…
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki; Osman Kavala, ailesi, Kavala Holding, Kavala Group, Kavala Plaza, mal varlığı, şirketleri ve yurtdışındaki bağlantıları hak- kında ayrıntılı bilgiler bulunmamaktadır. Hakkında bilgi olan şirketlerde ise, doğrudan Osman Kavala’nın adı geçmemektedir. Buna rağmen bilinenler bile, Kavala’nın nasıl bir emperyalizm beslemesi olduğunu anlamaya yeter.
Şirketleri ve emperyalizmle işbirliğinden ziyade “sivil toplumcu-solcu” yanlarının öne çıkarılması da tesadüf değildir. Aksine emperyalizm ve oligarşinin devrimcileri tecrit edip yalnızlaştırma, terörize ederek imha etmede kullandığı araçlardan biridir.
Solculuk yapılacaksa, halkçı olunacaksa Kavala gibi olunacaktır. Devrimci hareket hariç, bütün solu bu çizgiye çekmeyi başardığı da bir gerçektir. Oligarşi içi it dalaşında, AKP’nin Osman Kavala’yı tasfiye etmek istemesi üzerine, dışımızdaki bütün sol Osman Kavala’yı sahiplenmiştir.
Paris doğumlu Kavala, Türkiye’de bizzat Amerikan emperyalizminin kurdurduğu ideolojik, sosyolojik, politik ve kültürel olarak şekillendirmeyi amaçlayan okullardan biri olan Robert Koleji mezunudur.
İngiltere’de Manchester Üniversitesi Ekonomi Bö- lümü’nden mezun olduktan sonra, 1982 yılında Kavala Grubu şirketlerinin yönetimini devraldı.
Amerikancı faşist cuntanın, solun üzerinden silindir gibi geçmesinin ardından, yine “sol” bir model yaratma adına, 1983 yılında Murat Belge ile birlikte İletişim Yayınları’nı kurdu.
Ekolojik haklar ve çevreci kimliğiyle öne çıkarılan Osman Kavala; Türkiye’nin ilk Yap-İşlet-Devret Hidro Elektrik Santrali’ni işleten Aksu Enerji ve Ticaret A.Ş.’yi 1985 yılında Şevket Demirel ile beraber kurdu.
2002 yılında kurduğu ve başkanlığını yaptığı Ana- dolu Kültür’ün resmi sitesinde “1999 depremi ardından önayak olduğu dayanışma faaliyetlerinden sonra aktif iş hayatını bırakıp tamamen sivil toplum alanına yönelen Osman Kavala, Türkiye’de 1990’lardan itibaren gelişmeye başlayan sivil toplum hareketliliğinin önemli aktörlerinden biri oldu.
Pek çok farklı sivil toplum kuruluşunun oluşumunda ve çalışmalarında yer aldı. 2002 yılında bu alandaki çalışmalarını kültür sanat alanında yoğunlaştırarak, Türkiye’de kültür ve sanatın üretimini, izlenmesini, paylaşımını çoğaltmak, yerel inisiyatifleri desteklemek, kültürel çeşitliliği ve hakları vurgulamak, bölgelerarası ve uluslararası işbirliklerini güçlendirmek amacıyla sanatın değişik alanlarından, iş dünyasından ve sivil toplumdan kişilerle birlikte Anadolu Kültür’ü kurdu. Anadolu Kültür gerçekleştirdiği projelerle toplumsal barış kültürünün yerleşmesini hedefledi.” diye tanıtılıyor Osman Kavala.
Yani ülkemizde banka sermayesi ile sanayi sermayesinin iç içe geçmesinin ve ekonominin askerileştirilmesinin tipik örneklerinden olan Kavala Holding’in sahibi; birden bire ‘aktif iş ha- yatını bırakıp’ milyon dolarlık yatırımlarından vaz- geçip kendini çocuklara, sanata, kültüre, azınlık- lara… adamış!
Kürt milliyetçi hareket Dolmabahçe mutabakatı ile meşgulken, Cephe savaşçıları Dolmabahçe’ye hesap sormaya giriyorlardı. Bu nedenle düşman onlarla müzakere ediyor, Cepheliler’i yok edilmesi gerekenler olanlar görüyordu.
