Erdoğan’ın da katıldığı NATO zirvesi yapıldı.
NATO zirvesi temel olarak Ukrayna ve Rusya arasında sürmekte olan sorunda NATO’nun Ukrayna iktidarını destekleme amacıyla toplandı. Nazi özentisi faşist Ukrayna yönetiminin, NATO’ya girme hazırlığı Rusya yönetimi tarafından kabul edilmedi. Rusya yönetimi bunun kendisine yönelik tehtidin büyümesi anlamına geleceğinden, Ukrayna’nın NATO üyeliğine karşı bir operasyon başlatmıştı. Rusya’yı kuşatmak amacıyla, emperyalizmin belirleyiciliği olan bu üyelik süreci diplomatik yollardan çözümü imkansız hale gelmesinin ardından Rusya’nın müdahalesi gündeme gelmişti.
AKP faşist iktidarının şefi Erdoğan da bu toplantıya katılan yöneticilerden biriydi. Zirve öncesi Finlandiya ve İsveç’in üyelikleri de gündemdeydi. Erdoğan’ın zirveden bir kaç hafta önce İsveç’in üyeliğine karşı olduğuna yönelik sert açıklamaları olmuştu.
İŞBİRLİKÇİNİN DIŞ POLİTİKASI OLMAZ!
Ancak İsveç’in üyeliğine karşı çıkması için gerekli siyasi güce sahip olmayan Erdoğan’ın söylediği sözlerin tamamı boşa çıktı. Türkiye Devleti’nin emperyalistlerin masasında hiç bir siyasi etkisinin olmadığı, NATO’da piyade gücü olmanın dışında hiçbir fonksiyonu olmayan bir işbirlikçi olduğu bugün İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğinin kabul edilmesi ile tekrar görülmüş oldu.
ERDOĞAN BASIN TOPLANTISI YAPTI:
Toplantı sonrası Erdoğan’ın yaptığı basın toplantısında bir gazetecinin yönelttiği soru da, Erdoğan’ın verdiği cevap da ibretlik idi.
Erdoğan’ın sorulan soruyu cevaplarken suratının aldığı ifade ise işbirlikçi utanmazlığının şekle bürünmüş haliydi.
Gazetecinin sorduğu soru açıktı:
“Geçmişte Biden sizi çok kızdıracak şeyler söyledi. Şimdi ise çok yakın arkadaş gibisiniz. Ne değişti?”
Erdoğan’ın cevabı ise, işbirlikçilikte, Erdoğan’ın selefi Demirel’in pişkinliğin sembolik ifadesi olan o çok bilinen cümlesi ile cevap verdi: “dün dündür, bugün bugündür“.
Verdiği cevabın tamamı şöyle:
“Siyasette böyle bir şey olur mu? Siyasette dün dündür bugün bugündür. Bunu bu şekilde bilmemiz lazım. 24 saatte siyasette çok şey değişir. Ve bu anlayışla da siyaseti yürüteceğiz ve dimdik duracağız. Türkiye Amerika ilişkiler çok çok eski. Ben başbakan olmadan önce sayın Bush ile süreç başlattım. Ve o günden bugüne gelen bir sürecimiz var. Tabii iyi günler kötü günler oldu. Öyle ya da böyle Türkiye Amerika ilişkileri yolunda devam etti. Okey?”
İşbirlikçinin siyasetini emperyalistler belirler. Ya da uşağın siyaseti, iradesi olmaz. Onun ağzından çıkan efendisinin sesi ve iradesidir.. O yüzden dün söylediğini eğer efendisi beğenmezse bugün tam tersini söyler. Ve bunu yaparken utanmaz. Çünkü işbirlikçiliğin ahlakı olmaz.
“BUSH İLE BAŞLAYAN SÜRECİMİZ VAR!”
Bu süreç hiç bir zaman kesintiye uğramamıştır.
Verdiği cevapta daha henüz başbakan olmadığı dönemlerde Bush ile bir süreç başlattığını, o günden bu güne gelen bir süreç olduğunu söylemiş Erdoğan. Bush’a ABD’ye uşaklık sözü verdiğini dile getirmiş utanmadan. Evet Erdoğan’ın iktidarda kaldığı süreçtir. İktidarda kaldığı 20 yıl boyunca işbirlikçiliklerinde kesintinin yaşanmadığı süreçtir. AKP iktidarının, ABD emperyalizminin vatanımızı dilediği gibi talan edebilmesi için tüm güçleri ile çalıştığı süreçtir.
“O günden bugüne gelen sürecimiz var. Tabii ki iyi günler kötü günler oldu. Öyle ya da böyle Türkiye Amerika ilişkileri yolunda devam etti” derken de iktidarı boyunca tartışıyor gibi, zıtlaşıyormuş gibi göründüğü dönemlerde de işbirlikçiliğe, Bush ile başlattığı sürecini devam ettirdiğini söylüyor.
Bu yaptığı açıklama AKP iktidarının ve Erdoğan’ın, yeminli emperyalizm işbirlikçisi, katıksız ABD uşağı olduklarının en üst ağızdan itirafıdır.
Ülkemizde yaşanan her türlü adaletsizliğin arkasında ABD emperyalizmi vardır.Emperyalizme karşı mücadele etmeden, onun ülkemizdeki tüm yaşamsal bağlarını kesmeden halkımızın rahat yüzü görmesi mümkün değildir. Emperyalizmin ülkemizde aldığı her nefes halkımızın nefessizliğidir …