapan Grup Yorum’un talepleri kabul edilsin.
– Halkın hak ve özgürlüklerini savunmak suç değildir. Devrimci avukatlar serbest bırakılmalıdır.
– Mustafa Koçak hukukun temel ilkeleri dikkate alınarak tekrar yargılanmalıdır.
Görüleceği gibi, özgür tutsakların taleplerinin bir bölümü, ölüm orucunu sürdürmekte olan Koçak’ın, Grup Yorum üyelerinin ve avukatların taleplerinin karşılanmasına yönelikti. Koçak şehit düştü. Ancak diğer talepleri geçerliliğini koruyor.
Akman’ın Yola Çıkarkenki Sözlerinden:
Didem Akman, ölüm orucuna başlarken, hücresinde yaptığı bant takma töreninde, şunları söylemişti:
“Adalet için türküler söyleyen Grup Yorum’a düşmanlar… Adalet için cüppelerini silah eyleyen devrimci avukatlara düşmanlar… Adalet için dövüşen devrimcilere düşmanlar…
…
Saldırıyorlar açlık, ölüm, yokluk fıtratımız olsun diye… Saldırıyorlar bu topraklar kendilerine cennet, bize cehennem olsun diye…
…
Grup Yorum, Anadolu efsanesidir. Umudun, devrimin soluğudur. Dört bir yana yayılan şarkısıdır, halkın susmayan sesidir.
Mustafa, bu topraklarda hainlik, işbirlikçilik, itirafçılık boy vermesin diye, halkın değerleri çürümesin diye ömrünü kavgaya sunan yiğit yoldaşımızdır.
Devrimci avukatlar, zalimin zorbalığın hukuk kılıfıyla kapatıldığı her yerde, can bedeli adaleti savunan cüretkar vekillerimizdir.
Onların yanında ömrümüzü kavgaya sunuyoruz biz de!”