Oysa 2013 yılında İmralı ile AKP’nin görüşme sü- recinde adını solda duyuran Kavala; dahil edilen 3 ki- şiden biri seçilecek kadar önemlidir. Siyasi ve ideolojik önderliğini ABD emperyalizminin yaptığı uzlaş- ma-tasfiye-teslimiyet süreci açısından gerek Kürt milliyetçileri gerekse de oligarşi açısından özenle seçilen 3 kişiden biridir.
“Kürt dostu” diye nitelenen Kavala’ya bir ödül de Kürt milliyetçi hareketinden gelmişti. 16 Mayıs 2015’te Arjen Ari ödül töreninde, Fırat Anlı tarafından Osman Kavala’ya Kürt edebiyatına destek verdiği gerekçesiyle Onur Ödülü verildi.
Evet yanlış okumadınız, 2005-2006’da süren YÖGEH’in Dev-Genç’lilere saldırılarında pay sahibi olan Fırat Anlı. Kürt milliyetçi hareket, “Diyarbakır’da size siyaset yaptır mayacağız. Derneğinizi kapatıp gidecek- siniz. Son in- sanınız kalana kadar sizinle savaşacağız.” deyip işkence yaparken; Fırat Anlı kendi imzasıyla Amed Gençlik Derneği’nin kapısının altından tehdit mektubu attırıyordu.
Kürt halkının katilleriyle barışıp; devrimcilere savaş açan, işkence yapan, faşizme “bakın sizin saldırdığınız devrimcilere biz de saldırıyoruz” mesajı veren aynı Fırat Anlı, Osman Kavala’ya onur ödülü verdi.
Cezayir Restaurant adlı mekanın sahibi olan Osman Kavala; AB ve ABD’nin desteklediği projeler da- hilinde yapılan etkinlik ve panellere ev sahipliği yapı- yor.
Ayrıca HDP de, seçimler öncesi aday tanıtım toplantıları ve aydınlar için yapılan imza kampanyalarının duyuruları için halkın içinde değil de Kavala’nın res- taurantında yapmayı tercih ediyor.
Bu tercih; düzenle çelişkisinin olmadığını kanıtlama, işbirlikçilerine şirin gözükme, denetime açık olduğunu ispatlama, düzenle aynı paralelde olduğunu gösterme çabasının sonucudur.
Osman Kavala; Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanlığı’nın yanı sıra George Soros’un başkanı ve destekçisi olduğu Açık Toplum Enstitüleri Vakfı, TESEV, TEMA Vakfı, Tarih Vakfı, Diyarbakır Siyasal ve Sosyal Araştırmalar Enstitüsü, Türkiye Sinema ve Audiovisuel Kültür Vakfı, Mezopatamya Vakfı, Helsinki Yurttaşlar Derneği, Hakikat Adalet Hafıza Merkezi, Barış Vakfı, Sivil ve Ekolojik Haklar Derneği (SEHAK), Hakikat Hafıza Merkezi, Açık Radyo, Diyarbakır Sanat Merke- zi, Kars Sanat Merkezi, Kürdîlit (Türkiye’de Kürtçe Ede- biyat ve Yayıncılık Ağı) projesi gibi daha birçok sivil toplum örgütünde kurucu üye, yönetim kurulu üyesi veya danışma kurulu üyesi olarak bulunuyor.
Ancak icraatları, yalnızca sivil toplumculukla zehir saçmasıyla sınırlı değildir. Aynı zamanda kurduğu onlarca şirketle emperyalizme istihbarat sağla- makta, savaş uçakları için parçalar üreterek hem halkların emperyalizm tarafından katledilmesinde suç ortaklığı yapmakta hem de milyon dolarlar kazanmaktadır.
Osman Kavala’nın kurucusu veya yöneticisi olduğu şirketlerden bazıları:
Çatı Pazarlama A.Ş., Zeytintepe Madencilik Sanayi ve Ticaret A.Ş., Plato Danışmanlık Ticaret A.Ş., Birleşik
İnşaat ve Dış Ticaret A.Ş., Menka Ticaret ve Sanayi A.Ş., Türk-Polonya İş Konseyi, Türk-Yunan İş Konseyi, Center for Democracy in Southeast Europe (Güney- doğu Avrupa’da Demokrasi Merkezi).
Onlarca şirketi arasında ayrıca vurgulanması ge- reken, LORAL ve MİKES.
