Ülkemizde artık adaletin kırıntısı kalmadı.
Ya da daha doğrusu “halk için adalet” yok!
Yasalar, mahkemeler bu düzen sahiplerine işlemiyor. Para babalarının, siyasetçilerin, devlet bağlantılı mafyacıların, askerin, polisin adi suçları bile artık cezalandırılmıyor. Tecavüzcüsü, hırsızı, uyuşturucu kaçakçısı hatta katili bile ön kapıdan girip arka kapıdan çıkıyor. Tek bir gün hapis bile yatmıyor.
Buna karşılık mahkemeler uyuşturucuyla mücadele edenlere, onurlu namuslu halk çocuklarına cezalar yağdırıyor. Mahkemeler önceden verilmiş kararları okumaktan başka bir işleve sahip değil. Savunma hakkı gibi en basit hakların kullanılmasına izin verilmiyor, hukukun vazgeçilmez ilkeleri artık işlemiyor. Gençler 20, 30, 40 yıl, müebbet gibi cezalara çok kolay çarptırılabiliyor. Hiç bir delile, hiç bir kanıta ihtiyaç duymadan yapılıyor üstelik…
Bugün ülkemizde bir ölüm orucu direnişi var.
Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım ölüm orucunda.
Direnişçilerin hemen tüm ülkeyi ilgilendiren talepleri var ama özetleyecek olursak asıl talepleri “adalet”.
Ölüm orucu direnişine destek açlık grevleri gündeme geldi bugünlerde.
Ölüm orucu direnişini destek açlık grevcileri ile konuştuk.
Sorularımızı iki ölüm orucu direnişçisine destek açlık grevi yapan Zehra Kurtay ve Sinan Ersoy’a yönelttik. 13 Mart Pazar günü yaptığımız röportajı yayınlıyoruz…