Ölüm Orucu Direnişcisi Didem Akman Direniş Öncesinden Anlatıyor -1. Bölüm

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET NEDİR?

Soru: Kendini tanıtır mısın?

D.Akman: Ben Didem Akman… 10,5 yıl önce tutuklandım. 7,5 yıldır ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olduğumdan tekli hücrede tutuluyorum.

Soru: Ağırlaştırılmış müebbet nedir? Müebbet hükümden farkı nedir? Hangi durumlarda verilir?

Ağırlaştırılmış müebbet, idam cezasının yerine (2002’de) getirilen cezadır. Özelliği ölümün zamana yayarak uygulanmasıdır. Tutsaksanız özgürlüğünüzden bir müddet yoksunsunuz demektir. Ama ağırlaştırılmış müebbetseniz günün her anı bir işkenceye çevrilerek yıllarınızı, siyasiyseniz ömrünüzü geçirmek durumundasınız.


Adli ve siyasi tutsaklara farklı cezalar verilmiştir. Adlilerde ağırlaştırılmış müebbet, ölümlü olaylarda, iyi hal indirimi de yapılmazsa, veriliyor.

Siyasi tutsaklarda ise bunun bir ayrımı yok. Cebir ve şiddet kullanarak TC Anayasasının öngördüğü düzeni ortadan kaldırmaya veya bu düzenin yerine başka düzen getirmeye veya bu düzenin fiilen uygulanmasını önlemeye teşebbüs edenler (TCK 309), ağırlaştırılmış müebbet alır. Bunun için bir silahlı eyleme de katılmış olabilirsiniz. Basit bir molotof kokteyli ile mahallenize saldıran çetelere karşı kendinizi de korumuş olabilirsiniz. Hiçbir delil yokken Mustafa Koçak’a verilen ceza gibi iftiralarla da alabilirsiniz bu cezayı. Hiçbir eylemde fiilen olmadığınız halde ‘örgüt yöneticisidir, ölümlü bir olayın talimatını verdi’ denilerek de ağırlaştırılmış almanız mümkün. Son yıllarda FETÖ davasında gazetecilere bile ağırlaştırılmış verdiler. Yani devletin elinde şu anda tam bir intikam aracı olarak duruyor. Binlerce kişiye bu cezayı verdiler.

Adli ağırlaştırılmışlarla siyasiler arasında, yatılacak süre farkı oluyor. Adlilerin 36 yıl üzerinden şartlı salıverilme koşulları var. Fakat siyasilerde Terörle Mücadele Kanunu (TMK) devreye girdiği için tahliye imkanı yok. Savcılar müddetnameye koca koca ‘ölünceye kadar’ yazıyor bu yüzden.

Adli ve siyasilerde süre açısından fark var. Ama infaz koşulları her ikisinde de aynı.


Bu durumun müebbet hükmü ile farkları şöyle:

Bir kişi 5 yıl da ceza alsa, müebbet de ceza alsa infaz koşulları aynıdır. Ağırlaştırılmış ise süreden öte, o süre içinde nerede, hangi koşullarda kalacağınızla ‘ağır’ hale getirilmiştir. Farkları sıralayayım:

  1. Tek kişilik hücrede, günde yalnızca 1 saat havalandırmaya çıkarsınız.
  2. Aileyle görüş ve telefon hakkını 2 haftada 1 kullanırsınız.
  3. Görüşte aile fertleriyle aynı anda görüşemezsiniz, ayrı ayrı görüşmek zorundasınız. Aynı anda anne ve babanızla fotoğraf bile çektiremezsiniz.
  4. Ölüm- ölümcül hastalıklarda aileyi ziyaret ve cenazeye katılma hakkı verilmez.
  5. Adliler açısından, durumun ‘iyi halli’ değilse hapishanede çalışma izni verilmez.
  6. İnfazın hiçbir şekilde ertelemesi olmadığı için ağır hastalık durumunda tahliye umudunuz yoktur.
  7. Tek kişilik hücrede kaldığı için ameliyatlık bir hastalık durumunda dahi yanına refakatçi verilmez.
  8. Görüşlere anne, baba, eş, kardeş, çocuk ve vasi dışında kimse gelemez.
  9. Savcılık izniyle görüş yaptırılmaz.
  10. Çıkabilecek af, hatta genel af gibi durumların tamamen dışında kalır. Özel bir kanun gerekir ağırlaştırılmışlar için.

Yani bir insanı ömür boyu hapse kapatmak zaten ağır hale getirilmişken üstüne 10 yük daha eklenmiş. Bu, ‘ağır’ hale getirmek için değil, düpedüz ezip yok etmek için yapılmıştır.

Soru: Günlük yaşamın nasıl geçiyor? Nasıl bir yerde yaşıyorsun? Olması gereken her şeye sahip misin? Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü biri olarak ne hissediyorsun?

