Koçak’ın Avukatı Ezgi Çakır’ın Açıklamasının Tam Metni:
“Mustafa’ya yapılan sadece Mustafa’ya yapılmadı.”
Mustafa Koçak’ın ailesi ve avukatı, onunla günlerce görüştürülmedi.
Birşeyler gizledikleri belliydi.
Sonuçta ne gizledikleri de açığa çıktı.
Zorla müdahaleyle Mustafa Koçak’ın direnişini kırmaya çalıştıkları 5 gün boyunca, alçakça vahşice işkence yapmışlardı Mustafa’ya.
Vücudu delik deşik, kan revan içindeydi.
Avukatı Ezgi çakır, kaçırıldıktan günler sonra Mustafa Koçak’la görüştü. Kendi izlenimlerini ve Mustfa’nın anlattıklarını bir açıklamayla halka duyurdu.
Aşağıda bu açıklamanın tam metnini sunuyoruz:
ÇAKIR: “Mustafa’nın sizlere bir mesajı var”
Mustafa Koçak hücresinden zorla sandalyeye bağlanarak, sürüklenerek Şakran Hapishanesi
kampüs hastanesine götürüldü. Perşembe günü öğleden sonra 16.30 gibi götürüldüğünü
biliyoruz. Ve 4 gün boyunca, savcılık, idare mahkemesi, hapishane idaresi, hekimler,
demokratik kitle örgütleri, milletvekilleri… Herkesi araya koyarak müvekkilimizle görüşmek
istediğimizi beyan ettik.
Koronavirüs gerekçesiyle, immune sisteminin zayıf olduğu gerekçesiyle müvekkilimizle
görüşmemiz engellendi. Ve dün ailesi kapıda eylem yaptı, biz avukatları olarak kapıda
bekledik ve en nihayetinde saatler süren görüşmeler sonrasında müvekkilimizi kaçırdılar,
dün akşam saatlerinde. Daha sonra biz kendisinin Kırıklar 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’ne
getirildiğini öğrendik.
Bugün kendisi ile görüşme fırsatım oldu. Kendisi 5 gün boyunca yaşadıklarını anlattı. Ben
de bunları tüm kamuoyu ile paylaşmak istiyorum.
Kampüs hastanesinin başhekimi, dahiliye uzmanı doktor olmak üzere üç doktorun kendisine 5
gün boyunca işkence altında zorla müdahale ettiklerini, bilincinin açık olduğunu, zorla
müdahaleyi kabul etmediğini beyan ettiğini, buna rağmen 73 serum takıp 73 serumu da
patlattıklarını anlattı. Bana kollarını gösterdi; kolları omuzdan bileğe kadar iğle izleri,
patlak ve mosmor durumda.
Dişleri ile serumları çektiğini, bu sebeple kafasının da kelepçelendiğini; kollarına 8
kelepçe, ayaklarına 8 kelepçe takıldığını; ağzına bir şey sokularak bağırmasının
engellendiğini; kafasını ve vücudunu halatlarla bağladıklarını; seni sakatlayıp bırakacağız
dediklerini söyledi.
Çok sayıda sivil polisin Milli İstihbarat Teşkilatı’nın memurlarının, doktorların,
yine hapishane savcısının, T2 hapishane müdürünün odada olduğunu, tüm bunlara şahitlik ettiğini, dönem dönem katıldığını beyan etti.
Bilincinin kesinlikle yerinde olduğunu, kabul etmediğini ve buna rağmen yapıldığını
söylüyor. Zaten vücudundaki izler, kabul etmediğini ve işkence altında zorla müdahalenin
gerçekleştiğini bize aktarıyor.
Beş gün boyunca tuvalete dahi gitmesine izin verilmeden, altına yapmasına sebep
olduklarını ve temizlemediklerini… Bizi hijyen diyerek içeri sokmayanlar Mustafa’yı altına
yaptırıp 5 gün boyunca bekletenlerdir.
Arkadan anüsünden çop sokulduğunu, taciz edildiğini, devamlı küfürlerle, hakaretlerle tacize uğradığını, kimi zaman 10 saat boyunca kolundaki serumu çıkartmaya çalıştığını, kolundaki serumu çıkarmaya çalıştığında bacağına serumlar vurulduğunu ve yine bacaklarının damarlarının patlak olduğunu bize aktardı.
Ayrıyeten yine orada psikolojik olarak gülmeler… aa bak şimdi kendine geliyorsun, çok iyisin değil mi Mustafa demeler…
Mustafa’nın sizlere bir mesajı var, Mustafa direnmeye devam ediyor.. Tüm bu damar patlakları benim onurumdur diyor.
Bu adaletsizliğe bir an önce son verilmesini diliyoruz.
Demokratik kitle örgütlerini, meslek örgütlerini, milletvekillerini, sanatçıları, aydınları, herkesi duyarlı olmaya, göreve ve Mustafa’nın yanında olmaya çağırıyoruz.
Mustafa’ya yapılan sadece Mustafa’ya yapılmadı.
Bunun farkına varalım.