ÖZGÜR TUTSAK OKULU Dergisi Tutsak Emekçileriyle Röportaj…

Özgür Tutsaklık, Asla Nesnelliğe Teslim Olmamaktır!
Halk İçin Devrim İçin Cephe İçin Üretmektir!

Değerli okurlarımız, Ajansımızda da yayımladığımız Yunanistan’da tutsak 11 Türkiyeli devrimcinin günlük olarak yayımladığı ÖZGÜR TUTSAK OKULU dergisi emekçileriyle bir röportaj yaptık. Biz sorduk, onlar cevapladılar. Bu röportajı aşağıda sizlerle paylaşıyoruz:

GHA: Özgür tutsak okulu çalışmasından dolayı sizi tebrik ediyoruz. Oldukça faydalı bir çalışma. Hangi ihtiyacın bu çalışmayı akla getirdiğini merak ediyoruz. Neden böyle bir çalışmaya gerek duydunuz?

Yunanistan Özgür Tutsakları: Biz de Gerçek Haber Ajansı’na teşekkür ediyoruz. Sayfalarınızda Özgür Tutsak Okulu’na yer vererek sesimizin daha geniş kesimlere ulaşmasını sağlıyorsunuz. Dergimizin teknik işleri bitip yayına girer girmez hemen okurlarımızın olumlu tepkilerini alıyoruz. Bir tutsak dergisi olarak sürekli büyüyen bir okur kitlemiz var.

GHA: Ajansımızda da yayınladığımız Özgür Tutsak okulu dergisinin konularını neye göre belirliyorsunuz? Hangi aralıklarla yayınlıyorsunuz?

Yunanistan Özgür Tutsakları: Hangi ihtiyaç bu çalışmayı akla getirdi? Tabi ki Özgür Tutsak Okulu bir ihtiyacın ürünüdür… Bunu anlatmadan önce biraz geçmişe dönmek istiyoruz.

Birincisi yayın faaliyeti konusunda Özgür tutsaklar çok zengin deneylere ve birikime sahip. F tipleri açılmadan önce de birçok hapishanede yayın faaliyetlerimiz vardı. Hatta teknik olanaklarımız daha fazlaydı. Ve her hapishanenin çok zengin kütüphanesi ve arşivi vardı. Hemen her arkadaşımız bir şekilde dışarıdaki yayınlarımıza yazılar yazıyordu.

F tipleri açıldığında ise mevcut teknik olanaklardan adeta yontma taş devrine döner gibi olduk. Başlangıçta elde hiçbir teknik malzeme yoktu. Ancak yaratıcılığımızın da sınırı yoktu. Hatta ihtiyacımız olan aletler için icatlar yarışması başlatıyorduk. Her hücrede yüzlerce beyin çalışmaya başlardı.
Sonuç herkesi şaşırtacak şekilde mükemmel oluyordu.

F tiplerindeki yayın faaliyetlerimiz de öyle gelişti. Önce hücreler arası haberleşmeler için haber postası diye bir yayın çıkarmıştık. Sonra günlük, haftalık, aylık, kültür sanat, mizah, politik, teorik… ihtiyaca göre çok sayıda yayın çıkartmaya başladık. Hatta dışarıdaki ailelerimiz aracılığıyla bir internet sitesi bile yönetir olmuştuk.

Sonuç olarak özgür tutsaklar, yayın faaliyetleri konusunda oldukça deneyimlidirler.

Özgür tutsak okuluna gelince, elbette bu da bir ihtiyacın sonucunda gündeme geldi. Biz 11 kişi tutuklandık ve farklı farklı hapishanelere konulduk. Yunan hapishanelerinde hapishaneler arası mektuplaşma yasak. Bir de tutuklandıktan hemen sonra pandemi süreci başladı. İletişim olanaklarımız çok sınırlıydı. Ancak dışarıdaki derneğimiz aracılığıyla dolambaçlı bir iletişim kurabilmiştik.

ÖZGÜR TUTSAK OKULU’nun içeriğine yakın bir içerikte haftalık mektuplar yazıp dernek aracılığıyla tüm yoldaşlarımıza postalatıyorduk. Fakat pandemi nedeniyle mektuplarımızın arkadaşların eline ulaşması epeyce uzun zamana yayıldı. İlk aylarda bizde Burak arkadaşla aynı hapishanede fakat farklı farklı bölümlerde kalıyorduk. Haftada bir yaptığımız iç görüşmelerde diğer hapishanelerdeki yoldaşlarımızla iletişim sorununu tartışırken dergi çıkartmak gündeme geldi.

