Ölümler gizleniyor! SES: Ölüm raporu verilmemiş binlerce insan var

6 Şubat depreminin ardından geçen yaklaşık iki buçuk aya rağmen halen kaç ölüm var bilinmiyor. Bilinse de açıklanmıyor. Yaşanan katliamın boyutunun bilinmemesi için ölü sayısı halktan gizleniyor.
AKP faşizmi yaşanan katliamdaki sorumluluğu ses kısarak, gündem değiştirerek unutturmaya çalışıyor.

Ama…

Yapılan araştırmalarda şu gerçek ortaya çıkıyor. AKP’nin ölüm sayılarını gizlemesinin sebebi tabii ki katliamın boyutunu gizlemek. Ancak bir çok ölüm ise hala yaşıyor gibi gösteriliyor.

SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası) 6 Şubat depreminin ikinci ayında sağlık sorunları, sağlık çalışanlarına ve hastanelere ilişkin rapor hazırladı. Deprem bölgesinde Ölüm Bildirim Sistemi’ne kaydedilmemiş (ÖBS) kişilerin hâlâ “yaşıyor” olarak göründüğü vurgulanan raporda, şunlar belirtildi: “Ölüm raporu verilmemiş binlerce insan mevcut. Bu da ölümlerin gerçek rakamlarına ulaşmayı imkansızlaştırıyor. Bu durum aynı zamanda kayıp kişilerin yakınları için de büyük bir psikolojik yıkıma neden oluyor.”

Seçimi gündem haline getirilerek deprem katliamı ve depremden sonra halkın çektiği zorluklar unutturulmak isteniyor. Onbinlerce insan katledildi. Resmi rakamlara göre 50 bin 5 yüz insan hayatını kaybetti. Gerçek bunun kat kat üzerinde. Bunun üzerine yıkımdan kurtulan evsiz barksız bırakılan halkın çilesi bitmiş değil. SES’in raporu bölgede yaşananları gözler önüne seriyor:

*Depremin üzerinden iki ay geçmesine karşın barınma ile ilgili sorun en çok dile getirilen sorunlar olarak varlığını sürdürüyor. Hâlâ çadıra erişemeyen yurttaşlar bulunuyor. Depremzedeler kendi imkanları ile kurdukları derme çatma çadırlarda zor koşullarda yaşamaya çalışıyor. Yurttaşlar su, tuvalet ve duş olanaklarında yaşanan sorunlar nedeniyle konteyner talep ediyor.

*Beslenme çoğu yerde tek tip (kuru fasulye, nohut, makarna, pilav vb.) olarak veriliyor. Her ne kadar protein ve karbonhidrat ihtiyacını karşılasa da yeterli ve dengeli beslenmenin sağlanamadığı açıktır. Azalan aşevleri yanında soğuk yemeklerin, özellikle Adıyaman’da az olan sebze yemeklerinin kişilerin kendi yapmasını teşvik edilmektedir. Fakat çadırlarda ve konteynerlerde yemek yapabilme koşulları çok yetersizdir.

*İlçe sağlık müdürlükleri koruyucu hizmetlerin sağlanması konusunda en kritik olan nüfusun bilgisine sahip değildir, çadır kentlerde yapılan hizmetleri planlamak ve sürekliliğini sağlamak için gerekli sürveyans için uygun bir yazılıma sahip değildir.

*Depremin üzerinden iki ay geçmesine karşın barınma ile ilgili sorun en çok dile getirilen sorunlar olarak varlığını sürdürüyor. Hala çadıra erişemeyen vatandaşlar bulunuyor, kendi imkanları ile kurdukları derme çatma çadırlarda zor koşullarda yaşamaya çalışılıyor. Çadırların zemininde çoğunlukla mıcır yok, çoğunda palet vb. izolasyon olanağı da yok.

*Depremin erken döneminde daha çok gözlenen vajinit, sistit ve genital enfeksiyonlar azalmış olsa da varlığını sürdürüyor. Bu sorunlara idrar tutamama, uzun süren regl dönemleri, anemi, baş ağrısı, diş ağrısı, ellerde ve ayaklarda egzema eklenmiş durumda. Deprem koşullarında artan bakım emeğinin yükü kadınlar için en önemli sağlık sorunu niteliğinde.”

Sosyal ağlarda paylaşın