“Oğlum gencecik bir üniversite öğrencisiydi. Hapishaneye attılar. Tahliye olduktan sonra okuluna gidişi de engellendi. Yurtdışı çıkış yasağı da olduğu için bu yolu tercih etti. 24 Mart sabahı oğlumla birlikte aynı botta Yunanistan’a geçmeye çalışan diğer kişi bot devrildikten sonra kendisini kıyıya atabilmiş. Oğlumun nehre batıp çıktığını görmüş. Bize daha sonra telefonla ulaşarak haber verdi. Şu an Yunanistan’da Ferez Polis Merkezinde. Orada Yunan polisine verdiği ifadede de oğlumun nehre düştüğünü gördüğünü söylemiş. Tüm bunlara ve benim başvuruma rağmen henüz bir arama çalışması başlatılmadı.”
Tayad’lı Ünzile Araz’ın sözleri bunlar. Oğlu Mahir Mete Kul, 24 Mart tarihinden bu yana kayıp.
Edirne ili üzerinden Nasuhbey Köyünden, sabah 6.00 sularında Meriç Nehri üzerinden Yunanistan’a geçerken, botlarının batması sonucu, yanında bulunan arkadaşı S. Şenbaba kurtulurken Unzile Araz’ın oğlu 23 yaşındaki Mahir Mete Kul nehirde kayboldu.
Araz, Yunanistan polisinin henüz arama çalışması için harekete geçmediğini söyleyerek, duruma tepki gösterdi.
Arama çalışmalarının başlamaması durumunda Yunanistan’da hükümette bulunan Syrıza Partisi binası önünde açlık grevine başlayacağını belirtti.
Beykent Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği öğrencisi 23 yasındaki Mahir Mete Kul, Liseli Dev Genç’in açıklamalarına katıldığı ve gizli tanık ifadeleri nedeniyle “örgüt üyeliği” iddiasıyla hakkında dava açılmıştı. 2017 yılında tutuklanıp 10 ay hapishanede kalmıştı. 5 ay önce tahliye olan Kul’un, hakkında yurtdışı yasağı olması nedeniyle Meriç Nehri üzerinden Yunanistan’a geçmeye çalıştığı öğrenildi. Bindikleri botun, nehirdeki güçlü akıntılar nedeniyle devrilmesi sonucu kaybolan Kul’dan dünden beri haber alınamıyor.
Mahir Mete Kul, lise yıllarında “Parasız Eğitim, Demokratik Liseler” istediği için tutuklanan ve tahliyesinin ardından okul hayatı bitirilen gençlerimizden birisi. En son Silivride görülen devrimci avukatların davasında tanık olduğumuz; işbirlikçi, sözümüz ona ‘gizli tanıkların’ ifadeleri nedeniyle hakkında istenen ağır cezalar onu göç yoluna sürükledi.
Avrupa’ya göç kurtuluş mudur?
Meriç Nehri’ni daha kaç canımız kaybolduğunda ya da ölüm haberini aldığımızda duyacağız?
Her gün yüzlerce insan kurtuluşları için kaybolmayı, ölümü göze alarak yollara düşmektedir.
Mülteciliğin ve göç yollarında kayıpların, ölümlerin sorumlusu kimdir?
Halkımızı göç yollarına düşüren, göç yollarında katleden kimdir? Bu soruların cevabı bu haberde net görünüyor. Mete Kul’un parasız, demokratik eğitim talebini hapisle yanıtlayan, gizli tanıklarla tüm geleceğini elinden alanlardır suçlular. Baskı ve zulüm göç yollarını kurtuluş umudu olarak görülmesine ve bir gencimizin nehirde, göç yollarında kaybolmasına sebep oluyor. Faşizmin ülkeyi terketmek zorunda bıraktığı oğlunu kaybeden annenin yaşadığı acı faşizme olan öfkeyi büyütüyor. Şairin dizelerinde dediği gibi:
Öfkeliyiz!
Kül savrulur, söz kalır, öfke büyür
Büyüyor