Yıllarca Nuriye Gülmen’in direnişine tanık olan İnsan Hakları Anıtı, yeni bir eyleme daha tanıklık ediyor.
6 Şubat depreminde Antakya’da annesini, kız kardeşini, ağabeyini ve yeğenini kaybeden Döne Kaya, 6 Şubat deprem katliamının sorumlularının “yargılanması” talebi ile Ankara’da, Kızılay’daki Konur Sokağı’nda bulunan İnsan Hakları Anıtı önünde eyleme başladı.
Konur Sokağı’nda bulunan İnsan Hakları Anıtı önü, Nuriye Gülmen’le özdeşleşen bir eylem alanıydı.
Bugün bu alanda, bu yerde, bir depremzede adalet istiyor.
İNSAN HAKLARI ANITI ÖNÜNDE YİNE POLİS SALDIRISI
Döne Kaya’nın eylemi bu hafta 4. haftasındaydı.
Döndü Kaya, İnsan Hakları Anıtı’nın önünde, en insanca, en haklı ve meşru soruyu sordu:
Kaya,”53 bin insan öldü. Depremden bu yana 473 gün geçti. Neden bir şey yapılmadı?” diye sordu.
Eyleminin dördüncü haftasında Kaya’nın yanında iki depremzede kadın daha vardı. Depremde 9 yaşındaki oğlunu kaybeden Sema Olukpınar ve Malatya Kırçuval Otel enkazında oğlunu kaybeden Zeliha Ağırbaş da Döndü Kaya’yla birlikte adalet istediler.
Fakat, Nuriye Gülmen’in yaşadıklarını Döndü Kaya da yaşıyor.
Eylemin 4. Haftasında polis depremzede Kaya’nın ‘adalet’ eylemine saldırdı.
Depremzedelerin eylemine saldıran polis, zorla pankartlarına ve depremde katledilen Zeliha Ağırbaş’ın oğlunun fotoğraflarına el koydu.
“ÖLÜRKEN GÖRMEDİNİZ BİZİ!”
Depremzede aileler, polisin saldırısına karşı direndiler.
Polislere tepki gösteren Ağırbaş, İnsan Hakları Anıtı önünde, en haklı, en meşru sözlerle eylemini savundu:
“Ölürken görmediniz bizi. Yavrularımız neden enkaz altında bağıra bağıra öldü? Bizler yavrularımızı enkaz altında ölsünler diye mi büyüttük?”
Kaya ise, kendisini gözaltına almak isteyen polislere şöyle sesleniyordu:
“53 bin insan öldü. Depremden bu yana 473 gün geçti. Neden bir şey yapılmadı?”.
Kaya, ayrıca Zeliha Ağırbaş’ın oğlunun polislerce el konulan fotoğrafının kendilerine verilmemesi halinde alanda ayrılmayacaklarını belirtti. Polis annelerin bu haklı direnişi ve talebi karşısında fotoğrafı getirip annelere teslim etmek zorunda kaldılar.