F-16 ve F-35 uçaklarının parçalarını üretip, mo- dernizasyonunu yaparak, emperyalizm ve faşizmin bizi daha “modern” katledebilsinler diye canhıraş çalışmasıdır.
“Aileden zengin Kavala, babası ölünce Kavala Şir- ketler Grubu’nun başına geçer. Holdingin başına geç- tikten sonra yaptığı ilk işlerden birisi de TSK’nın F- 16’larının koruma sistemlerinin geliştirilmesi ihalelerini alması olur.
Kavala, LORAL firmasının ürettiği bir sistemin F- 16’larda kullanılacağını öğrenince 150 milyon dolar sermayeyle bu firmayla ortak olup MİKES şirketini kurar. Aralık 1988’de 345 milyon dolarlık F-16 mo- dernizasyonunun 160 uçaklık ilk paket ihalesi sonuçlanır ve ihaleyi MİKES kazanır.” (19.10.2017, Sabah)
“2004 yılından bu yana F-35 Programı’nı destek- leyen MİKES, British Aerospace Engineering (BAE) ve Northrop Grumman için F-35 uçak bileşenleri ve asambleleri sağlıyor.” (www.kokpit.aero)
Osman Kavala, bu ihaleleri alabilmek için ise araya Korkut Eken gibi “hatırlı dostları” sokmak durumunda kalmıştır. İmdadına yetişen bu “tanıdık” faşizmin tetikçisi, mafya bozuntusu Sedat Peker’dir. Mahkeme ifadesinde, bu komisyonculuğunun karşılı- ğında 75 bin dolar aldığını itiraf etmiştir.
Demokrasi Mücadelesi, Bağımsızlık Mücadelesidir. Emperyalizme Karşı Savaşıp Bağımsızlık Kaldırılmadan Demokrasi Tesis Edilemez!
“İnsan Hakları Savunucusu-Demokrat” Denilen Emperyalizmin Beslemesi, Ajanı Osman Kavala’nın Sol Saflarda Meşrulaşmasına İzin Vermeyeceğiz!
Dostunu-Düşmanını Karıştıran, Düzeni Meşrulaştıran “Sol”, Sol Değildir!
Osman Kavala, 18 Ekim 2017’de gözaltına alınıp tutuklandı. Burjuva medyada “Kızıl Soros” diye anılan Kavala hakkındaki suçlamaların başında Haziran Ayaklanması geliyordu.
Osman Kavala’nın; “hükümeti ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye yönelik bir ayaklanma olan ve tüm terör örgütlerinin (FETÖ/PDY, PKK/KCK, DHKP/C, MLKP) aktif olarak katıldığı ve destek verdikleri kamuoyunda “Gezi olayları” olarak bilinen eylemlerin yöneticisi ve organizatörü olduğu” iddia edildi.
AKP, Kavala’ya operasyon yaparken “Gezici, FE- TÖ’cü ve Sorosçu” diyordu iddianamede. Yani 15 Tem- muz darbe girişimini, Kavala’nın emperyalizm adına faaliyetlerini ve halkın ayaklanmasını aynılaştırarak mahkum ediyordu. Yani bir taşla üç kuş vurmuş olu- yordu.
Osman Kavala bir solcu değil, burjuvadır.
Ne emperyalizm ne de faşist düzenle bir çelişkisi olamaz. Bu nedenle 79 ilde Anadolu halklarının fa- şizmin adaletsizliğine karşı ayaklanmasının Osman Kavala ile bir ilgisi yoktur!
Aksine Kavala gibiler, halkın düzene karşı ayak- lanmasını tehlike olarak görür ve işte tam da bu nedenle Sivil toplumculuğun öncüsüdürler.
Kavala’yı ayaklanma destekçisi olaran niteleyen yalnızca AKP değildi. İdeolojik gıdasını burjuvaziden alan reformist sol ve Kürt milliyetçilerinde, bütün kav- ramlar alt-üst olmuş, dost-düşman yer değiştirmiştir.
Cepheliler, emperyalizme ve faşizme karşı her ko- şulda savaşı sürdürürken, saldırı yalnızca düşmandan gelmiyordu. “Hiçbir şey uğrunda ölmeye değmez, yaşam kutsaldır” diyen sol, direniş saflarını terk ediyorlardı. Dahası tarihin en uzun ölüm orucu direnişi olan Büyük Direniş’e sansür uyguluyor, düşmanlaşı- yorlardı.