Haftalık mektuplarımızda dergi önerisini arkadaşlarımıza ilettik. İsim, biçim, içerik, periyot, ve benzeri konularda arkadaşlardan öneriler istedik. Bütün arkadaşlardan öneriler geldi. Öneriler birleştirildi. Ve tekrar bütün arkadaşlara ulaştırdık önerileri. Ve sonuçta dergimizin isminin ÖZGÜR TUTSAK OKULU ve periyotlarının da 2 yada 3 aylık olmasına karar verildi. Ve yazılacak konuları belirlenip kimin hangi yazıları yazacağı arkadaşlarımıza dernek aracılığıyla iletildi.

Derginin formatı, mizanpajı, ebatı gibi teknik konular; Örnek düzenlenmiş, sayfalar gönderilerek ayrıntılı anlatılmıştı. Fakat buna rağmen her hapishanenin koşulları aynı olmadığı için yazılar tam olarak istenen formatta gelmedi. Çizgili, kareli kağıtlara yazılıp gelenler vardı. Eksiklikleri tamamlamak da dergi editörümüzün üzerine kalıyordu.

Biz bir iki ay gibi daha kısa periyotlarla çıkartmayı hedefliyorduk dergiyi. Ancak pratik bunun mümkün olmadığını gösterdi. Bir yıl içinde toplam üç dergi ancak çıkarabildik.

Bu arada Kordellos hapishanesinde kalan arkadaşlarımızın telefon ve internet olanakları vardı. Orada da Yunanistan Özgür Tutsakları olarak sosyal medya sayfaları açtık. Ve çeşitli açıklamalarımızı oradan yayınlıyorduk.

Daha sonra bizim kaldığımız hapishanede de teknik olanaklarımız arttı. Ve bu olanaklarımızı en verimli nasıl değerlendirebileceğimiz üzerine düşününce üretmeye çalıştık. Beste, şiir, açıklama, röportaj ve benzeri sosyal medya adreslerimizden paylaşmaya başladık. Özgür Tutsak Okulu’nun el yazması formatının son sayısını sosyal medyadan paylaşırken Özgür Tutsak Okulu’nu günlük çıkartma düşüncesi gelişti.
Yine içerik konusunu aramızda tartıştık. Nasıl hazırlanacağı konusundaki önerilerimizi paylaştık.

Yunanistan Özgür Tutsakları: Dergimizi günlük ve istisnalar dışında tek sayfa olarak yayımlanıyor.
Derginin içeriği şöyle belirlendi; Bir adet özlü söz, bir adet şiir, bir adet kısadan hisse ve bizden ya da ülke gündeminden bir haber olarak yayınlanacak.

Yine yakın zamanda başladığımız kavramlar sözlüğü diye bir sabit konumuz var.

Dergimiz her gün kolektif bir çalışmayla çıkıyor.

Biz önerilerimizi sunuyoruz. Bir arkadaşımız içerikleri hazırlıyor. Başka bir hapishaneden bir arkadaşımız kavramlar sözlüğü için epeyce miktarda kavramı hazırlayıp bize ulaştırdı. Yine içeriklere diğer arkadaşlar da bakıyor. Öneri ve ekleyecekleri varsa tashihler ve benzeri son hali verilip başka bir arkadaşımız da mizanpajını yapıyor. Gün içerisindeki diğer programlarımızı da Aksatmayacak şekilde en geç saat 17.00 civarında yayına giriyor.

Özet olarak mevcut olanaklarımızı iyi kullanarak özgür tutsak okulunu güçlü bir propaganda ve eğitim aracına dönüştürmeye çalışıyoruz.

GHA: Üretim, tutsaklık koşullarında da devam ediyor. Denilebilir ki tutsaklık koşullarında üretim daha da artıyor. Bu durumun özgür tutsaklık geleneğiyle bağını biraz açabilir misiniz?

Yunanistan Özgür Tutsakları: Biz özgür tutsaklık tanımlarımızdan birisi, “bedeni fiziken hapishanede tutsak olan, ancak yaşamıyla, düşünceleriyle duygularıyla, yüreğiyle üretimleriyle, faaliyetleriyle, pratik devrim mücadelesinin içinde olmaktır” diyoruz.

Üretimlerimizin temelinde bu bakış açısı vardır.

Özgür tutsaklık geleneği kanla yazılmış çok güçlü bir gelenektir.

