AKP milletvekili Şirin Ünal’ın evinde ölen Özbekistan vatandaşı Nadira Kadirova ile ilgili şüpheler gündemde tüm canlılığı ile dururken, savcılık konunun üzerini örtme gayreti içerisinde. Bu durum ile ilgili açıklama yapan Kadirova’nın avukatı Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği Başkanı Avukat Müjde Tozbey Erden, Kadirova’nın ölümünün şüpheli olduğunu, Şirin Ünal’ın ise korunduğunu savundu.
Cumhuriyet Tv’ye özel açıklamalarda bulunan Av. Erden ” Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından halen cinsel saldırıya yönelik araştırma yapılmadı. Savcılık burada iyi niyetli değil ve tamamen tanıklarımızı korkutmaya yönelik sorular sorulmuştur” dedi.
Hiç bir delil, hiç bir kanıt olmaksızın bir tek itirafçının bir ifadesi ile hapse atılan Mustafa Koçak’a müebbet hapis cezası veren faşizmin yargısı, her tarafından şüphe fışkıran ölüm ile ilgili şüphe oluşmasına neden olan tanıkları tehdit ediyor, korkutarak ifade vermelerini engelliyor. “Yasalar sadece halka karşı uygulanıyor” dahi denemiyor ülkemizde. Söz konusu halkın evlatları olunca artık yasaları dahi işletmiyor, emirleri yerine getiriyor faşizmin yargısı.
Ama söz konusu olan bir milletvekili ise… hele hele AKP’li bir millet vekili ise!
Kadirova’nın avukatı normalde Adli Tıp’tan 6 ayda gelen rapor Nadira vakasında nasıl iki günde geldi sorusunun savcılığın Şirin Ünsal’ı koruduğu iddiasını güçlendirdiğini dile getirdi. Şöyle dedi:
Nadira, cinsel saldırıya uğradı mı uğramadı mı öldürüldü mü öldürülmedi mi bunların araştırılmasını istiyoruz. Bu nedenle adalet mücadelesi veriyoruz. Nadira’nın pazartesi öldüğü bildirildi, çarşamba gecesi Nadira’nın cesedi ailesiyle birlikte Özbekistan’a gönderildi. 2 gün içinde otopsi raporu alındı. Adli Tıp’tan rapor alındığı söylendi ve emniyet müdürlüğü tarafından yetki aşımı dışında “intihar” açıklaması geldi. Oysa ki ülkemizde adli tıptan bir raporun gelmesi 6 ay sürüyor. Nadira’da 2 gün sürdü. Bizi şüpheye düşüren bu oldu. Bürokratik işlemlerin bu kadar hızlandırılması dosyanın aileye gösterilmesi, otopsi fotoğraflarının gösterilmemesi, ağabeyine cesedin “ilaçlandı” denilerek gösterilmemesi bizi şüphelendirdi. Ankara Cumhuriyet Savcılığı tarafından halen cinsel saldırıya yönelik araştırma yapılmadı. Savcılık burada iyi niyetli değil ve tamamen tanıklarımızı korkutmaya yönelik sorular sorulmuştur. Soruşturmanın yönünü değiştirmeye yönelik bir çalışmadır. Yani Nadira’nın “kirli” bir kadın olduğunu ima ederek aslında ölümünü kirletmeye çalışıyorlar. Savcı, Nadira’nın olayında hiçkimseyi şüpheli durumuna düşürmedi. Kimsenin şüpheli olarak beyanını almamış sadece bilgilerine başvurmuş. Şirin Ünal’a şu çağrıda bulunuyorum; dosyanın aydınlatılması için mücadele etsin, etsin ki adını temize çıkartsın.
Bundan önce şüphelere sebep olan sorulara yenileri eklendi.
1- Nadira Kadirova intihar mı etti, öldürüldü mü?
2- İntihar ettiyse, onu intihara iten etken neydi?
3- Savcı, Şirin Ünal’ın ifadesini aldı mı?
4- Şirin Ünal, bugüne kadar neden bir açıklama yapmadı?
5- Nadira Kadirova’nın ölümüne neden olan silahın markası ne?
6- Olayın yaşandığı evde keşif yapıldı mı?
7- Nadira’nın bedeni üzerinde “cinsel saldırıya” uğrayıp uğramadığının tespiti için örnek alındı mı?
8- Olay yerinde bulunan silahın şarjörü neden takılı değildi?
9- Savcı, tanıklara neden fuhuş sorusu yöneltti?
10- Emniyet, neden olayın 2. günü intihar açıklaması yaptı?
Yanıt beleyen sorular şu soruyu soranları haklı çıkartıyor: Nadira öldürüldü mü? Neden her şey olayın kapanması için hızla işletiliyor. Hasta bir tutsak söz konusu olduğunda, geciktiğinde öleceğine bilinmesine rağmen Adli tıp kurum aylarca rapor göndermez ama bu davada 2 günde her şey oldu bittiye getirilip dosya kapatılmaya çalışılıyor…