Emperyalizmin işgallerine “demokratikleştirme ham- lesi, diktatörlerden kurtarma” diyecek; ABD’nin 25 üs kurduğu Rojava’ya “Devrim” diyecek kadar pu- sulalarını şaşırmış, halkın cephesinden uzaklaşmış, emperyalizmin güdümüne girmişlerdir.
2016 yılında, Ortadoğu halklarının katledilmesinde rol sahibi Joe Biden, ABD Başkan yardımcısı sıfatıyla İstanbul’a gelerek, o dönem tutuklu olan Can Dündar’ın ailesi ve milletvekilleriyle görüştü. Bu görüşmelere katılanların tamamı ABD’li yetkililer tarafından seçildi, toplantı basına kapalı yapıldı ve Biden sonuçları Tayyip Erdoğan ve Ahmet Da- vutoğlu’na bilgi verileceği açıklandı. Yani AKP, daha öncesinden görüşmeler hakkında bilgilendirilmemişti.
ABD’nin seçtiği bu isimler kimlerdi?
HDP’den Leyla Zana, Ayhan Bilgen ve Altan Tan, AKP’den Galip Ensarioğlu ve Orhan Miroğlu, CHP’den Fikri Sağlar ile Sezgin Tanrıkulu ile görüştü. Gazete- cilerden ise Kadri Gürsel, Aslı Aydıntaşbaş, Ceyda Karan ile Prof. Dr. Yaman Akdeniz, Anadolu Kültür Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala ve Dağ Medya’dan Funda Dağ seçilmişti.
Ayrıca Biden; Hrant Dink’in eşi Rakel ve kızı Delal, Tahir Elçi’nin eşi Türkan Elçi ile de baş başa görüştü. Yani Türkiye halklarının vicdanına seslenmek, em- peryalistliklerinin üstünü örtmek için “terörden zarar gören acılı aileler”i seçmişti. Kendisine böyle meşruluk sağlıyordu ABD.
Joe Biden ve ABD nezdinde bunca önemli bir yeri olan Kavala; aynı zamanda HDK içindeki en “etkin” isimlerden biri olarak gösteriliyordu.
Tam da emperyalizmin solu solla vurmak istediği ve halkın memnuniyetsizliğinin ve isyanının devrimci özünü, sivil toplumcu, düzeniçi bir çizgide tutma mis- yonunu üstlenmiştir.
Emperyalizm, halka BANKA SAHİBİ BİR SOLCU örneği yaratmak istemiştir. Bu nedenle Kavala Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilmektedir. Reformizm ve Kürt milliyetçileri de; savaş uçakları üretip, Kürt halkının, gerillaların, Roboski katliamının sorumluları Osman Kavala’dan bir solcu yaratmaya çalışmakta- dır.
Kısacası Kavala;
1- Kürt halkının mücadelesini savunuyordur; ama Roboski Katliamının yapıldığı F-16’ların modernizasyonunu yapıp, halkları daha “modern” katletmenin araçlarını yapmaktadır.
F-16 ihalesini alabilmek için, kapitalizmin tetikçisi, mafya bozuntusu SEDAT PEKER’den yardım dilenen Osman Kavala solcu olamaz!
2- TEMA vakfı üyesidir; ama aynı zamanda HES’ler yaparak doğamızı yok eden Kavala, solcu olamaz!
3- İnsan hakları savucusudur; ama aynı zamanda milyonlar kazanmak için F-16 ve F-35’lere parçalar üretmektedir.
4- CIA’nın 800 sanat dergisi çıkarması gibi; İletişim yayınlarını kurmuştur. Birgün gazetesine sponsor olmuştur.
5- Şirketlerinin referansları arasında NATO, McDonald’s, Burger King, Petrol Ofisi yer alan Kavala; solcu olamaz! Emperyalizmin desteklemiş olduğu bir “solculuk” mümkün değildir!
6- Haritalama, navigasyon ve araştırma şirketleri aracılığıyla bir yandan vatanımızı peşkeş çekmekte, bir yandan da istihbarat sağlamaktadır. Özellikle Kürdistan’da yeraltı-yerüstü zenginliklerimizin yağmalanmasına ve halklarımızın katledilmesine zemin yaratan Kavala solcu olamaz!
….
Bu yazı 2 haziran 2019 tarihli Yürüyüş dergisi 121.sayısından alınmıştır.