Bunun ülkemizdeki kökleri İznik’te tutsak iken Ege’de ortaklar düzeni için savaşı yöneten Bedrettinler’e kadar uzanır.

Ancak bugünkü haliyle yaratıcısı önderimiz Dursun Karataş‘tır. Dayı’nın yaratıcılığında, düşmanın hapishaneleri devrimin okulları haline getirilmiştir. Her şey halk için, her şey devrim için, her şey Cephe için bakış açımız tüm çalışmalarımıza ve üretimlerimize yansır. Üretim ve çalışmalarımızda halkın devrimin ve cephenin ihtiyaçları temel alınır.

Çalışma konularımız, üretimlerimiz, çalışma disiplinimiz, plan ve programımız buna göre belirlenir.
Hapishanelerin devrimcileri teslim almanın bir aracı olduğunu biliyoruz. Ve 1980’lerden beri bu alanda ölümüne bir savaş sürmektedir. Hatta öyle dönemler oldu ki, -2000’lerde olduğu gibi- hapishaneler oligarşi için “beka” sorunu haline geldi.

Devrimcilerin teslim alınması için katliamlardan işkencelere F tipi tecrit hapishanelerine kadar -emperyalistlerin de tam desteğini alarak- çok özel politikalar uygulandı.

Hedef beyinlerimizin teslim alınmasıydı. Başaramadılar.

Büyük direnişimizle çok büyük bedeller ödeyerek bu saldırıları püskürttük. Beyinlerimizi korumayı başardık.

Düşman politikalarını püskürtmenin bir ayağı ölümleri göze alan direnişimiz ise, bir ayağı da özgür tutsakların sürekli bir üretim içinde olmalarıdır.

Örgütlü yaşamlarını korumalarıdır. Örgütlü çalışma disiplinine, kültürüne sahip olmalarıdır.
F tipleri ilk açıldığında hiçbir yayın organına izin verilmiyordu. Bugün de birçok hapishanede yayınlarımıza engeller çıkartılıyor.

Ne yaptık?

Her hapishanede yüzlerce tutsağın kolektif beyni üretmeye başladı.

Kültür sanattan mizah dergilerine, güncel politik değerlendirmelerden ideolojik, teorik konulara çok sayıda yayın organı çıkarttık. Eğitim broşürleri hazırladık. Hücrelerde yıllarca birbirimizin yüzünü görmememize rağmen iletişimin onlarca yöntemini bulduk.

F tiplerinde birbirinizden ayrı hücreler de olsak da kolektivizmin en güçlü örnekleri yaratıldı.

Özgür tutsaklık, kolektif çalışan, kolektif üretendir.

Özgür tutsak çalışmada ve üretimde asla nesnelliğe teslim olmayandır.

Dergimizin logosunda da var; özgür tutsaklığın bir başka tanımı da, “Gerillanın tutsaklık koşullarındaki adıdır” diyoruz. Yani özgür tutsaklık, en zorlu koşullarda, en sınırlı olanaklarla en yüksek siyasi, politik sonucu almaktır.

Yunanistan hapishanelerinde de durum farklı değil.

Özgür Tutsak Okulu dışında Türkçe ve Yunanca yayın yaptığımız sosyal medya adreslerimiz var.
Her bir arkadaşımız beste yapmaktan, kitap, şiir, öykü, roman, tiyatro, belgesel senaryosu yazmaya, el işlerinden dergi yazısı yazmaya, dergi çıkartmaktan TV programları yapmaya kadar halk için, devrim için, cephe için kolektif üretimin içindedir.

GHA: Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Yunanistan Özgür Tutsakları: Evet, son olarak Ajansınız aracılığıyla da, Özgür Tutsak Okulu ve takipçilerimizden birincisi, yayınlarımıza önerileriyle katkıda bulunmalarını istiyoruz.
İkincisi, Özgür Tutsak Okulu ellerine geçer geçmez mutlaka onlar da, kendi adres ve gruplarından başkalarıyla paylaşsınlar.

Bunu yapmak ilk işleri olsun.

Üçüncüsü, Aynı şeyi onlarda arkadaşlarından istesin…

O zaman aklın alamayacağı kadar geniş kesimlere sesimizi ulaştırmış oluruz.

Tüm dostlarımıza, halkımıza sevgi ve selamlarımızı yolluyoruz.


Özgür Tutsak Okulu dergisinin tüm sayılarına ulaşmak için:

Sosyal ağlarda paylaşın