D.Akman: Günlük yaşam hızlı geçiyor aslında. Geçmesi değil, nasıl geçtiği biraz belirleyici. Çünkü ıvır zıvır günlük ve tali işlerle akşamı edebiliyorsunuz. Bu nedenle iradi olarak bir program, disiplin dahilinde gitmeyince geçen günlerin etkisi olumsuz oluyor. Geliştirmeyen, ilerletmeyen faaliyetler de yaşamınızın bir parçası hücrede. Koğuşta nöbet sistemiyle günlük ihtiyaçlar karşılanırken, geri kalan herkes çalışmasını sürdürür. Ama hücrede her gün hem nöbetçisiniz, hem çalışmalarınızı sürdürmelisiniz. Bu dengeyi kurmak önemli oluyor. Benimle beraber 4 kişiyiz burada. Birimizin havalandırmada olduğu saatler ister istemez sohbetle geçiyor. Birbirimize sorup danışacağımız birşeyler, öğreteceğimiz, anlatacağımız vakitler oluyor bu saatler. Havalandırmadan girdikten sonra içerde sporumu yapıyorum. Dışarda çok vakit kalmıyor çünkü. Okuyup yazıyorum bolca. Daha çok yazıyorum. Çünkü yoldaşlarımdan uzağım, iletişim de yazarak olduğu için, günlük çalışmamın çoğu yazmakla geçiyor. Haber, film vs. izlerken de hediyelik üretimler yapıyorum.

Kaldığım yer ağırlaştırılmış müebbetler için yapılmış bir yer değil aslında. Disiplin cezaları için yapılan hücrelerde kalıyorum. Hücreden havalandırmaya direk kapı açılması gerekiyor. Ama yok. Havalandırma hak olmaktan çıkıyor. Çünkü çıkarken her defasında aranmak durumunda kalıyorsunuz. Ve havalandırmaya kitleniyorsunuz. Mesela sağanak bastırdığında gardiyanlara sesinizi ulaştırıp sizi içeri alana kadar, sırılsıklam oluyorsunuz. Direk kapı açılsa böyle bir durum olmayacak. Yada kahvaltı/yemeği dışarda yemek isterseniz, masanızı çekip güneşte çalışmak isterseniz, her defasında masa çıkarmak zorundasınız. Bu da gardiyanların keyfine kalmış, masa çıkarmanıza izin vermeyebilir.

Kaldığım yerin içine güneş girmiyor. 11 m²’lik bir alan zaten. Bir kısmı eşyalarla dolu 2-3 m²’lik alan kalıyor kullanabildiğin. Mutfağı yok, banyo ve tuvaleti hem lavabo hem mutfak olarak kullanmak zorundayım. Havalandırma sistemi de yok, görüntüde bir mazgal var banyoda. Ama ne işe yarıyor bilmiyorum. Banyodan sonra içerde nem kalmasın diye birkaç saat penceremi açık tutuyorum. Yazın sorun olmuyor. Ama kışın hava soğuk. O yüzden kışı genelde hasta olarak geçiriyorum.


Soru: Hakların neler? İdari, mimari, hukuki… Ne kadarını, hangi koşullarda kullanabiliyorsun?

D.Akman: İkinci soruda anlattığım fark, varolan hakları da bir miktar belirliyor. Bunlara ek olarak:

  • Günlük havalandırma sürem 1 saat. Ama bu asgari olarak belirleniyor. Yani arttırılma ihtimali var. Ağırlaştırılmışlarla ilgili her şey İdare Gözlem Kurulunun iki dudağı arasında. Herhangi bir gerekçeyle bunu arttırmayabilir. Keza 3,5 yıldır arttırmıyor. Bana ‘disiplin cezan var’ diye, cezası olmayana, ‘zamanında eylem yapmıştın’ diye, adlilere ‘yer yok’ diye verilmiyor bu hak.
  • Yine kütüphane, spor, kurs vb. faaliyetlere aynı bölümde kaldığın arkadaşlarınla çıkma hakkın var. P-C tutsakları olarak bizler, tretmana bağlı olduğu için çıkmıyoruz. Ama bu hapihanede bunlar, çıkacak olanlara da verilmiyor.
  • Havalandırmaya da beraber çıkabilme hakkımız var. Bir top verdiler ama oynayacak insan yok, beraber çıkarmıyorlar.
  • Sohbet hakkı bugüne kadar ağırlaştırılmışlar için uygulanmadı. Fakat sohbeti düzenleyen genelgede bunun aksi yönünde bir hüküm yok, o nedenle uygulanabilir.

(*) Bu röportaj, Şakran Kadın Kapalı Hapishanesi özgür tutsakları tarafından çıkarılan NEFER dergisi için, Temmuz 2019’da yapılmıştır.

Sosyal ağlarda paylaşın

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.